5. Ceza Dairesi Esas No: 2016/8132 Karar No: 2017/484 Karar Tarihi: 14.02.2017
İhmali davranışla görevi kötüye kullanma - güveni kötüye kullanma - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2016/8132 Esas 2017/484 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, sanığın ihmali davranışla görevini kötüye kullanma ve güveni kötüye kullanma suçlarından hüküm giydiğini belirtiyor. Sanığın daha önceki bir davada masraf yatırmaması nedeniyle davanın reddedilmesi ve bu durumun temyiz edilmeden kesinleşmesi de dikkate alınıyor. Mahkeme, suçların cezalarının üst sınırının yedi yıl altı ay olduğunu, zamanaşımı sürelerinin de dikkate alınarak suç tarihleri arasında gerçekleştiğini belirtiyor. Sonuç olarak, mahkeme kararının bozulduğu ancak yeniden yargılamayı gerektirmediği ve davaların zamanaşımı nedeniyle düştüğü açıklanıyor. Kanun maddeleri ise 765 sayılı TCK'nın 230/1 ve 510. maddeleri ile 102/4, 104/2, 321, 322/1 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri olarak belirtiliyor.
5. Ceza Dairesi 2016/8132 E. , 2017/484 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : İhmali davranışla görevi kötüye kullanma, güveni kötüye kullanma HÜKÜM : Sanığın eylemleri ihmali davranışla görevi kötüye kullanma niteliğinde kabul edilerek mahkumiyetine
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Sanığın üzerine atılı ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçuna ilişkin İzmir 1. Aile Mahkemesinin 2004/1392 Esas sayılı dava dosyasında sanığın masraf yatırmaması nedeniyle davanın reddine dair 15/03/2005 tarihinde verilen kararın temyiz edilmeyerek 26/04/2005 tarihinde kesinleşmesi; hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma iddiasına ilişkin ise; bahse konu icra dosyası kapsamında katılana zamanında verilmediği belirtilen paranın borçludan 10/02/2005 tarihinde tahsil edildiğinin anlaşılması karşısında sanığa isnat edilen güveni kötüye kullanma ve ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçlarının; 765 sayılı TCK"nın 230/1 ve 510. maddelerinde öngörülen cezalarının üst sınırı itibariyle aynı Kanunun 102/4 ve 104/2. maddelerinde belirtilen yedi yıl altı aylık asli ve ilave zamanaşımına tabi olduğu, zamanaşımını durduran süreler de dikkate alındığında suç tarihleri 26/04/2005 ve 10/02/2005 ile inceleme günü arasında bu sürenin gerçekleştiği anlaşıldığından, hükmün 5237 sayılı TCK"nın 7/2. maddesi ile 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilmek suretiyle CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanunun 322/1 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca davaların zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 14/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.