15. Hukuk Dairesi 2015/4897 E. , 2016/520 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, iş bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; davalıların belediyeden kiraladıkları toptancı hali dükkânı yapımı için müvekkili ile anlaştıklarını, bu anlaşmaya göre müvekkilinin B3 nolu dükkânı inşa ederek davalılara teslim ettiğini, Kaş Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2012/41 D. iş sayılı tespit dosyasında yapılan imalâtların bedelinin 150.000,00 TL olarak belirlendiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL"nin davalılardan tahsilini talep etmiştir. Davalılar vekili ise; davalılardan ..."ün...i (B3) yapımı karşılığı kiralama işine ait sözleşmeyi dava dışı belediye ile imzaladığını, ardından bu dükkânı diğer davalı ... Taşımacılık T.....aret Ltd. Şti."ye kiraladığını, davalılardan ... ile davacı arasında hal yapımına ilişkin bir sözleşme olmadığını, davalı şirket ile davacı arasında yapılan sözlü anlaşmaya göre, davacının B3 nolu dükkânı malzeme ve tüm masrafları kendisine ait olmak üzere yapma işini üstlendiğini, davacının 2010 yılının son aylarında inşaata başladığını, inşaatı yarıda bıraktığını, bunun üzerine müvekkili şirketin inşaata devam ettiğini, davacının yaptığı kısımlarla ilgili olarak da inşaat malzemelerini temin ettiğini, davacı inşaatı bırakıp gittikten sonra da kendisinin bugünkü haline getirdiğini, davacı tarafından faturalar gönderildiğinde, müvekkilinin inşaatın tamamlanacağı düşüncesi ile bu faturalara itiraz etmediğini, müvekkili şirketin davacının inşaatı bırakıp gittiği tarihe kadar yaptığı işlere yönelik olarak da fazlasıyla ödeme yaptığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece dava dilekçesi, taraf beyanları, keşif, oluşa ve gerçeğe uygun bilirkişi raporları gerekçe gösterilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
./..
s.2
15.H.D.
2015/4897
2016/520
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 6. ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 190. maddeleri uyarınca taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Yine, gerek doktrinde gerekse Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere; ispat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kişiye düşer. Bu kabul, adi karine niteliğindedir. Nitekim; Dairemizin istikrar bulmuş içtihatlarında kabul edildiği üzere, bir sözleşme fesih ya da başka bir nedenle ortadan kaldırılmadıkça, sözleşme kapsamında kalan işlerin, o sözleşmenin yüklenicisi tarafından yapıldığı kabul edilir. Ancak, sözleşme feshedilmiş ve işin üçüncü kişiye yaptırıldığı ileri sürülmüşse, bu kez karine, üçüncü kişi yararına oluşmaktadır. Elbette, her iki durumda da, bu karinelerin aksini ileri süren tarafın, bu savunmasını kanıtlanması mümkündür.
Somut olay incelendiğinde; davacı yüklenici ile davalı şirket arasında sözlü eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu ihtilâfsız olup, davacı yüklenici tarafından inşaat işlerinin tümünün kendisi tarafından yapıldığı ileri sürülmüştür. Yüklenicinin işi bıraktığı iddia edilmekle birlikte, işin hangi tarihte bırakıldığı açıklanmadığı gibi, bırakıldığı zaman da herhangi bir tespit yaptırıldığı ya da ihtar gönderildiği iddia edilmemiştir. Bu durumda Kaş Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2012/41 D. iş tespit dosyasında keşif yapılan tarihe kadar yapılan bütün inşaat işlerinin davacı yüklenici tarafından ifa edildiği karine olarak kabul edilir. Bu karinenin aksini savunan davalı iş sahibinin, bu savunmasını yasal delillerle ispatlaması gerekir. Dosyaya davalı şirket tarafından sunulan 3. kişiler tarafından düzenlenmiş olan faturalar, işin iş sahibi tarafından tamamlatıldığını ispatlamak için yeterli değildir. Açıklanan kurallar ve somut olayda gerçekleşen duruma göre, davacı ile davalı şirket arasında sözlü olarak akdedilmiş ve feshedilmemiş sözleşme kapsamında kalan ve Kaş Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2012/41 D. iş tespit dosyasında alınan 22.02.2012 tarihli teknik bilirkişi raporunda yapıldığı belirtilen işlerin davacı tarafından yapıldığının kabulü gerekirken, davalı şirket tarafından sunulan faturalara itibar edilerek iş bedelinden bu fatura bedellerinin mahsubu ile sonuca ulaşılması, yine ödemeler belirlenirken davacı asıl ..."nın 31.01.2014 tarihinde yapılan keşifte iş bedeli olarak kendisine 70.000,00 TL ödendiğine ilişkin beyanının da dikkate alınmaması doğru olmamıştır.
Diğer taraftan taraflar arasında yazılı sözleşme yoktur. İş bedeli de çekişmelidir. Davacının sözlü anlaşma ile üstlendiği işi 2012 yılı içinde bitirip davalıya teslim ettiği düzenlenen fatura içeriklerinden anlaşılmaktadır. İşin bedeli somut olaya uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 366. maddesine göre yapıldığı yılın mahalli piyasa rayiçlerine göre belirlenmesi gerekirken, davalı defterlerine kaydedildiği anlaşılan fatura bedelinin iş bedeli olarak kabul edilmesi de yasal düzenleme ve Dairemiz uygulamalarına aykırı olmuştur.
Yine davalılar vekilince davalılardan ... yönünden davacı yüklenici ile arasında akdî ilişki bulunmadığı iddia edilmesine rağmen, bu konuda araştırma yapılmaksızın ve herhangi bir gerekçe de belirtilmeden kabul edilen iş bedelinin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi de doğru değildir.
O halde mahkemece yapılacak iş; davalı ... yönünden pasif husumet ehliyetinin olup olmadığına ilişkin delilleri toplayıp değerlendirme yapmak, konusunda
./..
s.3
15.H.D.
2015/4897
2016/520
uzman bilirkişilerden oluşturulacak yeni bir heyet ile mahallinde keşif yapılmak suretiyle özellikle Kaş Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2012/41 D. iş tespit dosyasında alınan 22.02.2012 tarihli teknik bilirkişi raporunda belirtilen eksik ve ayıplı imalâtlar yönünden de değerlendirme yapılmak suretiyle, davacı yüklenici tarafından yapılan işlerin, işin yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçlerine göre bedelini tespit etmek, bulunacak bedelden davalı tarafından ödendiği ispat edilebilen ve davacı tarafından kabul edilen ödemelerin mahsubu ile sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 28.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.