Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/11576 Esas 2021/11657 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/11576
Karar No: 2021/11657
Karar Tarihi: 30.09.2021

Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/11576 Esas 2021/11657 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun 81/9-1-a maddesi uyarınca suçlu bulunarak 2 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılmıştır. Ceza 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 62/1. maddesi ve 5237 sayılı Kanun'un 51/1. maddesi uyarınca ertelenmiştir. Ancak, sanığın erteleme süresi içerisinde kasıtlı olarak suç işlemesi nedeniyle cezasının infazına karar verilmiştir.
Yüksek Adalet Bakanlığı'ndan verilen kanun yararına bozma istemine göre, İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi tarafından verilen karar da dikkate alınarak, sanığın eylemlerinin TCK'nun 43. maddesi kapsamında zincirleme suç oluşturup oluşturmadığı değerlendirilmelidir. Dosyaların incelenmesi ve kesinleşen cezanın mahsubu gerektiği sonucuna varılmıştır.
Kanun Maddeleri:
- 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun 81/9-1-a maddesi
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 62/1. ve 51/1. maddeleri
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 43. maddesi
7. Ceza Dairesi         2021/11576 E.  ,  2021/11657 K.

    "İçtihat Metni"


    5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu"na muhalefet suçundan sanık ..."ın, 5846 sayılı Kanun"un 81/9-1-a, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 62/1. maddeleri uyarınca 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının 5237 sayılı Kanun"un 51/1. maddesi uyarınca ertelenmesine dair İSTANBUL 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesinin 09/10/2007 tarihli ve 2006/134 esas, 2007/1059 sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 02.04.2020 tarihli kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20.05.2020 tarihli ve KYB. 2020-45648 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
    Mezkür ihbarnamede;
    İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesinin 09/10/2007 tarihli ve 2006/134 esas, 2007/1059 sayılı kararının kanun yararına bozulması halinde, anılan kararın 25/12/2007 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın erteleme süresi içerisinde 30/10/2008 tarihinde kasıtlı olarak işlediği suçtan mahkûm olduğunun ihbar edilmesi üzerine, ertelenmesine karar verilen 2 ay 15 gün hapis cezasının aynen infazına dair İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesinin 10/01/2014 tarihli ve 2006/134 esas, 2007/1059 sayılı ek kararının hukukî değerden yoksun olacağı düşünülerek yapılan incelemede;
    İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesinin 09/10/2007 tarihli ve 2006/134 esas, 2007/1059 sayılı dosyasındaki suç tarihinin 06/10/2005, iddianame düzenleme tarihinin ise 14/02/2006 olduğu, sanığın aynı suçtan mahkumiyetine karar verilen İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesinin 13/02/2008 tarihli ve 2006/186 esas sayılı dosyasındaki suç tarihinin 22/11/2005, iddianame düzenleme tarihinin ise 14/02/2006 olduğu, her iki suç hakkında iddianame düzenlenme tarihlerinin aynı olduğu anlaşılmış ise de, anılan iki dosyada da sanığın üzerine atılı eylemlerin aynı mahiyette olduğu ve suç tarihleri arasındaki süre de dikkate alınarak, bu eylemlerin bir suç işleme kararı icrası kapsamında işlendiği anlaşıldığından, dosyaların birleştirilmesi ve 5237 sayılı Kanun’un 43. maddesinde öngörülen zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinde isabet görülmemiş ise de, İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi tarafından verilmiş olan kararın, Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 24/10/2013 tarihli ve 2009/20408 esas, 2013/20189 karar sayılı ilâmı ile onanması sonucu kesinleşmiş bulunması karşısında, kanun yararına bozma incelemesine konu edilmesine kanunî imkân bulunmamakla birlikte, bahse konu sorunun 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 308. maddesi uyarınca Yargıtay onama ilâmına itiraz yoluna başvurularak giderilebileceği cihetle;
    Dosya kapsamına göre, İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesinin 13/02/2008 tarihli ve 2006/186 esas sayılı dosyasındaki suç tarihinin 22/11/2005, iddianame düzenleme tarihinin ise 14/02/2006 olduğu, İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesinin 09/10/2007 tarihli ve 2006/134 esas sayılı dosyasındaki suç tarihinin 06/10/2005, iddianame düzenleme tarihinin ise 14/02/2006 olduğu, her iki suç hakkında iddianame düzenlenme tarihlerinin aynı olduğu anlaşılmış ise de, anılan iki dosyada da sanığın üzerine atılı eylemlerin aynı mahiyette olduğu ve suç tarihleri arasındaki süre de dikkate alınarak, bu eylemlerin bir suç işleme kararı icrası kapsamında işlendiği anlaşıldığından, dosyaların birleştirilmesi ve 5237 sayılı Kanun’un 43. maddesinde öngörülen zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
    Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 24/10/2013 tarihli ve 2009/20408 esas, 2013/20189 karar sayılı ilâmı ile onanarak kesinlşen İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesinin 13/02/2008 tarihli ve 2006/186 esas sayılı dosyasındaki suç tarihinin 22/11/2005, iddianame düzenleme tarihinin 14/02/2006 olduğu, kanun yararına bozma istemine konu İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesinin 09/10/2007 tarihli ve 2006/134 esas sayılı dosyasındaki suç tarihinin 06/10/2005, iddianame düzenleme tarihinin ise 14/02/2006 olduğu, dosyalardaki eylemlerin benzer suç vasfına yönelik olduğu gözetildiğinde, suç ve iddianame tarihlerine ve işlenen suçun niteliğine göre sanığın eylemlerinin TCK’nun 43. maddesi kapsamında zincirleme biçimde 5846 sayılı Yasaya muhalefet suçunu oluşturup oluşturmadığının takdir ve değerlendirilmesi bakımından dosyaların incelenmesi, kesinleşen dosyaların aslının ya da onaylı örneğinin dosya arasına alınması, eylemlerin TCK’nun 43. maddesi kapsamında kaldığı kabul edilmesi halinde zincirleme suç hükümleri uygulanarak kesinleşen cezanın mahsubu gerekmekte olup,
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarnamesi içeriğindeki husus bu yönüyle yerinde görüldüğünden, İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin 09.10.2007 tarihli, 2006/134 Esas, 2007/1059 Karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nun 309/4-b maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30.09.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.