20. Ceza Dairesi 2019/1506 E. , 2019/7104 K.
"İçtihat Metni" Yüksek Adalet Bakanlığı"nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Aliağa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/02/2017 tarihli ve 2016/950 esas, 2017/85 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 28/05/2019 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli hakkında, 22/03/2008 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma eylemi nedeni ile Aliağa Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma sonucunda, 13/05/2008 tarihli, 2008/1294 soruşturma, 2008/727 esas ve 2008/293 sayılı iddianame ile Aliağa Sulh Ceza Mahkemesine TCK’nın 191/1 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı,
2-Aliağa Sulh Ceza Mahkemesinin 08/02/2011 tarihli, 2008/322 esas ve 2011/122 sayılı kararı ile; sanığın TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 22/03/2011 tarihinde temyiz edilmeden kesinleştiği ve gereğinin ifası için 18/05/2011 tarihinde Karşıyaka Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
3-Karşıyaka Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce infaz işlemlerine başlandığı,sanığın müdürlüğe başvurduğu, hastaneye sevkedildiği, ayaktan tedavi programına alındığı, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinin 30/12/2011 tarihli raporunda sanığın 30/06/2011, 26/08/2011, 16/09/2011 ve 28/09/2011 tarihli tahlillerinde idrar örneğinde esrar tespit edildiğinin bildirilmesi üzerine Karşıyaka Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce dosyanın kapatılarak 17/01/2012 tarihinde Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
4-Aliağa Sulh Ceza Mahkemesinin 19/10/2012 tarihli, 2008/322 esas ve 2011/122 sayılı ek kararı ile; sanığın TCK’nın 191/1,62 ve 50/1-a maddeleri uyarınca 6.000,00TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, sanığın kararı temyiz ettiği, Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 30/09/2016 tarihli, 2013/8724 esas ve 2016/2553 karar sayılı ilamı ile 6545 sayılı Kanun kapsamında araştırma yapılması için hükmün bozulmasına karar verildiği,
5- Aliağa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 15/02/2017 tarihli, 2016/950 esas ve 2017/85 sayılı kararı ile; sanığın TCK’nın 191/1,62 ve 50/1-a maddeleri uyarınca 6.000,00TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın 27/04/2017 tarihinde temyiz edilmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak suçundan sanık ... hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddeleri gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmolunmasına dair Aliağa Sulh Ceza Mahkemesinin 08/02/2011 tarihli ve 2008/322 esas, 2011/122 sayılı kararının infazı sırasında, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığından bahisle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/1, 62/1, 50/1-a ve 52/2. maddeleri gereğince 6.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin aynı Mahkemenin 19/10/2012 tarihli ve 2008/322 esas, 2011/122
sayılı ek kararının bozulmasına dair Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 30/09/2016 tarihli ve 2013/8724 esas, 2016/2553 sayılı ilamını müteakip, sanığın 6545 sayılı Kanun ile değiştirilmeden önceki haliyle 5237 sayılı Kanun"un 191/1, 62/1, 50/1-a ve 52/2. maddeleri gereğince 6.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Aliağa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/02/2017 tarihli ve 2016/950 esas, 2017/85 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
6545 sayılı Kanunla yeniden düzenlenen 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191. maddesi ile kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanma eyleminin suç olmaktan çıkarılmadığı, tam tersine 1. fıkraya göre, 1 yıldan 2 yıla kadar hapis olan müeyyidenin, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası olarak artırıldığı, ancak anılan maddenin 2 ve devamı maddelerinde soruşturma aşamasında olan dosyalar için kamu davasının açılmasının ertelenmesi müessesesinin getirildiği, aynı maddenin 5. fıkrasına göre de aynı suçun erteleme süresi içerisinde yeniden işlenmesi halinde ayrı bir soruşturma ve kovuşturma yapılamayacağının hüküm altına alındığı, anılan maddenin 9. fıkrasında ise, “Bu maddede aksine düzenleme bulunmayan hâllerde, Ceza Muhakemesi Kanununun kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin 171 inci maddesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 231 inci maddesi hükümleri uygulanır.” şeklinde bir düzenlemeye yer verilmiş olunduğu nazara alındığında,
Somut olayda sanık hakkında deneme süresi içinde uyuşturucu madde kullanması nedeniyle yükümlülüğünü ihlal ettiğinden dolayı tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kaldırılarak para cezasına hükmolunduğu, deneme süresi içerisinde uyuşturucu madde kullanmasından dolayı açılmış ayrı bir dava olmadığı, aynı eylemden dolayı yapılan yargılamanın devamı niteliğinde olduğu, buna göre 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun"un 191/9. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümlerin uygulanabileceği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.” denilerek 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca Aliağa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/02/2017 tarihli ve 2016/950 esas, 2017/85 sayılı kararının bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan dolayı başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra;
a) Sanık hakkında aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değilse, bu suç nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan sanık hakkında, hükümden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesi ve aynı Kanun"un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına",
b) Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ise, 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” karar verilmesinde zorunluluk bulunması nedeniyle, bu suç nedeniyle sanık hakkında daha önce tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmış olan sanık hakkında, hükümden sonra 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesi ve aynı Kanun"un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 2. Fıkrasının uygulanma yeri bulunmadığı, TCK’nın 191. madde hükümleri çerçevesinde "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına" karar verilemeyeceği anlaşıldığından kanun yararına bozma istemi yerinde değil ise de;
Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 30/09/2016 tarihli ve 2013/8724 esas, 2016/2553 sayılı bozma ilamı doğrultusunda, sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan dolayı başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra; sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ise, 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” karar verilmesinde zorunluluk bulunması nedeniyle mahkemece UYAP, Cumhuriyet Başsavcılığı ve Denetimli Serbestlik Müdürlüğünden araştırma yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olduğundan kanun yararına bozma istemi değişik gerekçe ile yerinde görülmüştür.
D)Karar: Yukarıda açıklanan nedenlere göre;
Kanun yararına bozma istemi değişik gerekçe ile yerinde görüldüğünden; Aliağa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/02/2017 tarihli ve 2016/950 esas, 2017/85 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine,
11/12/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.