20. Ceza Dairesi 2017/4762 E. , 2019/7131 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1- 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191.maddesinde, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ve bu kararla birlikte verilebilecek olan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararlara yönelik herhangi bir kanun yolu öngörülmemiş olup, aynı maddenin 9.fıkrasında yer alan “Bu maddede aksine düzenleme bulunmayan hallerde, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin 171. maddesi hükümleri uygulanır” yönlendirmesi gereği, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 171. maddesi incelendiğinde; ilgili maddenin 2. fıkrasının son cümlesinde, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararına, sadece suçtan zarar görenin CMK"nın 173. maddesi hükümlerine göre itiraz edebileceğine ilişkin düzenlemeye yer verilmesi karşısında, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile bu karara bağlı olarak verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararlara yönelik şüpheliye kanunen itiraz hakkı tanınmadığı anlaşılmakla birlikte, TCK"nın 191/2. maddesinin 2. cümlesinde yer alan "Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır." şeklindeki düzenleme gereği, "Kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı ve bu karar ile birlikte verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararların, şüpheliye tebliğ edilmesinin gerektiği, şüpheli hakkında verilen karar kendisine tebliğ edilmeden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı,
İncelemeye konu dosyada ise; sanık hakkında 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verildiği ve 191/3. maddesi uyarınca bir yıl denetimli serbestlik süresi belirlendiği, söz konusu erteleme kararına ilişkin tebligatın sanığın bilinen en son adresi olan “Paşamescit Mahallesi Terziler Caddesi no:83/1-1 Bandırma” yerine sanığın mernis adresi olan “Yavuzselim Mahallesi 15. Şahin Sokak no:4A iç kapı no: 2 Yıldırım/Bursa” adresine doğrudan Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesi gereğince yapılan tebligatın geçerli sayılamayacağı, ayrıca sanığın mernis adresine Tebligat Kanunu"nun 21/2 maddesine göre 11/03/2015 tarihinde tebliğ edildiği belirtilmiş ise de, sanığın adreste bulunmama sebebi komşu, yönetici vb. kişilerden sorulup araştırılmadan ve bu konuda herhangi bir açıklama yazılmadan yapılan tebligatın usulsüz olduğu, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararın kesinleşmesi beklenmeden kararın infazı için Bursa Denetimli Serbestlik Müdürlüğü"ne gönderilmiş olması karşısında Bursa Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nce gönderilen çağrı kağıdının herhangi bir hukuki sonuç doğurmayacağı, ayrıca Bursa Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nce gönderilen çağrı kağıdının da Tebligat Kanunu"nun 21/2 maddesindeki usule uygun şekilde tebliğ edilmediği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
2- Kabule göre; sanığın müdürlüğe başvuruda bulunmadığı, ancak, sanığın kendisine yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta "ısrar" ettiğinin kabul edilebilmesi için önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta "ısrar etmiş sayılacağı" uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata karşın başvuruda bulunmaması halinde sanığın yükümlülük ihlalinden söz edileceği, somut olayda hükümlünün Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nce çıkarılan çağrı yazısına karşın 10 gün içinde Müdürlüğe başvurmamasının tek başına ısrar olarak değerlendirilemeyeceği, ısrar şartının gerçekleşmemesi nedeni ile mahkemece 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8-2. cümle maddesi uyarınca durma kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 11/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.