11. Hukuk Dairesi 2018/2824 E. , 2019/4645 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Eskişehir Tüketici Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 20/09/2017 tarih ve 2017/190-2017/1668 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili ve fer"i müdahil TMSF vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 23.279 TL"nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Kanun"un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanunla değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkillerinin murisinin yatırımlarını Yurt Ticaret ve Kredi Bankasında değerlendirdiğini, banka personelinin de yönlendirmesi ile parasını off-shore hesabına yatırdığını, ilk kez 26.07.1999 tarihinde 8.147,95 TL yatırdığının, son temdit tarihinin 14.12.1999 tarihli olduğunu ve bu tarihte hesapta bulunan paranın 14.291,15 TL olduğunu, davalı bankanın işlemleri nedeniyle TMSF tarafından bankaya el konulması nedeniyle de mevduatlarının kendilerine ödenmediğini ileri sürerek işleyen faiziyle birlikte 15.387,46 TL"nin vade sonu olan 18.01.2000 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili, husumet, zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazında bulunmuş, davacının müvekkilinden herhangi bir alacağı bulunmadığını, davanın TMSF"ye yöneltilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Fer"i müdahil OYAK vekili, davada asıl muhatabın TMSF olması gerektiği, kendilerinin husumeti ve sorumluluklarının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Fer"i müdahil TMSF vekili, husumet, zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazında bulunmuş, davacılar murisinin müterafık kusuru olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davacılar murisinin hesabı son olarak 14/12/1999 tarihinde temdit edildiği, davalı bankaya yeni temdit tarihi gelmeden 21/12/1999 tarihinde ... tarafından el konulduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, 14.291,15 TL"nin 18/01/2000 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte tahsiline ve davacılara Eskişehir 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/1243 Esas 2013/1254 Karar sayılı veraset ilamındaki payları oranında verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili ve fer"i müdahil TMSF vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ... A.Ş. vekili ve fer’i müdahil TMSF vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı vekili, müvekkillerinin murisince 26.07.1999 tarihinde Yurtbank A.Ş’ye 8.147,95 TL’nin yatırıldığını ileri sürerek, işleyen faizi ile birlikte 15.387,46 TL’nin vade sonu olan 18.01.2000 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş; mahkemece davanın kısmen kabulü ile 14.291,15 TL’nin 18.01.2000 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Davacı tarafından ibraz edilen 214 müşteri nolu hesap cüzdanı örneği incelendiğinde davacılar murisinin 26.07.1999 tarihinde 8.147,95 TL yatırdığı, akdi faiziyle birlikte paranın 14.291,15 TL’ye ulaştığı görülmüştür.
Ancak, dosya kapsamından anlaşılacağı üzere davacı, mevduatının davalıya devir edilen banka yönetici ve çalışanlarının telkin ve talimatları ile iradeleri sakatlanarak off-shore hesabına aktarıldığı iddiasındadır. O halde, davanın yasal dayanağını somut olaya uygulanması gereken mülga 818 sayılı BK"nın 41, 55 ve 6762 sayılı TTK"nın 321. maddeleri oluşturmaktadır. Davalı bankanın davacıya karşı olan sorumluluğunun akdi ilişkiden kaynaklanmamasına göre davacı ancak paranın bankaya yatırıldığı tarihten itibaren avans faizi ile birlikte tahsilini isteyebileceklerdir. Bu itibarla mahkemece, davacının davalı bankaya yatırdığı meblağlar ile davacıya ödenen meblağlar gözetilerek davalı bankanın sorumlu olduğu miktar belirlenip faiz başlangıcına ilişkin talebe de dikkat edilmek suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu husus gözetilmeyip yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... A.Ş. vekilinin ve fer"i müdahil TMSF vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... A.Ş. ve fer"i müdahil TMSF vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı banka ve fer"i müdahil TMSF yararına BOZULMASINA,ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 19/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.