10. Hukuk Dairesi 2011/17404 E. , 2013/127 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
No : .....
Dava, 1479 sayılı Kanun kapsamında 08.4.1992 tarihinden sonraki....sigortalılığının geçerli olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulü ile yurtdışında çalışılmadığı anlaşılan 08.4.1995-30.9.2001 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanunun 79. maddesi kapsamında isteğe bağlı sigortalılığın tespitine karar verilmiştir.
Hükmün, taraflar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı ... avukatının tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
02.8.1984 tarihinde hızarcılık faaliyetine dayalı vergi kaydına istinaden 1479 sayılı Kanun kapsamında.... sigortalısı olarak tescil edilen davacının, sonrasında devam eden anılan faaliyet ve limited şirket ortaklığına dayalı vergi kayıtları, oda ve sicil kayıtları ile düzenli prim ödemesi sebebiyle, 10.3.2008 tarihli tahsis talep tarihine dek 1479 sayılı Kanun kapsamında aktif sigortalı olarak kabul edilir iken, 08.4.1992 tarihinden itibaren....da çalışmaya başladığının Kurumca saptanması üzerine, 07.4.1992 tarihi itibariyle sigortalılığın sona erdiğinin kabulü ile bu tarihten sonra yapılan sağlık yardımlarının yersiz sayıldığı görülmektedir. Kurumun, anılan tarih sonrası sigortalının yapmış olduğu prim ödemelerini, yurtdışında çalışılmayan sürelerde de orada ikamet edildiği gerekçesiyle isteğe bağlı sigortalılığa esas almadığı anlaşılmaktadır.
01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı kanunun 24. maddesine göre, bir kimsenin zorunlu Bağ Kur sigortalısı olması için, meslek kuruluş kaydı ile birlikte, kendi adına ve hesabına bağımsız çalışması gerekli iken,. anılan maddelerde 19.4.1979 gün ve 2229 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik ile meslek kuruluş kaydı zorunluluğu kaldırılarak, “kendi adına ve hesabına” çalışma koşulu ve belirtilen nitelikte çalışmaya başlama tarihi sigortalılık niteliğini kazanmak için yeterli kabul
./...
-2-
edilmiştir. Öte yandan, 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı yasanın 6. maddesi ile değişik 1479 sayılı yasanın 24. maddesinde, zorunlu Bağ Kur sigortalısı olmak için ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya götürü usulde gelir vergisi mükellefi olma, gelir vergisinden muaf olanların da meslek kuruluşuna kayıtlı olması hükmü yer almaktadır. Yine 22.03.1985 tarihinde 3165 sayılı kanunla getirilen düzenleme ile de kendi nam ve hesabına çalışanlardan vergi mükellefi olan, esnaf siciline veya meslek kuruluşuna kaydı olanların Bağ Kur sigortalısı olacağı belirtilmiştir.
619 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile getirilen düzenlemelerin, anılan ...’nin Anayasa Mahkemesi’nce iptalinden sonra 4956 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikle bu kez; ..gerçek ve basit usulde gelir vergisi mükellefi olanlar, mükellefiyet tarihinden, gelir vergisinden muaf olanlardan .... ile birlikte kanunla kurulu meslek kuruluşuna usulüne uygun kayıt olanlar ise talep tarihinden itibaren zorunlu sigortalı olarak Yasa kapsamına alınmışlardır.
Gelir vergisi yükümlüsü olmak,... veya kanunla kurulu meslek kuruluşlarına yöntemince kayıtlı bulunmak, kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın karinelerini oluşturmakta ise de, zorunlu sigortalılık için ön koşulun, başka sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalmak kaydıyla herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışma olgusunun gerçekleşmiş olmasının aranacağı dikkate alındığında, mahkemenin, davacının yurtdışında çalıştığı ve/veya sadece orada ikamet ettiği dönemlerde zorunlu sigortalı kabul edilemeyeceğine dair yaklaşımında bir isabetsizlik yoktur.
Bu durumda taraflar arası uyuşmazlık, ....’da zorunlu sigortalı olarak çalışan ve /veya ikamet eden Türk uyruklu bir kimsenin ...’de isteğe bağlı sigortalı olup olamayacağı noktasındadır. Şu haliyle uyuşmazlığın yasal dayanağı, isteğe bağlı sigortalı olabilme koşullarını gösteren 1479 sayılı Kanun’un, “Bu Kanunun 24 üncü maddesinin (I) numaralı bendi kapsamına girmeyenlerden, aynı maddenin (II) numaralı bendinin (a) ve (c) alt bentlerinde sayılanlar dışında kalanlar, ev kadınları ve Türkiye"de ikamet eden yabancı uyruklular talepleri halinde isteğe bağlı sigortalı olabilirler... İsteğe bağlı sigortalılık, sigortalılık tescil talebinin Kuruma intikal ettiği tarih itibariyle başlar ve terk talebinin Kuruma intikal ettiği tarihte veya diğer sosyal güvenlik kanunlarına tabi olarak çalışmaya başladığı tarihten bir gün önce veya sigortalının toplam borcunun üç aylık prim ve ceza tutarından fazla olması halinde sigortalının daha önce ödediği primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibariyle sona erer...” şeklindeki 79. maddesidir. Anılan maddede geçen, 24 üncü maddesinin (I) numaralı bendinde ve (II) numaralı bendinin (c) alt bendinde yer alan,” sosyal güvenlik kuruluşları” deyiminin ....Kuruluşlarını amaçladığı açık seçiktir. Bu durumda, yurtdışındaki çalışma, Türk uyruklu kimselerin Türkiye’de isteğe bağlı sigortalı olmasına engel teşkil etmeyecektir.
../...
-3-
Mahkemece yapılacak iş, 08.4.1982 tarihinden itibaren aralıklı da olsa yurtdışında çalıştığı ve anılan tarihten itibaren orada ikamet ettiği, ancak primlerini düzenli ödediği anlaşılan davacı hakkında, 1479 sayılı Kanun kapsamındaki zorunlu sigortalılığın sona ermesinden sonra prim ödemesine devam edilmesinin yazılı talep olmasa bile isteğe bağlı sigortalılık iradesi yerine geçtiği de gözetilerek, talebe konu tüm dönemler yönünden isteğe bağlı sigortalı saymaktır.
O halde, davacı avukatının bu yönlerini amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 15.01.2013 gününde oy birliğiyle karar verildi.
....