14. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/5952 Karar No: 2021/2765 Karar Tarihi: 14.04.2021
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/5952 Esas 2021/2765 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2017/5952 E. , 2021/2765 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.02.2006 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve taşınmazın yayla olarak sınırlandırılması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05.07.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı mirasçıları vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, çekişmeli taşınmazın evveliyatının yayla olduğu, zilyetlikle kazanılmasının söz konusu olamayacağı iddiasıyla tapu iptali ve özel siciline işlenmesi istemine ilişkindir. Mahkemece,davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü davalı mirasçıları vekili temyiz etmiştir. Dava ehliyeti davada taraf olma ehliyetidir. HMK’nın 50. maddesinde medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanların, davada taraf ehliyetine de sahip olacağı hüküm altına alınmıştır. Kanun hükmünde belirtildiği üzere taraf ehliyeti, medeni hukuktaki hak ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekildir. Maddede gerçek ve tüzel kişi ayırımı yapılmaksızın, medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanların davada taraf ehliyetine de sahip olacağı belirtilmiştir. Öte yandan dava ehliyeti, medeni hakları kullanma ehliyetine göre belirlenir (HMK m. 51). Medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olmayanlar davada kanuni temsilcileri, tüzel kişiler ise yetkili organları tarafından temsil edilir (HMK m. 52). Dava takip yetkisi, talep sonucu hakkında hüküm alabilme yetkisidir. Bu yetki, kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, maddi hukuktaki tasarruf yetkisine göre tayin edilir (HMK m. 53). Taraflardan birinin ölümü hâlinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse, bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar dava ertelenir. Bununla beraber hâkim, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebilir (HMK m. 55). Türk Medeni Kanununun 28. maddesinde, gerçek kişinin ölümüyle medeni haklardan yararlanma ehliyeti ve buna bağlı olarak da taraf ehliyetinin sona ereceği belirtilmiştir. Dava tarihinden önce ölüm nedeniyle şahsiyeti son bulan kişinin taraf ehliyetini yitireceği kuşkusuzdur. Bu itibarla, gerek Türk Medeni Kanunu gerekse Hukuk Muhakemeleri Kanunu, dava açıldığı zaman hayatta bulunan kişiler yönünden düzenleyici hükümler koymuş, ölen kişiler hakkında açılacak davalar yasalarımızda yer almamıştır. Nitekim 04.05.1978 tarihli ve 1978/4-5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da dava tarihinden önce ölen kişinin taraf ehliyetini yitireceği, aleyhine dava açılamayacağı, dava tarihinde şahsiyeti sona ermiş kimsenin mirasçılarına halefiyet kuralı uygulanamayacağından davaya dahil edilmek veya dava ıslah edilmek suretiyle davaya devam edilemeyeceği vurgulanmış, bu doğrultudaki içtihatlar kararlılık kazanmıştır. Somut olayda; davacı Hazine 24.02.2006 tarihinde dava konusu 455 ada 19 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinde arsa vasfıyla davalı adına tescilinin iptali ile taşınmazın yayla olarak sınırlandırılması istemi ile dava açmıştır. Dosya içinde bulunan veraset ilamına göre davalı tespit maliki ... ise dava açılmadan önce 08.01.2001 tarihinde vefat etmiştir. Bu durumda davalı ..."nın ölü olduğu anlaşılmakla davanın pasif dava ehliyeti yokluğundan reddi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 14.04.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.