Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/6536
Karar No: 2019/437
Karar Tarihi: 30.01.2019

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/6536 Esas 2019/437 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2016/6536 E.  ,  2019/437 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TESCİL
    KANUN YOLU : TEMYİZ

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Davacı ..., ...Köyü çalışma alanında bulunan kendisine ait 141 ada 3 parsel sayılı taşınmazın sınırında yer alan ve 2000 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında paftasında yol olarak gösterilen taşınmazın bir bölümü hakkında, miras yoluyla gelen hak ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece verilen önceki tarihli hüküm, hakkında tutanak düzenlenmeyen taşınmazlar yönünden kadastro öncesi nedenlere dayanılarak dava açılmasını sınırlayan yada yasaklayan bir hüküm bulunmadığından, davanın makul sürede açılmadığı gerekçesiyle reddine karar verilemeyeceğine değinen Dairemizin bozma ilamı ile bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne ve 16.10.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 202,14 metrekarelik taşınmaz bölümünün arsa vasfıyla davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, 4721 sayılı TMK"nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14 ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. Mahkemece, taşınmaz bölümü üzerinde davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki, davacı, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği hukuki nedenine dayanarak çekişmeli taşınmaz bölümünün adına tescili isteğinde bulunmuş olup, mahallinde yapılan keşiflerde beyanlarına başvurulan mahalli bilirkişiler ve davacı tanıkları, dava konusu taşınmaz bölümünün öncesinde davacının babası Mustafa tarafından, sonrasında ise davacı tarafından kullanıldığını, 30-40 yıldır davacı ve babasının zilyet olduklarını beyan ettikleri halde, davacının taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin hangi sebebe dayalı olduğu, zilyetliğin babası ile birlikte mi yoksa kendi adına mı olduğu, kendi adına ise taşınmazın davacıya nasıl geçtiği, ne sebeple sürdürdüğü açıklanmadığı gibi bu husus davacıya da açıklattırılmamıştır. Öte yandan dava konusu yere ilişkin temin edilebilen en eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları getirtilmemiş, komşu taşınmazlara ait kayıtlar getirtilerek mahalli bilirkişi ve tanık beyanları ile denetlenmemiş, taşınmaz bölümünün yönünü ne gösterdikleri üzerinde de durulmamış ve ayrıca TMK’nın 713/4 ve 5. fıkraları gereğince keşif
    sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli ilanlar da yapılmamıştır. Eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulamaz.
    Hal böyle olunca, öncelikle davacıdan çekişmeli taşınmaz bölümünün muris babasından kendisine ne şekilde intikal ettiği hususunda açıklama istenmeli; taksim, bağış, satın alma vs. gibi nedenlerden birine dayanması durumunda, bu hususu kanıtlaması için süre ve imkan verilmeli; bu şekilde davacının aktif dava ehliyeti bulunduğu sonucuna varılması halinde, çekişmeli taşınmaz bölümüne ait temin edilebilen en eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile dava konusu taşınmaz bölümüne komşu taşınmazların kadastro tutanak ve dayanakları ilgili yerlerden getirtilip dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, ziraat bilirkişisi ve fen bilirkişisinin katılımı ile mahallinde yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan; dava konusu taşınmaz bölümünün geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, davacının açıklayacağı dava sebebi de dikkate alınarak taşınmaz bölümünün paylaşım, satın alma, bağış ya da başka yolla davacıya geçip geçmediği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; komşu taşınmazların dayanak kayıtlarının dava konusu taşınmazın bölümünün yönünü ne okuduğu belirlenmeli; bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli; dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; ziraat bilirkişisinden taşınmaz bölümünün toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz bölümü üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmaz bölümünün imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığını, muhtaç yerlerden ise imar ihyaya konu olmaya başladığı ve ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir ve komşu parsellerle karşılaştırmalı olarak değerlendirmeyi ve taşınmaz bölümünün değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; teknik bilirkişiye ise keşfi takibe elverişli, dava konusu taşınmaz bölümünü komşularıyla birlikte gösterir şekilde krokili rapor düzenlettirilmeli; TMK’nın 713/4 ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilecek bilirkişi rapor ve krokisine göre gerekli yerel ve gazete ilanları yapılmalı, yasal 3 aylık sürenin dolması beklenmeli, temin edilebilen ortofoto ve uydu fotoğrafları da denetlenmek suretiyle zilyetlikle kazanma şartlarının davacı lehine oluşup oluşmadığına ilişkin olarak tüm deliller değerlendirilip, sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 30.01.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi