13. Hukuk Dairesi 2016/29467 E. , 2018/10389 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı ... vekili avukat ... ile davacı vekili avukat... gelmeleryile duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı idareden açık ihaleye girerek davaya konu taşınmazı satın aldığını, fakat daha sonra davalının ihaleyi feshederek davacının ödediği 420.000,00TL"yi irat kaydettiğini, ihalenin feshinin ve bu bedelin irat kaydedilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak 10.000,00TL"nin tahsilini istemiş, 17.11.2015 tarihli dilekçesi ile talebini 210.000,00TL"ye yükseltmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, 210.000,00TL"nin 30.07.2008 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek değişen oranlarda reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece, 818 sayılı yasanın 66. maddesi ve 6102 sayılı yasanın 82. maddesi uyarınca dava tarihine kadar kanunda öngörülen zaman aşımı süresinin geçtiği anlaşıldığından zaman aşımı nedeniyle davanın reddine ilişkin verilen ilk karar, davacının temyizi üzerine 3. Hukuk Dairesi"nin 28.5.2014 tarih 2014/1405 E ve 2014/8383 K sayılı ilamı ile bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sırasında 17.11.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle davacı, talebini 210.000,00TL olarak ıslah ettiğini ifade etmiş, mahkemece ıslah edilen talep esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysa ki, 4.2.1948 tarih, 10/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince bozmadan sonra ıslah yapılması mümkün değildir. Bu nedenle davacının ıslahtan önceki talebi dikkate alınarak sonucuna uygun bir hüküm kurulması gerekirken, mahkemece yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma sebep ve şekline göre davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bent gereğince temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 2. bent gereğince davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 1.630,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.