Hukuk Genel Kurulu 2014/317 E. , 2016/152 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki “işçilik alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 4. İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 10.04.2012 gün ve 2010/1022 E., 2012/286 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 20.05.2013 gün ve 2012/23461 E., 2013/11415 K. sayılı ilamıyla;
(...Davacı, davalı şirkette 01.01.1975-31.12.2008 tarihleri arasında kalıpçı olarak çalıştığını, aylık 950 USD net ücret aldığını iddia ederek, kıdem, ve ihbar tazminatı, fazla mesai, hafta tatili, yıllık izin, bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı şirket davacının şirkette aralıklı çalıştığını, iddia ettiği ücretin doğru olmadığını ve alacağı bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davacıya ait Sosyal Güvenlik Kurumu hizmet cetvelinde gösterilen sürelere ve işyeri kayıtlarına itibar edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekili müvekkilinin 01.01.1975 tarihinde Libya-Trablus liman inşaatında çalışmaya başladığını, 3201 sayılı Kanun kapsamında yurt dışı hizmetlerini borçlanmak suretiyle Sosyal Sigortalar Kurumu kapsamına aldırdığını, yurt dışı hizmetlerine ilişkin hizmet belgelerinin de Sosyal Güvenlik Kurumundaki tahsis dosyasında mevcut olduğunu, çalışma süresinin pasaport kayıtlarıyla da sabit olduğunu iddia etmiştir. Davacının dilekçesinde belirttiği tarihler arasında kesintisiz çalışma iddiasına davalı itiraz etmiş ve çalışmanın kesintili olduğunu ileri sürmüştür. Mahkemece Sosyal Sigortalar Kurumu hizmet cetvelindeki çalışma süreleri esas alınarak davacının hizmet süresi tespit edilmiştir. Ancak kayıtların aksine davacı iddiasını doğrulayan şahit beyanı da bulunmaktadır. Bu durumda şahit beyanının doğru olup olmadığının denetlenmesi ve hizmet süresinin tam olarak belirlenebilmesi için hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında davacının pasaport kayıtlarının incelenmesi, Sosyal Güvenlik Kurumundaki sigorta sicil dosyası getirtilerek dosya kapsamına alınması, davacının yurt dışı hizmet borçlanması yapıp yapmadığının araştırılması ve buna ilişkin belgelerin getirtilmesi, çalışma olgusuna ilişkin olabildiğince kayıt ve belgelere ulaşılarak elde edilecek delillerin birlikte bir değerlendirmeye tabi tutulması gerekirken eksik inceleme ile tespit edilmiş olan hizmet süresi esas alınarak sonuca gidilmesi isabetli bulunmamıştır.
Keza; dosya içeriğine ve tarafların beyanına göre davacının, davalı şirketin yurt dışı şantiyelerinde kalıpçı ustası olarak çalışmış olduğu anlaşılmıştır. Davacı nitelikli işçi olup bilgisine başvurulan şahit iddia edilen ücret miktarını doğrulamıştır. Davacının hizmet süresi ve vasıflı işçi olduğu dikkate alındığında, iddia ettiği ücret miktarı fazla olmayıp, bu ücret miktarı ile alacakların tespiti gerekirken bu yön dikkate alınmadan işçinin imzası bulunmayan işverenin tek taraflı olarak düzenlediği işyeri kayıtlarına göre işverenin bildirdiği ücret miktarının esas alınarak sonuca gidilmesi de ihatalı olup bozmayı gerektirmiştir...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davacının 01.01.1975-31.12.2008 tarihleri arasında davalı şirketin Libya, Ürdün, Rusya ve Afrika’daki inşaat şantiyelerinde usta kalıpçı olarak aylık net 950.-USD ücretle çalıştığını, iş bitimi nedeniyle iş sözleşmesinin feshedildiğini iddia ederek, kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma, yıllık izin, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, taleplerin zamanaşımına uğradığını, müvekkili şirketin yurt dışı şantiyelerinde çalışan davacının hizmet süresinin kesintisiz olmadığını, inşaat işlerinin yapısı gereği belirli dönemler halinde olduğunu, iddia ettiği ücretin doğru olmadığını, saat ücreti ile çalıştığını, son olarak müvekkili Şirketin Ukrayna şantiyesinde, 2,65-USD saat ücreti esas alınarak hesap edilen aylık ücret karşılığında çalıştığını, alacağı bulunmadığını ve tazminat talep etmesinin mümkün olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkeme, Sosyal Güvenlik Kurumu hizmet cetvelinde gösterilen sürelere ve işyeri kayıtlarına göre, davacının 07.03.1991-21.07.2008 tarihleri arasında kesintili olarak toplam 10 yıl 1 ay 15 gün hizmeti bulunduğu ve saat ücreti esasıyla çalıştığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar vermiş; Davacı vekilinin temyizi üzerine karar Özel Dairece, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmuştur.
Mahkeme, önceki gerekçeleri genişletmek suretiyle ilk kararında direnmiş; hükmü davacı vekili temyize getirmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda davacının davalıya ait işyerinde geçen hizmet süresinin ne kadar olduğu, kesintili çalışıp çalışmadığı hususlarında mahkemece yapılan incelemenin yeterli olup olmadığı ile davacıya ödenen aylık ücretin miktarı noktalarında toplanmaktadır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 10.02.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.