Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2020/4047
Karar No: 2022/355
Karar Tarihi: 24.01.2022

Danıştay 10. Daire 2020/4047 Esas 2022/355 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2020/4047 E.  ,  2022/355 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONUNCU DAİRE
    Esas No : 2020/4047
    Karar No : 2022/355


    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
    … Gümrük Müdürlüğü
    VEKİLİ : Av. …
    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Deri Tekstil San. Tic. ve A.Ş.
    VEKİLİ : Av. …
    İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı tarafından, davalı idarece el konulan eşyada değer düşüklüğü nedeniyle meydana gelen 42.431,00 TL ve ticari kazanç kaybına bağlı olarak oluştuğu iddia edilen 457.569,00 TL olmak üzere toplam 500.000,00 TL (miktar arttırım sonrasında 560.438,90 TL) maddi zararın görevsiz yargı yerinde davanın açıldığı 14/07/2003 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte tazmini istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince; davacı şirkete ait ihracata konu eşyaya davalı idarece hatalı tespit sonucu el konulması nedeniyle eşya üzerinde oluşan 42.431,00 TL değer kaybı ve davacı şirketin el koyma suresince mahrum kaldığı eşya nedeniyle uğradığı 518.007,90 TL ticari kazanç kaybı olmak üzere toplam 560.438,90 TL maddi tazminatın davalı idarece yasal faiziyle birlikte davacı şirkete ödenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
    1- Davalı idare tarafından, davanın süresinde olmadığı, davacının eşyasının uygun koşullarda muhafazasının sağlandığı, gerekli koruma önlemlerinin alındığı, hizmet kusurlarının bulunmadığı, 1999-2003 yıllarındaki ihracat verileri dikkate alınmadan şirketin %25 kar edeceği varsayımı ile hesaplama yapılmasının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
    2- Davacı tarafından, kazanç kaybına ilişkin talep kabul edilmesine rağmen reeskont temerrüt faizi yerine yasal faize hükmedildiği, yapılan işin ticari iş olduğu, kazanç kaybının da ticari kazanç kaybı olduğu, yasal faize hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

    KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Taraflarca karşılıklı olarak temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

    DÜŞÜNCESİ :.Davalı idarenin temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    MADDİ OLAY :
    Davacı şirket tarafından Libya'ya ihraç edilmek istenen tekstil ürünlerinin beyannamede belirtilen eşyadan farklı olduğu ve FOB değerinin yüksek gösterildiğinden bahisle 15/07/1999 tarihli zaptetme ve 22/07/1999 tarihli teslim tutanağı ile eşya muhafaza altına alınmış ve şirket yetkilileri hakkında … Ağır Ceza Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında ceza davası açılmıştır.
    Anılan ceza davası kapsamında yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen 26/09/2000 tarihli bilirkişi raporunda özetle; uyuşmazlık konusu ürünlerin yeni ve kullanılmamış olduğu, işçilik ve kumaş kalitesinin iyi olduğu, ayrıca yapılan karşılaştırmada da beyannamelerde gösterilen değerlerin belirlenen değerlere uygun olduğu hususlarının belirtilmesi üzerine, … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararı ile şirket yetkilileri hakkında beraat kararı verilmiş ve el konulan ürünlerin karar kesinleştiğinde iadesine karar verilmiştir. Ayrıca karar, … Ceza Dairesinin … tarihli ve … sayılı kararıyla onanarak aynı tarihte kesinleşmiştir.
    Mahkeme kararı uyarınca tekstil ürünleri 10/03/2003 tarihinde davacı şirkete iade edilmiştir.
    Davacı tarafından ürünlerin iade edilmesi üzerine … Asliye Ticaret Mahkemesinin E:… D.İş sayılı dosyasında ürünlerin dört yıl gibi uzunca bir süre beklemesi sonucu defolu hale geldiğinden bahisle zarar tespiti istenilmiş, bu dava kapsamında yaptırılan bilirkişi incelemesi üzerine hazırlanan 10/04/2003 tarihli bilirkişi raporunda giysi emtiasının kullanım özelliğini kaybetmediği, renk, biçim ve kumaş özelliğinin değişmesi nedeniyle kadın ve çocuk giysilerinin bir bölümünün moda dışı kalmalarından dolayı satılma özelliğini kaybettiği, ancak belli oranda indirim yapılarak satılabileceği belirtilerek değer kaybı miktarının 42.431,00 TL olduğu belirtilmiştir.
    Bunun üzerine davacı tarafından … Asliye Ticaret Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında tazminat davası açılmış, Mahkemenin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararı ile dava görev yönünden reddedilmiştir.

    Daha sonra, davacı tarafından, davalı idarece el konulup bilahare iade edilen eşyada meydana gelen değer düşüklüğü ve ticari zarar karşılığı toplam 500.000,00 TL maddi zararın reeskont faiziyle birlikte tazmini istemiyle İdare Mahkemesinde dava açılmıştır.
    …. İdare Mahkemesince ilk önce davanın süre yönünden reddine karar verilmiş, bu karar Dairemizce bozulmuştur.
    Bozma kararı sonrasında … İdare Mahkemesince davanın kısmen kabulü, kısmen süre yönünden reddi yolunda karar verilmiş, bu karar da Dairemizce bozulmuştur.
    Bunun üzerine … İdare Mahkemesince davanın reddine dair … tarih ve E:… , K:… sayılı karar verilmiş, bu karar Dairemizin 13/11/2014 tarih ve E:2014/5244, K:2014/6602 sayılı kararı ile onanmış ve davacının karar düzeltme istemi de reddedilerek kesinleşmiştir.
    Davanın reddine dair kararın kesinleşmesi üzerine de davacı tarafından, Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulunulmuş, Anayasa Mahkemesi'nin … tarih ve … sayılı kararı ile davacının mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilerek ihlalin sonuçlarının ortadan kardırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere anılan kararın … İdare Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
    Anayasa Mahkemesinin hak ihlaline yönelik kararından sonra yeniden yargılama yapan … İdare Mahkemesince, davacı şirketin kazanç kaybının tespiti amacıyla yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

    İLGİLİ MEVZUAT:
    Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesinde ise, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.
    İdare kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
    İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır. Bu bağlamda hizmet kusuru, özel hukuktaki anlamından uzaklaşarak nesnelleşen, anonim bir niteliğe sahip, bağımsız karekteri olan bir kusurdur. Hizmet kusurundan dolayı sorumluluk, idarenin sorumluluğunun doğrudan ve asli nedenini oluşturmaktadır.



    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Dosyanın incelenmesinden, davacının ihraç etmek istediği tekstil ürünlerine kaçak eşya olduğu şüphesiyle idare tarafından el konulduğu, ancak yapılan ceza soruşturması ve kovuşturması neticesinde bu ürünlerin kaçak olmadıklarının tespit edildiği, bir başka ifade ile idare tarafından yürütülen gümrük hizmeti sırasında kusurlu davranılmak suretiyle tespitte bulunulduğu, bu tespit nedeniyle davacı şirketin ihracata konu eşyasına yaklaşık üç yıl sekiz ay boyunca fiilen el konulduğu, davacı şirketin bu süre boyunca eşyadan yararlanamadığı ve bu eşyanın geçen sürede değer kaybına uğradığı hususunun davacı şirket tarafından … Asliye Ticaret Mahkemesinin E: … D.İş nolu dosyasında tespitinin sağlandığı anlaşılmaktadır.
    Bu durumda, davacı şirketin ihracata konu eşyasına davalı idarenin kaçak eşya olduğu şüphesiyle el konulması nedeniyle davacı şirketin mülkiyet hakkının ihlal edildiği hususunun Anayasa Mahkemesi'nin … tarih ve … sayılı kararı ile de tespit edildiği görüldüğünden davacı şirketin uğradığı zararların tazmin edilmesi gerektiği kuşkusuzdur.
    Davacı şirket tarafından, el konulan eşyada değer düşüklüğü nedeniyle meydana gelen 42.431,00 TL maddi zarar ile ticari kazanç kaybı olduğu ileri sürülen 457.569,00 TL (miktar arttırımı ile 518.007,90 TL) zararın tazmini istenilmektedir.

    Eşyada değer düşüklüğü nedeniyle meydana gelen 42.431,00 TL maddi zararın tazmini isteminin incelenmesi :
    Davacı şirket tarafından, el konulan eşyanın kendilerine teslimi sonrasında … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Değişik İş sayılı dosyasında tespit davası açılmış ve bu davada yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen 10/04/2003 tarihli raporda, davalı idarenin davacı şirkete ait mallara el koymasından sonra söz konusu malların koli içinde bekletilmesi nedeniyle defolu hale gelmesinden dolayı 42.431,00 TL zarar meydana geldiğinin tespit edildiği görülmekte olup, meydana gelen bu zararın hizmet kusuru ilkesi uyarınca tazmini gerektiği sonucuna varılmıştır.

    Ticari kazanç kaybı nedeniyle uğranıldığı iddia edilen zararın tazmini isteminin incelenmesi :
    Davacı tarafından, el konulan eşyasından mahrum kaldığı süre boyunca ticari kazanç kaybına uğradığı iddiasıyla 457.569,00 TL (miktar arttırımı ile 518.007,90 TL) zararın tazmini istenildiğinden, Mahkemece, şirketin ticari kazancında meydana gelen kaybın hesaplanabilmesi maksadıyla dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve 03/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda; 15/07/1999-10/03/2003 tarihleri arasında ihracata konu eşyaya el konulması nedeniyle davacı şirketin mahrum kaldığı ticari kazancın 518.007,90 TL olarak hesaplanması üzerine davacı şirketin anılan eşyadan mahrum kalması nedeniyle uğradığı ticari kazanç kaybı olan 518.007,90 TL zararın davacı şirkete ödenmesi gerektiğine hükmedilmiştir.
    Anılan bilirkişi raporunda, davacı şirketin el konulan eşyasına ilişkin beyanname bedelleri dikkate alınarak ve 3'er aylık periyotlarla %25 kar elde edeceği varsayılarak hesaplama yapıldığı görülmekte olup, somut verilere dayanmayan bir rapor düzenlendiği anlaşılmaktadır.
    Uyuşmazlıkta, davacı tarafından, idarece el konulan eşyasından el koyma tarihi ile iade tarihi arasında mahrum kalındığı açıktır. Davacının bu süreçte uğradığı zararın tazmini gerekmektedir. Ancak bu zararın davacının ticaret şirketi olması sebebiyle belirli periyotlarla satış yapacağı ve kar elde edeceği varsayılarak hesaplanmasında hukuka uyarlık görülmemiştir. Davacının eşyasına el konulması nedeniyle uğradığı zararının, eşyaya el konulduğu tarihteki değeri dikkate alınarak, el koyma tarihi olan 15/07/1999 ile davacı tarafından eşyanın teslim alındığı 10/03/2003 tarihine kadar işleyecek yasal faiz miktarının maddi tazminat kapsamında hüküm altına alınması suretiyle tazmini gerektiği sonucuna varılmış olup, mahkemece bu doğrultuda hesap yapılması amacıyla yeni bir bilirkişi raporu alınarak karar verilmesi gerekmektedir.
    Bu itibarla, davanın kabulü yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
    Bununla birlikte, İdare Mahkemesince, bozma kararımız üzerine yeni bir karar verileceğinden davacı şirketin hükmedilen maddi tazminata ticari faiz yerine yasal faiz uygulanmasının hatalı olduğuna ilişkin temyiz talebi yönünden bu aşamada bir karar verilmesine gerek görülmemiştir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davalı idarenin temyiz isteminin KABULÜNE,
    2. Davanın kabulüne ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
    4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/01/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi