5. Ceza Dairesi 2017/124 E. , 2017/594 K.
"İçtihat Metni"Zimmet suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonunda; ... 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 08/04/2008 gün ve 2008/122 Esas, 2008/112 Karar sayılı hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edildiği, Dairemizin 20/09/2012 günlü 2009/11921 Esas ve 2012/9124 Karar sayılı ilamı ile bozma yönündeki kararına karşı mahkemece 28/05/2013 gün ve 2013/102 E. 2013/124 K. sayılı karar ile direnildiği, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 23/08/2015 tarih ve 2013/351948 sayılı tebliğnamesi ile de dosyanın Ceza Genel Kurulu"na gönderildiği, ancak Ceza Genel Kurulu"nun 14/12/2016 tarih ve 2015/722 E. 2016/1563 K. sayılı kararı ile 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 36 ve 38. maddelerine göre direnme kararı yönünden öncelikle Dairemizce incelenmesinde zorunluluk bulunan dosyanın gönderilmesi üzerine yapılan incelemede;
Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,
c) Bozma sonrasında yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,
d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak,
Suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hükümdür.
Bu itibarla, yerel mahkemece ilk hükümde yer almayan 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin uygulama kapsamının genişletilmesi ve 5271 sayılı CMK"nın 231. maddesinin uygulanmama gerekçesinin belirtilmesi suretiyle hüküm kurulmuş olması nedeniyle mahkemenin son uygulamasının direnme kararı niteliğinde olmayıp, yeni hüküm niteliğinde olduğu gözetilerek esasın incelenmesine karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanık hakkında hüküm kurulurken TCK"nın 247/1, 43, 248/2-son ve 62. maddelerinin bu sıra dahilinde uygulanması gerektiği gözetilmeyerek aynı Kanunun 61. maddesine aykırı davranılması sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni sayılmamış, bozma sonrası yeniden yapılan değerlendirme sonucunda, toplam zimmet tutarının 31.190 TL olduğu ve suç tarihi itibariyle ekonomik kıstaslar ve paranın satın alma gücü nazara alındığında bu değerin az olmadığı anlaşıldığından, mahkemenin gerekçesinde yetersizlik ve takdirinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Delillerle iddia ve savunma duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, sübutu kabul olunan fiilin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan yerinde görülmeyen sanık müdafii ve O yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 21/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.