11. Ceza Dairesi 2017/12615 E. , 2019/8385 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : Beraat
Suça konu belgeye eklenen ve sahte olduğu iddia edilen “07/10/2008 iş bu ibraname uyarınca 20.000 TL manevi tazminat aldım” şeklindeki yazının belgenin içeriğini açıklar mahiyette olduğu, yazılıp yazılmamasının neticeyi etkilemediği, bu haliyle sahtecilik suçunun unsurlarının oluşmadığı anlaşılmakla, tebliğnamedeki bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiş, katılan vekilinin temyiz taleplerinin reddiyle sonucu itibariyle doğru olan hükmün ONANMASINA, 26.11.2019 tarihinde Üye ...’ın muhalefetiyle ve oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dairemizin 2017/12615 Esas, 2019/ 8385 Karar sayılı 26.11.2019 tarihli kararına ilişkin karşı oy:
Dairemiz sayın çoğunluğu ile aramızdaki görüş farklılığı: Özel belge niteliğinde olan suça konu İbraname katılan tarafından imzalandıktan sonra " 07/10/2008 iş bu ibraname uyarınca 20.000 TL manevi tazminat aldım" ibaresinin eklenmesi fiilinin sahtecilik suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkindir.
5237 sayılı TCK"nın 207. maddesinde; " Bir özel belgeyi sahte olarak düzenleyen veya gerçek bir özel belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren ve kullanan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Bir sahte özel belgeyi bu özelliğini bilerek kullanan kişi de yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır." şeklinde düzenlenen özel belgede sahtecilik suçunun maddi unsuru özel belgeyi sahte olarak düzenlemek, gerçek bir özel belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştirmek (ilave yapma, silme, kazıma, lekeleme, v.s. ) olarak karşımıza çıkmaktadır.
Başkaları tarafından sahte olarak düzenlenen özel belgeyi kullanma eylemide 2.fıkrada suç olarak düzenlenmiştir.
Suçun oluşması için somut bir zararın meydana gelmesi gerekli bulunmamakta ise de belgenin aldatma niteliğinin bulunması ve kullanılması şarttır.
Ancak buradaki aldatma niteliği, resmi evraktaki gibi sıkı şekil şartlarına bağlı/kuvvetli değildir. Kullanma kavramından ise belge sahte olmasaydı hangi amaca hizmet edecekse o amacın elde edilmesine yönelik bir faaliyetin bulunulması anlaşılır.
Şüphelilerin yetkilisi olduğu .... Teksil San ve Tic A.Ş"nin fabrikada işçi olarak çalışan katılan ..."ın 21/02/2008 tarihinde iş kazası sonrasında yaralandığı ve işten ayrıldığı, Katılanın işten ayrılırken iş yeri yetkililerince kendisine ibraname imzalatıldığı, suç konusu ibranamenin alt kısmında ve matbu olarak bilgisayarla yazılan paragrafın bitiminden sonra gelmek üzere " 07/10/2008 iş bu ibraname uyarınca 20.000 TL manevi tazminat aldım" ibaresinin el ile yazılarak ilave edildiği ve bu belgenin katılan tarafından manevi tazminat istemi ile açılan Uşak 2. İş Mahkemesinin 2014/157 Esas sayılı dava dosyasına sanıkların Avukatları tarafından delil olarak sunulduğu iddia ve kabul edilen somut olayda; Suça konu belge üzerinde yapılan Kriminal incelemelerde;"İnceleme konusu belge üzerindeki yazılar ile sanıkların mukayese yazıları arasında kaligrafik bir uygunluk tespit edilemediği", "07/10/2008 iş bu ibraname uyarınca 20.000 TL manevi tazminat aldım ilavesinin katılan ... eli ürünü olmadığı", "inceleme konusu belgede yer alan 07/10/2008 iş bu ibraname uyarınca 20.000 TL manevi tazminat aldım yazılarının bir kalem, diğer yazıların farklı evsafta ikinci bir kalem ile yazılmış oldukları, ancak söz konusu tüm yazıların aynı elin ürünü olduğunun" tespit ve rapor edildiği de dikkate alındığında "07/10/2008 iş bu ibraname uyarınca 20.000 TL manevi tazminat aldım" ibaresinin belgeye sonradan ilave edildiğine dair kabulde Kriminal raporlar, Mahkemenin kabulü, Dairemizin çoğunluk görüşü ve kanaatimizce de bir farklılık bulunmamaktadır.
Sanıklardan ..."in; "matbu hazırlanmış evrak düzenlenip işçimize imzalatıldı, şahsa tazminatı bizzat ben elden teslim ettim", "parayı bankadan mı çektim elden mi verdim onu da hatırlamıyorum" şeklindeki çelişkili beyanları, iş kazası nedeni ile katılana manevi tazminat ödendiğine ilişkin şirket yetkilisi olan sanıklar tarafından herhangi bir defter, kayıt ve belgenin gerek Uşak 2. İş Mahkemesinin 2014/157 Esas sayılı dava dosyasına ve gerekse yargılama dosyasına ibraz edilememesi, Uşak 2. İş Mahkemesinin 17.12.2015 tarih ve 2014/157 Esas, 2015/446 Karar sayılı kararında "mahkememizce ödemeye ilişkin varsa ilgili şirket defterlerinin onaylı örneğini ibraz etmek üzere davalı şirkete süre verilmişse de davalı şirketin 12.11.2015 havale tarihli cevabi yazısında ödemenin elden yapıldığı ve ticari kayıtlarına işlenmediğinin bildirildiği, davalı işverenin davacı işçiye 20.000,00-TL manevi tazminat ödemesi yaptığını yazılı belge ile ispat edemediği" kabul edilerek davacı ..."ın manevi tazminat isteminin kesmen kabulüne karar verilmesi, Uşak 2. İş Mahkemesinin kararının Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 02/03/2017 tarih , 2016/10601 Esas ve 2017/1533 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği ve bu anlamda 20.000 TL manevi tazminatın katılana ödenmediğinin sabit olduğu gözetildiğinde; Suça konu ibranamenin üst kısmındaki bölümler el yazısı ile doldurulup, düzenlenerek iş yerinden ayrılacak olan katılana imzalatıldıktan sonra "07/10/2008 iş bu ibraname uyarınca 20.000 TL manevi tazminat aldım" şeklinde yapılan ilavenin bir açıklama mahiyetinde değilde, Uşak 2. İş Mahkemesinde açılan dava dosyasında delil olarak kullanılmak ve manevi tazminat isteminden kurtulmaya yönelik olduğu,
Suça konu belge üzerinde yapılan ilave ile belgede bulunan diğer yazıların aynı el ürünü olduğu, bu nedenle yapılan ilavenin kolaylıkla anlaşılamayacağı, aldatma niteliğinin bulunduğu, yine belgeye sonradan eklenen "07/10/2008 iş bu ibraname uyarınca 20.000 TL manevi tazminat aldım" ibaresinin hukuki değer taşıdığı, özel evrakta sahtecilik suçunun sübut bulduğu,
Yapılan bu sahtecilikten sahte belgeyi düzenleyen, düzenlettiren ve kullanan şirket yetkilisi sanıkların menfaatinin bulunduğu, şirketi temsile yetkili yönetim kurulu üyesi olan sanıkların aralarındaki görev ve iş bölümü araştırılarak işe giriş ve çıkışlar ile işçilerin tazminat ödemelerine nezaret eden temsilcinin tespit edilerek mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken hatalı gerekçeyle verilen beraat hükmünün "bozulması" düşüncesi ile sayın çoğunluğun "Onama" kararına katılmıyorum. 26.11.2019