2. Hukuk Dairesi 2017/60 E. , 2017/1255 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından, reddedilen manevi tazminat talebi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedebilmek için, boşanmaya sebep olan olayların, talep eden eşin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması zorunludur. (TMK m. 174/2). Tarafların, Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde yer alan sebeple boşanmalarına karar verilmiş, bu sebeple verilen boşanma kararı 25.09.2014 tarihinde kesinleşmiştir. Boşanma sebebi olarak kabul edilen ve diğer eşin kişilik haklarına saldırı teşkil eden maddi olay sebebiyle kişilik hakları zedelenen taraf, manevi tazminatı boşanma davasıyla isteyebileceği gibi, boşanmadan sonra da isteyebilir. Ya da boşanmaya bağlı olmaksızın "hakların yarışması" çerçevesinde genel hükümlere göre de talep edebilir. Bir kişinin sorumluluğu birden çok sebebe dayandırılabiliyorsa hakim, zarar gören aksini istemiş olmadıkça veya kanunda aksi öngörülmedikçe zarar görene en iyi giderim imkanı sağlayan sorumluluk sebebine göre karar verebilir (6098 Sayılı TBK m. 60). Davacı eldeki davada davalı kadına yönelik sadakatsizlik iddiasında bulunarak Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayanan boşanma davasıyla birlikte manevi tazminat istemiştir. Daha önceki davada verilen boşanma kararının kesinleşmiş olması karşısında davacının aynı zamanda boşanma sebebi oluşturan eyleme dayanan manevi tazminat isteği artık boşanma sebebine bağlı olmaktan çıkmış, bağımsız bir talep haline dönüşmüştür. Böyle bir durumda manevi tazminat talebinin hukuksal dayanağı artık Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi olmaktan çıkmıştır.
.../....
Davacı, sadakatsizlik iddiasına dayanarak manevi tazminat talep ettiğine göre, davalının hukuka aykırı bu eylemi sebebiyle Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesine göre sorumluluğuna gidilemiyorsa, evlilik birliğindeki, eşin haksız fiile dayalı bir eylemin sübut bulması halinde, genel hükümlere göre sorumluluğa gidilebilir. Borçlar Kanunu Türk Medeni Kanununun 5. kitabı olup, onun tamamlayıcısıdır (HBK m. 544; 1098 Sayılı TBK m. 646). O halde, davacının manevi tazminat isteği "aile hukuku" hükümlerine göre incclenemiyorsa, haksız fiil sorumluluğuna ilişkin genel hükümler çerçevesinde incelenebilecektir.
Öyleyse, davacının boşanma sebebinden bağımsız hale gelen manevi tazminat isteği yönünden nispi peşin harç noksanlığının tamamlanması halinde ayırma kararı verilip, görevsizlik kararı verilerek dosyanın Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 09.02.2017 (Prş.)
KARŞI OY YAZISI
Davalı kadın eş tarafından 27.11.2012 tarihinde açılan boşanma davası Mut Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/770 esas sayılı dava dosyası ile derdest iken, bu kez davacı erkek eş tarafından 18.07.2013 tarihinde boşanma ve manevi tazminat istemli dava açılmış, işbu dava dosyalarının yargılamalarının ayrı ayrı yapılması sonucunda Mut Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/770 esas sayılı dava dosyası karara bağlanmış ve bu dosya üzerinden verilen karar, karar düzeltme talebinin reddi sonucu 25.09.2014 tarihinde kesinleşmiştir. Başka bir ifadeyle boşanma kararının verildiği dava dosyasındaki kararın kesinleşmesi tarihinde davacı erkek eş tarafından açılmış ve görülmekte olan bir boşanma davası mevcuttur. Her dava açıldığı tarihteki duruma göre değerlendirilir. Davacı erkek eş davasında boşanma ve boşanmanın fer’i nitelikli manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Bu davada dayanılan vakıalar ve bunları ispat yönünde sunulan delillerin değerlendirilmesine ve kusur durumunun belirlenmesine yasal bir engel olmadığı gibi davanın niteliği ve açılma tarihi itibariyle aile mahkemesince kusur durumunun belirlenmesi ve davacının manevi tazminat talebinin karara bağlanması zorunluluğu bulunmaktadır.
.../....
Mahkemelerin görevi ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir. [(HMK m.1-(1)] Türk Medeni Kanununun 3. kısmı hariç olmak üzere 2. kitabında yer alan ve aile hukukundan doğan dava ve işler aile mahkemelerinin görevine girer. (4787 sayılı kanun m.4)
Somut olayda davacı boşanma davası açmış ve boşanmanın fer’i nitelikli manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Yargılama aşamasında taraflara ait başka bir boşanma dava dosyasında verilen boşanma kararının kesinleşmiş olması ve bu itibarla davacının boşanma talebinin konusuz kalması süresinde ve usulüne uygun olarak ve yasa gereği harçsız bir şekilde talep ettiği boşanmanın fer’i niteliğindeki talepleri aile mahkemesinin görevi dışına çıkaramaz. Sayın çoğunluğun kararında belirtildiği gibi esasen böyle bir talebi olmadığı halde davacının talebinin Medeni Kanununun 2. kitabında yer alan aile hukukuna ilişkin düzenleme kapsamından çıktığının ve Borçlar Kanununun haksız fiil sorumluluğuna ilişkin genel hükümlere tabii hale geldiğinin kabulü yasa koyucunun davacıya verdiği hakları elinden alma ve davacının boşanmaya bağlı olarak ve harçsız şekilde yaptığı fer’i taleplerinin sonuçsuz kalması ve öte yandan genel hükümlere tabii hale geldiği belirtilen manevi tazminat talebi için yasal dayanağı bulunmayan harç yükümlülüğü altına sokulması sonucunu doğuracaktır.
Öte yandan boşanmanın fer’i nitelikli manevi tazminat talebi yönünden aile hukuku çerçevesinde yapılan değerlendirme ile Borçlar Kanunu çerçevesinde ve haksız fiil hükümlerine göre yapılacak değerlendirme birbirinden farklı olacağı gibi varılan sonuçlarda farklı olabilecektir. Kaldı ki davacı tarafın maddi tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin bulunması durumunda ise, bu taleplerin haksız fiil hükümlerine göre değerlendirilme imkanı bulunmayacağından sırf boşanma kararı kesinleşti diye süresinde yapılacak bu tür taleplerin tümden değerlendirme dışı ve semeresiz kalması sonucu doğacaktır ki mevcut yasal mevzuat çerçevesinde bu sonucun kabulüne de yasal olanak bulunmamaktadır.
O halde, mevcut dosya kapsamı ve toplanan deliller doğrultusunda belirlenen kusur durumuna göre, davacının manevi tazminat isteminin reddine dair kararın işin esası yönünden incelenip değerlendirilerek sonucu uyarınca denetlenmesi ve temyiz incelemesinde karara bağlanması gerekir iken, sayın çoğunluğun; bu istem yönünden nispi peşin harç noksanlığının tamamlanması ve akabinde ayırma kararı ile görevsizlik kararı verilerek dosyanın Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi gerektiği yönündeki görüşüne katılmıyorum.