22. Hukuk Dairesi 2014/13583 E. , 2014/18991 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ikramiye, yıllık izin ücretinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesinin haklı sebep olmadan feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının hak kazandığı işçilik alacaklarının ödendiğini, dava konusu alacak taleplerinin haksız olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, uyuşmazlığa konu dönemde yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmeleri uyarınca ödenmesi gerekli ikramiye ve 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması Hakkındaki Kanun uyarınca ödenmesi gerekli ilave tediye hesaplanmış, mahkemece de her iki alacağın toplamı "ikramiye alacağı" adı altında hükme bağlanmıştır.
Davalı vekili, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, davacıya ödenen ikramiye toplamının 11.534,76 TL olduğunu belirtilerek, dilekçe ekinde ikramiye tahakkuklu imzasız bordroları dosyaya sunmuştur. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun yürürlükte olduğu dönemde açılan davalarda, ödeme def"inin her aşamada yapılabileceği Yargıtay"ın yerleşik uygulamasıdır. Bu halde, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ekinde dosyaya sunulan bordroların değerlendirilmemesi hatalı olmuştur. Anılan sebeple, davacı taraftan sunulan bordrolara karşı beyanları sorulmalı, imzasız bordrolarda yer alan tahakkukların banka aracılığıyla ödenip ödenmediği araştırılmalı ve sonuca gidilmelidir.
Diğer taraftan, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, ikramiye ve ilave tediye alacaklarında, brüt tutarlardan sadece damga ve gelir vergisi kesintilerinin yapılmasıyla yetinilerek, net miktarlar hesaplanmıştır. İkramiye alacağı, gerek 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu"nun mülga 77. maddesi, gerekse de 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"nun 80. maddesi uyarınca prim kesintisine tabidir. İlave tediye alacağı ise, 5510 sayılı Kanunu"nun 80/c ve 105. maddeleri uyarınca, 01.10.2008 tarihinden itibaren sigorta prim kesintisine tabidir. Hal böyleyken, alacakların net miktarlarının belirlenmesinde prim kesintilerinin nazara alınmaması hatalı olmuştur.
İlave tediye alacağı 6772 sayılı Kanun"dan kaynaklanmakta olup, alacağa uygulanacak faizin, kanuni faiz olduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde, alacağa mevduat faizi uygulanmasına karar verilmesi de bir diğer hatalı yöndür.
3-Fesih tarihinde yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesinin 33. maddesi uyarınca, davacıya kıdemine göre tanınması gerekli ihbar süresi onbeş haftadır. Mahkemece, davacının ihbar süresinin onaltı hafta olduğu kabul edilerek ihbar tazminatı alacağının hüküm altına alınması hatalı olmuştur.
4-Mahkemece, davalı işverenin ispat yükünü yerine getirmediği gerekçesiyle, davacı işçinin yüzoniki gün yıllık izin süresini kullanmadığı kabul edilerek, yıllık izin ücreti alacağı hüküm altına alınmıştır. Ne var ki, davalı vekili, delilleri arasında " her türlü kanuni delil" ifadesiyle yemin deliline de dayanmış olup, mahkemece, davalı tarafa yemin teklif etme hakkı bulunduğunun hatırlatılmaması hatalıdır. Anılan sebeple, yıllık izin alacağı bakımından ispat yükü üzerinde olan davalı tarafa, yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak, sonuca göre 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 225 ve devamı maddeleri uyarınca işlem yapılması gereklidir. Kabule göre de, yıllık izin ücreti alacağı, gerek 506 sayılı Kanun"un mülga 77. maddesi, gerekse de 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"nun 80. maddesi uyarınca, prime esas kazançlar içerisinde olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, yıllık izin ücreti alacağının net miktarının belirlenmesinde, prim kesintilerinin nazara alınmaması hatalıdır.
Yukarıda yazılı sebeplerden, eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeyle karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.