22. Hukuk Dairesi 2013/7687 E. , 2014/19171 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara 14. İş Mahkemesi
TARİHİ : 28/02/2013
NUMARASI : 2012/347-2013/44
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacının, işverenin Kazakistan"daki şantiyesinde 03.07.2009 tarihinde inşaat teknikeri olarak çalışmaya başladığını, 2010/Ocak ayı sonuna kadar çalıştığını, daha sonra 11.05.2010-01.10.2010 tarihleri arasında tekrar çalıştığını, en son ücretinin 2.500.00 USD olduğunu, fazla çalışma yaptığını, hafta tatili ve genel tatillerde çalıştığını, alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili; davacının 03.07.2009-03.01.2010 ve 12.05.2010-30.10.2010 tarihleri arasında çalıştığını, davacının ücretinin 2.250,00 USD olduğunu, fazla çalışma yapmadığını, hafta tatili ve ulusal bayram-genel tatil ücreti alacaklarının ödendiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, bilirikişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı kanuni süresi içinde davalı temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu"nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Somut olayda, mahkemece, davacı ve tanıklarının beyanlarına göre, davacının, haftanın iki günü 08:00-19:00 saatleri arasında onbir saat çalıştığı, bir saat ara dinlenmesi düşülerek, günlük on saat çalıştığı, iki günlük beş saat fazla çalışma yaptığı, hafta içi dört gün ise günlük üç saat fazla çalışma yaptığı, toplamda haftalık onyedi saat fazla çalışma yaptığı kabul edilmiş ise de, davacının imzası bulunan 02.07.2009 tarihli belgede çalışma saatlerinin 08.30-17.00 olarak belirtildiği, ayda iki Pazar tatil olduğu, dini bayramlarda şirketin tayin ettiği günlerde tatil olacağı, yılbaşında tatil olduğu, diğer resmi bayramlarda çalışma günü gibi çalışılacağı hususlarının belirtildiği, 2009/Temmuz-imzalı, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık, İmzasız, 2010/Mayıs, Haziran, Temmuz-imzalı puantaj kayıtlarına göre ve 2009/Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık-imzalı, 2010/Mayıs, Haziran, Temmuz-imzalı ücret bordrolarına göre fazla çalışma yapılmadığı anlaşılmış olup, imzalı puantaj kayıtları ve ücret bordroları ile çalışma saatlerine ilişkin işyeri belgesindeki imzaları ile ilgili davacının beyanı alınarak sonucuna göre fazla çalışma sürelerinin belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi hatalıdır.
Ayrıca, davacının haftada dört gün mesai saati bitimi olan 19.00"dan sonra fazla çalışma yaptığı konusunda iki davacı tanığının beyanlarının birbiriyle uyuşmadığı anlaşıldığından saat 19.00"dan sonra çalışma olduğunun ıspatlanamadığı ve reddi gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Öte yandan, 08.00-19.00 saatleri arasında günlük onbir saat çalışılan sürelerde birbuçuk saat ara dinlenmesi düşülmesi gerekirken bir saat ara dinlenmesi düşülerek hesaplama yapılması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25.06.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.