7. Hukuk Dairesi 2015/7079 E. , 2015/7964 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Sinop 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
(İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Tarihi : 09/12/2014
Numarası : 2013/102-2014/593
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı Sağlık Bakanlığı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili, davacının güvenlik görevlisi olarak 2006 yılı Ekim ayından bu yana değişen alt işveren şirketler nezdinde çalıştığını, iş sözleşmesinin yazılı bildirimde bulunulmadan ve sebep bildirilmeden feshedildiğini belirtilerek feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı İdare vekili davacının kendi işçileri olmadığını kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, davanın süresinde açılmadığını, sözleşmenin belirli süreli olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
... Şirketi davaya cevap vermemiş, rapora itiraz ve davanın esasına beyan dilekçesinde davanın süresinde açılmadığını, husumetin ihaleyi alan .... Güvenlik Kor. Eğitim Hiz. Ltd. Şti. Ve Sağlık Bakanlığına yöneltilmesi gerektiğini, sözleşmenin belirli süreli olduğunu, 30 işçi şartının gerçekleşmediğini davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalı Sağlık Bakanlığı`na bağlı hastane yönetimi ile güvenlik hizmetini alan taşeron şirketler arasındaki ihale sözleşmeleri, teknik şartnameler incelenip, tanık beyanları ile birlikte değerlendirildiğinde ve özellikle teknik şartnamenin 4. maddesinin 8. bendinde, işçilerin işe alınmalarında ve işlerine son verilmesinde tek yetkilinin hastane idaresi olduğu, firmaların işçi alım ve çıkarılmasında kesinlikle tasarruf sahibi olmayacağı, keza çalışacakların çalışma koşullarının da hastane yönetimince belirleneceğinin açıkça düzenlendiği, alt işverenlerin çalıştırdıkları işçilerin üzerindeki yönetim hakkının tamamen asıl işveren tarafından kullanıldığı, bu nedenle gerçek anlamda bir alt işveren-asıl işveren ilişkinden söz edilemeyeceği gerekçesiyle davacı işçinin başlangıçtan itibaren davalı Sağlık Bakanlığı işçisi olduğu ve güvenlik işi verilen firmaların işverenlik sıfatının bulunmadığı kabul edilerek davalı Şimal Şirketi yönünden davanın husumetten reddine ve davacının Sağlık Bakanlığı nezdinde işe iadesine karar verilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 2/6 maddesi uyarınca, “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur. Keza aynı maddenin 7. fıkrasına göre de “Asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle hakları kısıtlanamaz veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamaz. Aksi halde ve genel olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler.”
4857 sayılı İş Kanununun 2/6 son cümlesi uyarınca asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden alt işverenle birlikte sorumludur. 4857 sayılı İş Kanunu ile asıl işverenin, bu Kanundan, iş sözleşmesinden ve alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden sorumlu tutulması şeklindeki düzenleme, asıl işverenin sorumluluğunun genişletilmesi olarak değerlendirilmelidir. Bu durumda, ihbar, kıdem, kötüniyet ve işe iade sonucu işe başlatmama tazminatları ile ücret, fazla çalışma, hafta tatili, bayram ve genel tatili, yıllık izin, ikramiye, pirim, yemek yardımı, yol yardımı gibi tüm işçilik haklarından birlikte sorumluluk esastır. Kanunun kullandığı “birlikte sorumluluk” deyiminden tam teselsülün, dolayısı ile müşterek ve müteselsil sorumluluğun anlaşılması gerekir.
Muvazaalı bir hukuki muamele ile üçüncü kişinin ızrar edilmesi ona karşı bir haksız eylem niteliğindedir. Üçüncü kişiler muvazaa nedeniyle hakları halele uğratıldığı takdirde haksız fiil sorumluluğuna dayanarak muvazaalı hukuki işlemi yapan taraftan zararının tazminini isteyebilir. Haksız fiil işleyen kimse uygun illiyet bağı çevresine giren bütün zararlardan sorumludur. Ayrıca muvazaa sebebiyle akdin hükümsüzlüğünün ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması sayılan hallerde muvazaa ileri sürülemez. Muvazaa davacıya karşı ileri sürülemez isede muvazaalı işlemi yapanların muvazaayı birbirlerine karşı ileri sürebilmeleri mümkün olup bir hukuki engel bulunmamaktadır.
Asıl işveren ve alt asıl işveren arasındaki sözleşmenin muvazaalı olması halinde, asıl işveren başlangıçtan beri gerçek işveren olduğundan, feshin geçersizliği ve işe iade davasının tarafı asıl işveren ve muvazaalı muamelenin diğer tarafı olan alt işveren olmalıdır. Muvazaa halinde işçi gerçek işverenin işyerine iade edilmeli işe iadenin parasal sorunlarından gerçek işverenle birlikte muvazaalı işlemin diğer tarafı olan alt işverende gerçek işverenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmalıdır.
Feshin geçersizliği ve işe iade davasının alt ve asıl işveren ilişkisinde, her iki işverene birlikte açılması ve muvazaa bulunmaması halinde ise, davacı işçi alt işveren işçisi olup, iş sözleşmesi alt işveren tarafından feshedildiğinden, feshin geçersizliği ve işe iade yükümlülüğü alt işverenindir. Asıl işverenin iş ilişkisinde sözleşmenin taraf sıfatı bulunmadığından, asıl işverenin işe iade yönünde bir yükümlülüğünden söz edilemez. Asıl işverenin işe iade kararı sonrası işçinin işe başlamak için başvurması ve alt işverenin işe almamasından kaynaklanan işe başlatmama tazminatı ile dört aya kadar boşta geçen süre ücretinden yukarda belirtilen hüküm nedeni ile alt işverenle birlikte sorumluluğu vardır.
Dosya kapsamına göre mahkemece Bakanlık ile alt işveren arasındaki ihale şartnamesindeki hükümlere göre işe alma ve işten çıkarma yetkisinin Bakanlığa ait olduğunun tespiti ve muvazaa nedeniyle davacının Bakanlık nezdinde işe iadesine karar verilmesi yerinde olup davalı Bakanlığın bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.
Somut olayda davacının iş akdi geçerli ve haklı bir neden olmadan feshedildiğinden ve davacının güvenlik görevlisi olarak 2006 yılı Ekim ayından bu yana değişen alt işveren şirketler nezdinde kesintisiz olarak çalıştığı, davalı .... Güvenlik Ltd. Şti.nin ihaleyi alamadığı, yeni ihaleyi alan .... Güvenlik Kor. Eğitim Hiz. Ltd. Şti.nin ise güvenlik görevlilerine ait özlük dosyalarının tümünü teslim alarak 1 Ocak 2013 tarihinde Ö. A., M. K., B. Ö. isimli personellerin işe başlatıldığı diğer işçilerin işe başlatılmayarak dosyalarının iade edildiği anlaşılmıştır. Davacının iş sözleşmesi yeni ihale alan .... Güvenlik Kor. Eğitim Hiz. Ltd. Şti.nde işe başlatılmayarak feshedilmiştir. Feshin bu şirket tarafından yapıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece anılan işverene husumetin yöneltilmesi sağlanarak deliller toplanıp yapılan feshin geçersiz olduğunun tespiti halinde muvazaa olgusu gözönüne alınarak işe iadenin Sağlık Bakanlığına yapılması ve kişinin kendi muvazaasından yararlanamayacağı gözetilerek .... Güvenlik Kor. Eğitim Hiz. Ltd. Şti."nin işe iadenin parasal sonuçlarından (yaptırımlarından) Sağlık Bakanlığı ile müşterek ve müteselsilen sorumlu tutulmalarına karar verilmesi gerekir.
Mahkemece davalı Bakanlık ile alt işverenler arasındaki sözleşmelerin muvazaaya dayandığının kabulü yerinde ise de iş akdini fesheden .... Güv. Ltd. Şirketi davaya dahil edilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalı olmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, 04.05.2015 tarihinde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.