Hukuk Genel Kurulu 2014/284 E. , 2016/133 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki “kurum işleminin iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; .İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 23.01.2013 gün ve 2011/9 E., 2013/71 K. sayılı kararın incelenmesi davalı kurum vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 04.07.2013 gün ve 2013/5782 E., 2013/14512 K. sayılı ilamı ile;
(...Dava, davacının aldığı ölüm aylığını, 5510 sayılı Kanunun 56/2 fıkrası uyarınca iptal eden kurum işleminin iptali ile aylıkların kesildiği tarihten itibaren yeniden bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın, yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56"ncı maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96"ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5510 sayılı Yasanın 56 maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi"ne yapılan 2009/86 Esas numaralı başvurunun, 28.04.2011 tarihinde verilen karar ile reddedilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının, 10/07/2002 kesinleşme tarihli ilam ile eski eşinden boşandığı, yaptığı başvuru sonucunda davalı kurum tarafından davacıya ölüm aylığı bağlandığı, davacının boşandığı eşinin yazılı ihbar üzerine başlatılan tahkikat sonucu düzenlenen 29/11/2010 tarihli kontrol memuru raporunda; davacı ve boşandığı eşinin birlikte yaşadığı iddia edilen Karahallı ilçesinde görevl.... muhtarı .... ve ... Mahallesi muhtarı ....ile yapılan görüşmede, davacı ve eski eşinin boşanmalarına rağmen aynı yerleşim yerinde birlikte yaşadıkları, davacının ara sıra Uşak il merkezindeki oğlunun yanına gidip geldiği tespit edilmiş, çevre soruşturmasında, Yeni Mahalle sakinlerinin davacının oğlunun yanından Karahallı"ya geldiğinde, eski eşi ile aynı adreste kaldığını beyan ettikleri anlaşılmıştır.
Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma sırasında düzenlenen 26/08/2010 tarihli kolluk tutanağında, davacının,annesi ve çocukları ile birlikte Uşak il merkezinde ikamet ettiği, boşandığı eşinin de bu adrese sık sık uğradığı, 5-6 gün kaldıktan sonra, Karahallı İlçesindeki evine döndüğü tespitlerine yer verilmiş, yargılama aşamasında dinlenen tutanak tanıkları .... ve...., kontrol memuru huzurundaki ifadeleri tekrar ederek, kontrol memuru geldiği dönemde, davacının, boşandığı eşi ile fiilen birlikte yaşadığını, halihazırda görüşmediklerini beyan etmişlerdir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, denetim sırasında davacı ve eski eşi ile aralarında husumet olduğuna ilişkin iddia bulunmayan tarafsız tanıklar Ecevit ve Ömer"in, davacı ve eski eşinin eylemli olarak birlikte yaşadıklarına dair mahkeme huzurunda da tekrar ettikleri beyanları, çevre soruşturması sonucu elde edilen veriler ve Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma sırasında düzenlenen 26/08/2010 tarihli kolluk tutanağının içeriği birlikte göz önüne alındığında; davacı ve eski eşinin, boşanma sonrasında da birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup, 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden davanın reddi gerekirken mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, özellikle; 5510 sayılı Kanun’un 56/son maddesinde boşanmanın amacına yönelik herhangi bir düzenlemeye yer verilmemesine, uygulama yapılırken, eşlerin boşanma iradelerinin gerçekliğinin araştırılmasının sözkonusu olmamasına, boşanmanın muvazaalı olup olmadığına ilişkin herhangi bir araştırma ve boşanma yönündeki kesinleşmiş yargı kararının geçerliliğinin sorgulanmasının mümkün olmamasına, anılan madde ile boşanılan eşle fiilen birlikte yaşama olgusunun, gelir veya aylıktan kesme nedeni ve bağlama engeli olarak benimsenmiş olmasına, boşandığı eşle fiilen birlikte yaşamaya kişiyi sürükleyen etkenin niteliği ve türünün, hukuk düzeni açısından önem taşımamasına, hakkın kötüye kullanılması hangi dürtüyle (saikle) ortaya çıkarsa çıksın hukuk düzeni tarafından korunmamasına, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 24.04.2013 gün ve 2012/21-1404 E., 2013/578 K., 12.03.2014 gün ve 2013/21-614 E., 2014/277 K., sayılı ilamlarında da aynı ilkelerin kabul edilmiş olmasına göre Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 10.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.