Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/1708 Esas 2019/407 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/1708
Karar No: 2019/407
Karar Tarihi: 30.01.2019

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/1708 Esas 2019/407 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davanın konusu, tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve adına tescil istemiyle açılmıştır. Mahkeme, davanın 298 ada 1 parsel sayılı taşınmaza ilişkin kısmını reddederken, 299 ada 1 ve 359 ada 25 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptaline ve davacı adına tescillerine karar vermiştir. Ancak, davalı tarafın temyiz itirazlarına ilişkin kararın gerekçeli olarak yazılmadığı ve denetlenebilirliğinin olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297 ve 298. maddeleri, kararların gerekçeli olarak yazılmasını zorunlu kılmaktadır. Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 141/3. maddesi gereği, bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması zorunludur. Temyiz süresiyle ilgili olarak, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 432/4. maddesi gereğince davacı vekilinin çekişmeli taşınmaza ilişkin hükme yönelik temyiz inceleme isteminin süre yönünden reddedilmesi gerekmektedir.
16. Hukuk Dairesi         2016/1708 E.  ,  2019/407 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kadastro sonucu ... Köyü çalışma alanında bulunan 298 ada 1 parsel sayılı 330.54 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... Tüzel Kişiliği adına, 299 ada 1 ve 359 ada 25 parsel sayılı 72.09, 102.37 metrekare yözölçümündeki taşınmazlar ise irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davacı ..., davalı ... ve müşterekleri adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve adına tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın çekişmeli 298 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden reddine, çekişmeli 299 ada 1 ve 359 ada 25 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise kabulü ile bu taşınmazların tapu kayıtlarının iptaline ve davacı ... adına tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Davacı ... vekili, kendisine 20.10.2015 tarihinde tebliğ edilen kararı, 06.11.2015 tarihinde temyiz etmiştir. Kararın tebliğ edildiği tarih ile temyiz tarihi arasında, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun Geçici 3. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 432/1. maddesinde öngörülen 15 günlük temyiz süresi geçmiş olduğundan 6100 sayılı Kanun"un Geçici 3. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1086 sayılı Kanun"un 432/4. maddesi gereğince davacı vekilinin çekişmeli 298 ada 1 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hükme yönelik temyiz inceleme isteminin süre yönünden REDDİNE,
    2- Davalı ...’in çekişmeli 299 ada 1 ve 359 ada 25 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince;
    Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 141/3. maddesine göre "Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması" zorunludur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297 ve 298. maddeleri de kararların gerekçeli olarak yazılmasını zorunlu kılmaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297/c maddesi uyarınca gerekçenin; "tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri" göstermesi gerekir. Bir başka anlatımla; gerekçe okunduğunda, mahkemece verilen hükme nasıl ulaşıldığının anlaşılması gerekir. Böylece, davacı veya davalı sıfatıyla bir yargı organı önüne gelen kişilerin, hukuk devletinde yaşamanın doğal sonucu olarak hukuk güvencesi, adil yargılanma hakkı ve hukuki dinlenilme hakları uyarınca haklarında verilen kararlar yanında kararların hukuki süreci ve yargısı da denetlenebilir olur. Bu ilkeler ışığında mahkemenin gerekçeli kararı incelendiğinde; davanın neden kabul edildiği hususunda bir açıklamanın yer almadığı, sadece davanın kabulüne dendiği, delillerin tartışılarak değerlendirmesinin yapılmadığı, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin yer almadığı ve kararın denetlenebilirliğinin olmadığı görülmektedir. Yani, kararın gerekçe içermediği açık ve tartışmasızdır. Hal böyle olunca; kararın gerekçesiz olması nedeniyle davalı ...’in temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden ..."e iadesine, 30.01.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.













    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.