Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/6637
Karar No: 2017/1809
Karar Tarihi: 07.03.2017

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/6637 Esas 2017/1809 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mahkeme, bir borçlu ile kefil olan diğer kişiler arasındaki itirazın iptali davasında, borçlu tarafından ödenmeyen bir kredi borcu nedeniyle alacaklıya ödenecek tutarın belirlenmesine karar vermiştir. Davacı, diğer kefillerin de sorumlu olduğunu iddia etmiş ve takibin devamını talep etmiştir. Mahkeme, davalıların genel kredi sözleşmesini imzaladıklarını ve borçlu tarafından ödenmeyen tutarın belirlendiğini kabul etmiş, ancak icra inkar tazminatı tutarında yanılmıştır. İcra inkar tazminatının oranı, davaya konu olan takip tarihinde geçerli olan kanun maddelerine göre belirlenir. Davanın yapıldığı takip tarihi itibariyle, tazminat oranı %40 olması gerektiği halde, mahkeme %20 oranında hüküm vermiştir. Bu nedenle, kararın davacı lehine bozulması gerektiği sonucuna varılmıştır. Kanun maddesi olarak bahsedilen, itirazın iptali davasında alacaklı lehine hükmedilen meblağın belli bir yüzdesinden aşağı olamayacağını belirten ve alacaklı zararının ne kadarının kabul edileceğini gösteren kamu düzenine ilişkin bir usul kuralı olan 2004 sayılı İİK'nın 67. maddesidir. Bu madde, 6352 sayılı kanun ile değiştirilerek tazminat oranı %20 olarak belirlenmiştir.
19. Hukuk Dairesi         2016/6637 E.  ,  2017/1809 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, davalı ..."un ....Şubesinden kredi çektiğini, diğer davalıların ise çekilmiş olan krediye müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla kefil olduğunu, asıl borçlu olan ..."un krediyi vadesinde ödemediğini, müvekkil Koparatif Birliğinin bu krediyi kapatarak ilgili borcu Denizbank"tan temlik aldığını, ... 11. İcra Müdürlüğünün 2010/13559 E. Sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve % 40"dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılara dava dilekçesi tebliğ edilmiş, davalılar tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
    Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; mahkemece benimsenen 02/11/2015 tarihli bilirkişi raporunda;davacının, davalıdan isteyebileceği alacak tutarının takip tarihi itibariyle 35.505 TL asıl, 490,26 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 35.995,26 TL olduğunun belirtildiği, davalılar İlkay ve..."un da genel kredi sözleşmesini 50.000 TL limit üzerinden kefil sıfatı ile imzaladıklarından borçtan sorumlu oldukları gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile,.... 11.İcra Müdürlüğünün 2010/ 13559 Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın 35.995,26 TL üzerinden iptali ile takibin devamına ve alacak likit olduğundan alacağın %20"si oranında icra inkar tazminatına karar verilmiş hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece somut olayda, davaya konu icra takip tarihinin 28.12.2010 olduğu tarihte yürürlükte bulunan 2004 sayılı İİK.nun 67. maddesi uyarınca %40 oranında tazminata hükmedilmesi gerekirken %20 oranında tazminata hükmedilmesinde isabet görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 07/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.
    KARŞI OY YAZISI

    İtirazın iptali davalarında kanun koyucu takip talebine borçlu tarafından haksız olarak itiraz edilen alacaklının belirli bir zarara uğradığını kabul ederek talep halinde bu zararın tazminine imkan tanımıştır. Alacaklı zararının ne kadar olduğunu ispat etmek şartıyla bu zararının tamamının hüküm altına alınmasını sağlayabilir. Ancak kanun koyucu bu zararın itirazın iptali davasında alacaklı lehine hükmedilen meblağın belli bir yüzdesinden aşağı olamayacağını, diğer bir deyişle bu miktardaki alacaklı zararının varlığının ayrıca ispatına gerek olmadan kabul edileceğini, belirtmiş; tarihi süreç içinde bu oranı günün koşullarına göre %15, %40 ve son olarak da %20 olarak belirlemiştir.
    Kanun koyucunun bu düzenlemesi alacaklının gerçekleşen zararının ne kadarının ayrıca ispata gerek olmadan kabul edileceğini gösteren kamu düzenine ilişkin bir usul kuralı olup; görülmekte olan davalarda kazanılmış usulü haklar saklı kalmak kaydıyla derhal uygulanması gerekmektedir.
    05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı kanunun 11. maddesi ile 2004 sayılı kanunun 67. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “yüzde kırkından” ibaresi “yüzde yirmisinden” şeklinde değiştirilmiştir.
    Bu itibarla yerel mahkemenin hüküm tarihinde yürürlükte olan bu kanun hükmüne uygun olarak %20 oranında icra inkar tazminatına hükmetmesi yerinde ve doğru olmuştur.
    Her ne kadar 6352 sayılı kanunun 38. maddesi ile 2004 sayılı kanuna eklenen Geçici Madde: 10 ile “Bu kanunun ilgili hükümlerinin yürürlüğe girdiği tarihten önce başlatılan takip işlemleri hakkında, değişiklikten önceki hükümlerin uygulanmasına devam edilir.” hükmü getirilmiş ise de; bu hükmün 6352 sayılı kanunun diğer maddeleriyle takip işlemlerine getirilen değişikliklerle ilgili olduğu ve mahkemelerde itirazın iptali davalarında takibine haksız yere itiraz edilen alacaklı lehine hükmedilecek icra inkar tazminatının asgari miktarını gösteren ve bir usul kuralı olan ve bir takip işlemi olmayan 2004 sayılı kanunun 67. maddesinin ikinci fıkrasının uygulanmasını etkileyen bir yönü bulunmamaktadır.
    Bu itibarla saygıdeğer çoğunluğun farklı düşünceye dayalı bozma kararına muhalifim. 07.03.2017





    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi