Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2015/196
Karar No: 2016/139
Karar Tarihi: 10.02.2016

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2015/196 Esas 2016/139 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2015/196 E.  ,  2016/139 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İş Mahkemesi

    Taraflar arasındaki “kurum işleminin iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 01.08.2013 gün ve 2012/111 E., 2013/348 K. sayılı kararın incelenmesi davalı kurum vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 14.04.2014 gün ve 2013/16366 E., 2014/7759 K. sayılı ilamı ile;    
    (...Dava, davacının aldığı ölüm aylığını, 5510 sayılı Kanunun 56/2 fıkrası uyarınca iptal eden kurum işleminin iptali ile aylıkların kesildiği tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte yeniden bağlanması ve borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Davanın, yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56"ncı maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96"ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5510 sayılı Yasanın 56 maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi"ne yapılan 2009/86 Esas numaralı başvurunun, 28.04.2011 tarihinde verilen karar ile reddedilmiştir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının, 06/02/1991 kesinleşme tarihli ilam ile eski eşinden boşandığı, 04/02/1994 tarihinde yaptığı başvuru sonucunda davalı kurum tarafından davacıya 1968 yılında ölen babasından dolayı ölüm aylığı bağlandığı anlaşılmış, davalı Kurum tarafından telefon ile ihbar üzerine başlatılan tahkikat sonucu düzenlenen 21/12/2011 tarihli kontrol memuru raporuna göre; davacı ve boşandığı eşinin, kimlik paylaşım sistemindeki adreslerinin 1991 yılında boşanmalarına rağmen aynı olduğu tespit edilmiş, belirlenen Kerpe mevkii Liman sokak no:62 Kıncıllı Kardıra/Kocaeli adresinde yapılan çevre soruşturmasında, davacının çevrede emekli gümrük müdürünün kızı olarak bilindiği, eşi ve kızı ile birlikte deniz kıyısında bulunan Liman Sokaktaki evlerinde yaşadıkları öğrenilmiş, belirtilen adrese gidildiğinde, evde davacının eski eşi ve kızının bulunduğu görülmüş, sorulduğunda, davacının İzmit"te olduğu bildirilmiş olup, davacının ve eski eşinin ortak çocukları olan Tuğçe beyanında, annesi ve babası ile birlikte 1-2 yıldır bu adreste yaşadıklarını beyan etmiştir. Mahkemesince dinlenen davacı tanığı Taner, davacının kızı Tuğçe"nin babasına çok düşkün olması nedeni ile davacının eski eşini zaman zaman 3-4 günlüğüne evinde ağırladığını, aralarında fiili birlikte yaşamın bulunmadığını beyan etmiiş, davacı ve eski eşinin ortak çocukları Tuğçe de beyanında babasının, 2-3 günlüğüne evlerinde kalıp gittiğini bildirmiş,davacı ile fiilen birlikte yaşamadıklarını belirtmiş, köy muhtarı olan tanık ... ve azalar ise davacının eski eşini tanımadıklarını, etraftan sorduklarında eski eşin bazen kızını görmek için davacı ve kızının oturduğu eve gelip gittiğini öğrendiklerini beyan etmişler; kolluk araştırmalarında, davacı ve eski eşinin fiilen birlikte yaşamadığı, eski eşin kızını görmek için yılda bir davacının yaşadığı Kocaeli"ne geldiği bildirilmiştir.
    5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
    Somut olayda, kontrol memuru tarafından yapılan çevre soruşturmasında davacı ve eski eşin boşandığından çevre sakinlerinin haberdar olmaması, davacı ve eski eşinin, kızları ile birlikte fiilen birlikte yaşadıklarının bildirilmesi; 1991 yılında boşanmalarına rağmen davacı ve eski eşinin kontrol memuru incelemesinin yapıldığı 2011 yılı itibari ile aynı yerleşim yerinde kayıtlı görünmeleri, davacının yerleşim yerine gidildiğinde, evde davacının kızı ve eski eşinin bulunduğunun tespit edilmesi ve davacının kızı Tuğçe"nin 1-2 yıldır bu adreste anne ve babası ile birlikte yaşadığını incelemeyi yapan memura bildirmesi ile davacı tanıklarının, davacı ve eski eşinin çocukları olan Tuğçe"nin babasına düşkünlüğü nedeniyle davacının, eski eşini evinde 3-4 günlüğüne ağırladığına ilişkin beyanlarının, hayatın olağan akışına uygun bulunmaması hususları birlikte göz önüne alındığında; davacı ve eski eşinin, boşanma sonrasında da birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup, 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, davanın reddi gerekirken mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır...)  
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.  
      
    HUKUK GENEL KURULU KARARI  
     
    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:  
    Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, özellikle; 5510 sayılı Kanun’un 56/son maddesinde boşanmanın amacına yönelik herhangi bir düzenlemeye yer verilmemesine, uygulama yapılırken, eşlerin boşanma iradelerinin gerçekliğinin araştırılmasının sözkonusu olmamasına, boşanmanın muvazaalı olup olmadığına ilişkin herhangi bir araştırma ve boşanma yönündeki kesinleşmiş yargı kararının geçerliliğinin sorgulanmasının mümkün olmamasına, anılan madde ile boşanılan eşle fiilen birlikte yaşama olgusunun, gelir veya aylıktan kesme nedeni ve bağlama engeli olarak benimsenmiş olmasına, boşandığı eşle fiilen birlikte yaşamaya kişiyi sürükleyen etkenin niteliği ve türünün, hukuk düzeni açısından önem taşımamasına, hakkın kötüye kullanılması hangi dürtüyle (saikle) ortaya çıkarsa çıksın hukuk düzeni tarafından korunmamasına, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 24.04.2013 gün ve 2012/21-1404 E., 2013/578 K., 12.03.2014 gün ve 2013/21-614 E., 2014/277 K., sayılı ilamlarında da aynı ilkelerin kabul edilmiş olmasına göre Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.  
    S O N U Ç : Davalı kurum vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 10.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi