18. Ceza Dairesi 2017/7630 E. , 2019/10705 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Görevi yaptırmamak için direnme
HÜKÜM : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesine göre, tebligatın bilinen en son adrese yapılması gerektiği, tebligat yapılamaması halinde, adrese daha önce tebligat yapılmamış ise Tebligat Kanunu’nun 21, daha önce tebligat yapılmış ise 35. maddeye göre tebligat yapılması gerektiği, Yerel Mahkemece gerekçeli kararın sanığın duruşmada bildirdiği adresi yerine başka bir adrese tebliğ edildiği, sanığın bahse konu adreste bulunmaması sebebiyle tebligatın iade edildiği, sonrasında sanığın duruşmada bildirdiği adresine doğrudan Tebligat Kanunu’nun 35.maddesi uyarınca 14/07/2015 tarihinde tebligatın yapıldığı, bahse konu tebligatın usulüne uygun yapılmadığı, sanığın 02/12/2016 tarihli dilekçesi ile karardan haberdar olmadığını belirterek temyiz isteminde bulunduğu, Yerel Mahkemece 12/12/2016 tarihli ek kararla temyiz isteminin reddine karar verildiği, redde ilişkin ek kararın 20/12/2016 tarihinde cezaevinde bulunan sanığa tebliğ edildiği, sanık tarafından 03/01/2017 tarihinde ek karara karşı temyiz talebinde bulunulduğu, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 19. maddesindeki “Mevkuf ve mahkumlara ait tebliğlerin yapılmasını, bunların bulunduğu müessese müdür veya memuru temin eder” hükmü ile 5271 sayılı CMK"nın 35/3. maddesindeki “İlgili taraf serbest olmayan bir kişi veya tutuklu ise tebliğ edilen karar, kendisine okunup anlatılır.” hükmü karşısında, cezaevinde hükümlü olarak bulunan sanığa ek kararın tebliğine ilişkin evraklarda, bu kararın sanığa okunduğuna dair herhangi bir ifadeye yer verilmediğinden ek kararın usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği, ek kararın tebliğinden sonra sanık tarafından 03/01/2017 tarihindeki temyiz talebinin usulüne uygun yapılmayan tebligat nedeniyle süresinde yapılmış olduğu, sonuç olarak sanığa gerekçeli karar ve temyiz isteminin reddine dair ek kararın usulüne uygun tebliğ edilmediği anlaşılmakla, Yerel Mahkemenin 12/12/2016 tarihli temyiz isteminin reddine dair ek kararı kaldırılarak, sanığın temyizinin süresinde olduğu değerlendirilerek dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığa yükletilen görevi yaptırmamak için direnme eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
TCK"nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun, uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağı ortadan kalkmış ise de, bu husus infaz aşamasında resen gözetilebileceğinden, bozmayı gerektirmediği,
Anlaşıldığından, sanık ...’ın ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 18/06/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.