7. Ceza Dairesi 2019/3965 E. , 2021/11654 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Hükmolunan cezanın nevi ve miktarına göre, sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebi yerinde görülmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK"nun 318. maddesi uyarınca reddine karar verilerek yapılan incelemede;
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde ... limanına demirli ... isimli ticari geminin 22/02/2010 tarihinden itibaren sefer yapmamasına rağmen Denizcilik Müsteşarlığı İnternet sitesi kayıtlarından yakıt aldığının öğrenilmesi üzerine gemide yapılan incelemede, gemi donatanının Bornova/İzmir"de bulunan ... Petrol isimli akaryakıt istasyonundan ÖTV"siz olarak yakıt aldığı, söz konusu yakıtı kullanmış gibi gösterebilmek için gemi jurnallerindeki değerlerin fazla gösterilerek yakıtın piyasaya sunulduğu şeklinde gerçekleşen olayda,dosyada mevcut bilirkişi raporlarına göre sanığın beyan etmiş olduğu şekilde geminin çalıştırılması halinde akaryakıtın tüketilmesinin mümkün olmadığının bildirildiği, bu yakıtın faturalı ve TÜBİTAK MAM raporuna göre de geçerli olduğu göz önüne alınarak Pendik Cumhuriyet Başsavcılığınca 20.04.2011 tarihinde sanık hakkında 5015 sayılı Yasaya aykırılık suçundan dolayı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, anılan kararın UYAP kayıtları incelendiğinde 20/04/2011 tarihinde kesinleştirilerek sanık hakkında yine aynı eylemle ilgili olarak 5607 sayılı Yasanın 3/6. maddesi gereğince cezalandırılması için Pendik Cumhuriyet Başsavcılığınca 28/06/2011 tarihli iddianamenin düzenlendiği anlaşılmakla;
5271 sayılı CMK.nun 172/2. maddesinde kişilerin hukuk güvenliğini öne alan "Kovuşturmaya yer olmadığına karar verildikten sonra yeni delil meydana çıkmadıkça, aynı fiilden dolayı kamu davası açılamaz." düzenlemesi ve yeni delil kavramının YCGK"nın 23/06/2015 gün ve 2013/7-700E, 2015/241 K, sayılı ilamında açıklandığı şekilde başka benzer bir olayın tartışılması sırasında"kovuşturmaya yer olmadığına dair karardan önce mevcut olan ve ele geçirilemeyen, dosyada bulunan ancak Cumhuriyet Savcısı tarafından görülmeyen ve değerlendirilmeyen delil, yeni delildir." şeklinde tanımlaması ile birlikte dosya içeriği değerlendirildiğinde, daha önce dosyada olmayan veya değerlendirilemeyen yeni bir delil olmadığı müddetçe verilen kovuşturmaya yer olmadığı kararlarının hukuk güvenliği açısından kaldırılmasının mümkün olamayacağı, bu haliyle dosyada yeni bir delil olmaması nedeniyle usulüne uygun açılmış bir kamu davasından da bahsedilemeyeceği, Pendik Cumhuriyet Başsavcılığının 20/04/2011 tarihli kararında ise sanık hakkında 5015 sayılı Yasaya aykırılık suçundan dolayı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, bu karara karşı müşteki kuruma 15 gün içinde Kadıköy Ağır Ceza Mahkemesi"ne itiraz
hakkının olmasına rağmen dosyada kararın tebliğine ilişkin herhangi bir evrak bulunmadığı ve UYAP kayıtları incelendiğinde de karar tarihinde kesinleştirme işlemlerinin yapıldığı görülmekle; 20/04/2011 tarihli Pendik Cumhuriyet Başsavcılığı"nca sanık hakkında 5015 sayılı Yasaya aykırılık suçundan verilen takipsizlik kararına ilişkin tebliğ evraklarının incelenmesine, eğer bu karar kesinleşmiş ise usulüne uygun açılan bir davadan bahsedilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Kabule göre de;
1-Sanık hakkında takdiri indirim uygulama maddesinin 5237 sayılı TCK"nun 62/1. maddesi olarak yazılmaması suretiyle CMK"nun 232/6. maddesine aykırı davranılması,
2-Doğrudan verilen adli para cezasının bir gün karşılığının belirlenmesi sırasında TCK"nun 52/2. madde ve fıkrası yerine TCK"nun 52. madde ve fıkrasına atıf yapılmak suretiyle CMK"nun 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,
3-Sanık hakkında verilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında 5237 sayılı TCK"nun 50/1-a maddesinin yazılmaması ve bu adli para cezasının bir gün karşılığının belirlenmesi sırasında 5237 sayılı TCK"nun 52/2. maddesinin yerine TCK"nun 52. maddesinin yazılması suretiyle 5271 sayılı CMK"nun 232/6. maddesine aykırı davranılması,
4-TCK"nun 52/2. maddesi uyarınca, sanık hakkında doğrudan tayin edilen gün para cezasının günlüğü 50 TL üzerinden, hapis cezasından çevrilen bir gün karşılığının 20 TL üzerinden olmak üzere farklı takdir edilerek çelişkiye neden olunması,
5-Sanık hakkında tayin edilen 2 ay 15 gün hapis cezasının günlüğü 20 TL den paraya çevrilmesi sonucu 1.500 TL yerine 37.500 TL adli para cezasına, yine doğrudan tayin edilen 25 gün adli para cezasının günlüğü 50 TL den paraya çevrilmesi sonucu 1.250 TL yerine 12.500 TL adli para cezasına hükmolunması,
6-Lehe olan kanun hükümlerinin uygulanmasını talep eden sanık hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmesinde taksit yapılıp yapılmayacağının kararda tartışılmaması,
7-Suça konu yakıtın MAM raporunun geçerli çıkması nedeniyle sahibine iade edildiği gözetilmeden, yazılı şekilde yakıtın tasfiye edilerek değerlendirilmesi sonucu ortaya çıkan ekonomik kazancın 5607 sayılı yasanın 13. maddesi yollaması ile TCK"nun 55. maddesi uyarınca zoralımına karar verilmesi,
8-Dosyada sadece bir sanık olmasına karşılık hükümde katılan idare lehine verilecek vekalet ücretinin "sanıklardan" alınmasına karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30.09.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.