Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/13884
Karar No: 2017/1837
Karar Tarihi: 07.03.2017

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/13884 Esas 2017/1837 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı banka, borçlu şirkete verilen kredileri kemil olarak takip etti. Davalı, kefil olarak sorumlu olduğu kredi borçlarını ödemediği için takibe alındı. Ancak davalı, imzaladığı kredi sözleşmesinin şirketle ortaklık anlaşması olduğunu ve kendisini kandırıldığını iddia etti. Mahkeme, davalının kefil olduğu sözleşmelerden doğan borçlar yönünden kısmen haklı bulunarak, takiplerin devamına karar verdi. Ancak hangi sözleşmelerden doğan borçlar yönünden sorumlu olduğu belirlenmediği için karar bozuldu.
Kanun Maddeleri:
- 6100 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)
- 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)
19. Hukuk Dairesi         2016/13884 E.  ,  2017/1837 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... ile davalı asil ..."nın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan tarafların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    -KARAR-

    Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı ... arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davalının sözleşmeyi kefil sfatıyla imzaladığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek borçlulara ihtarname gönderildiğini, borcun ödenmemesi üzerine giriştiği icra takiplerinin davalının itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takiplerin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkilinin imzaladığı sözleşmenin 2003 tarihli olduğunu, aradan 10 yıl geçtiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin davacının talebini karşılayacak bir kefaletinin bulunmasının söz konusu olmadığını, talep edilen faizin fahiş olduğunu, müvekkilinin 2003 yılında imzaladığı sözleşmeyi ne amaçla imzaladığını, ne imzaladığını bilmeden imzaladığını, şirkete kağıt üzerinde ortak yapılarak kandırıldığını, davalının 26/09/2009 tarihinde kağıt üzerindeki ortaklığı da devrettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı banka tarafından dava dışı asıl borçlu ... ile imzalanan muhtelif tarihli kredi sözleşmeleri uyarınca adı geçen şirkete kredi açıldığı ve kullandırıldığı, davalının bu sözleşmelerden 02.07.2003- 27.07.2004, 20.12.2004 tarihli genel kredi ve teminat sözleşmelerini toplam 370.000,00 -TL tutar üzerinden müteselsil kefil olarak imzalamak suretiyle sorumluluk altına girdiği, geçerli bir kefalet sözleşmesinin kurulmasından sonra tek taraflı olarak kefalet geri alınamayacağından kullandırılan kredilere ilişkin olarak davalının kefalet limiti kapsamında ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçları ile borçtan sorumlu tutulması gerektiği, asıl borçlu şirket lehine verilmiş olan teminat mektuplarının da kefalet limiti kapsamında kalan tutarı bakımından davalı sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile tahsilde tekerrür olmamak üzere davalının ... 2. İcraMüdürlüğü"nün 2013/16786 sayılı dosyasındaki itirazının toplam 13.895,05 TL için iptaline, takibin bu miktar üzerinden ve asıl alacak tutarı olan 12.124,76 TL"sına takip tarihinden itibaren %31,44 oranında temerrüt faizi yürütülmek suretiyle ve takip talebindeki diğer koşullarla devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, ... 2. İcra Müdürlüğü"nün 2013/16792 sayılı takip dosyasında davalının nakdi alacağa ilişkin itirazının toplam 7.535,54 TL için iptaline, takibin bu miktar üzerinden ve asıl alacak tutarı olan 3.174,84 TL"sına yıllık %38,16 oranında temerrüt faizi yürütülmek suretiyle ve takip talebindeki diğer koşullarla devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalının aynı takip dosyasında gayrinakdi alacağa ilişkin itirazının 350.000,00 TL için iptaline, takipten sonra ve davadan önce teminat mektuplarının nakde dönüştüğü anlaşıldığından bu miktarın 50.000,00 TL"si için tazmin tarihi olan 13.09.2013 tarihinden itibaren, 300.000,00 TL"si için tazmin tarihi olan 25.10.2013 tarihinden itibaren yıllık %38,16 oranında temerrüt faizi ve faizin %5"i oranında gider vergisi yürütülmek suretiyle takip talebindeki diğer koşullarla devamına, alacak likit olduğundan %20 icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Adli yardıma ilişkin usul ve esaslar 6100 sayılı HMK"nun 334.-340. maddelerinde düzenlenmiş olup, adli yardım talebi kanun yollarına başvuru sırasında Yargıtay"a da yapılabilir ve talep hakkında duruşma yapılmaksızın karar verilebilir.
    Davalının adli yardım talebini içeren dilekçesi ekinde ibraz edilen belgelerin talebini destekler nitelikte olması ve talebinin kabule elverişli olması nedeniyle adli yardım talebinin kabulüne karar verilerek temyiz itirazlarının incelenmesine geçilmiştir.
    2-Davacı banka ile dava dışı ... arasında düzenlenen 27/07/2004 ve 20/12/2004 tarihli sözleşmeleri davalı kefil olarak imzalamış olup, bu sözleşmeler kapsamında kullandırılan nakdi ve gayri nakdi kredilerden dolayı kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçları ile sorumludur.
    Ancak banka tarafından 2013/16786 ve 2013/16792 sayılı icra takiplerine konu edilen alacağın, banka ile asıl borçlu arasında başka kredi sözleşmeleri de bulunduğundan, kefilin sorumlu olduğu sözleşmelerden doğduğunun belirlenmesi gerekir. Davalı taraf dosyaya sunulan beyanlarında bu yönde itirazda bulunmuştur.
    Bu durumda talep edilen alacağın davalının imzasını taşıyan sözleşmelerden mi, yoksa daha sonra düzenlenen sözleşmelerden mi doğduğunun belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile düzenlenen bilirkişi raporuna göre yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının adli yardım talebinin kabulüne, (2) nolu bentte açıklanan nedenle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 07/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi