Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2014/444
Karar No: 2016/120
Karar Tarihi: 29.01.2016

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/444 Esas 2016/120 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2014/444 E.  ,  2016/120 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki “itirazın iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 46. Asliye Ticaret Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 20.09.2012 gün ve 2011/211 E., 2012/243 K. sayılı kararın incelenmesinin taraf vekillerince istenilmesi üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 10.04.2013 tarih ve 2013/808 E., 2013/6376 K. sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiş ise de; taraf vekillerinin karar düzeltme talebi üzerine aynı Dairenin 30.09.2013 gün ve 2013/12518 E., 2013/14925 K. sayılı kararı ile;
    (...1) Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan diğer karar düzeltme istemlerinin reddi gerekmiştir.
    2) Davacı vekilinin icra inkar tazminatına ilişkin karar düzeltme istemine gelince;
    Davaya konu alacak, borçlusu tarafından bilinen ve hesaplanabilecek türdedir. Bir başka deyişle likit bir alacaktır. Bu durumda alacaklının talebi de gözetilerek İİK 67/2 md. uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmek gerekirken, mahkemece bu talebin reddi yerinde görülmemiştir.
    Yerel mahkeme kararının açıklanan bu nedenle bozulması gerekirken ilamda yazılı gerekçelerle onandığı anlaşıldığından davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir...)
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 31.08.2007 tarihinde .... İşletme Müdürlüğü El Bilgisayarı (GPRS) ile Endeks Okuma Hizmet Alım Sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin sözleşme ile üstlendiği edimini yerine getirdiğini, ancak sözleşmenin ayrılmaz parçası olan idari şartnamenin 26.3 maddesinin yorumunda taraflar arasında ihtilaf çıktığını, sorunun giderilmesi için açılan tespit davası sonucunda sözleşme süresince brüt işçilik ücretlerinin işveren payının da dahil edilerek hesaplanmak suretiyle ödenmesi gerektiğinin hüküm altına alındığını, davalının söz konusu tespite rağmen eski uygulamaya devam ettiğini, oluşan zararın giderilmesi için girişilen takibe davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, işçilik maliyeti hesaplanırken Kamu İhale Kurumunun işçilik hesaplama modülüne göre hesaplama yapıldığı, bu hesaplama modülünde; işveren payı da eklenerek bir işçinin asgari işçilik maliyetinin hesaplandığını, davacının iddia ettiği gibi brüt ücret işinde işveren payı dahil bir işçilik hesaplama yöntemi bulunmadığını, sözleşme uygulamasının doğru yapıldığını bildirerek davanın reddi ile %40 kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
    Yerel Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda; taraflar arasındaki sözleşmenin 9. maddesi gereğince, ayrılmaz bir parçası olan idari şartnamenin 26.3 maddesinde düzenlenmiş bulunan işçilik ücret ve giderlerinin hesaplanması yöntemi ile ilgili olarak açılan tespit davasında..... Asliye Ticaret Mahkemesinin 04.11.2010 gün ve 2009/186 E -2010/426 K. sayılı kararı ile "31/08/2007 tarihli Hizmet Alım Sözleşmesinin el bilgisayarı ile endeks okuma hizmet alımlarında uygulanacak idari şartnamenin 26.3.1 maddesinde düzenlenen işçilik ücretlerinin iş veren payı dahil hesaplanması gerektiğinin tespitine" yönündeki kararın Yargıtay 11. HD"nin 24/05/2012 gün ve 2011/530E - 2012/8823 K. sayılı kararı ile onandığı, böylece bilirkişi raporu ile yapılan hesaplamanın doğruluğunun tespit kararı ile teyit edildiği, bilirkişi raporunda davacının sözleşme gereği Ekim 2007 - Ekim 2010 arası maliyet farkını ve destek primi iş veren payını 702.404,80 TL olarak belirlenmiş olup, iş bu miktarın altında icra takibinde 620.563,19 TL talep ettiği, alacağın yapılan yargılama sonucunda tespit edilmiş olduğu bu nedenle likit kabul edilemeyeceği, icra inkar tazminatına yönelik talepler ile işlemiş faiz talebinin reddi ile davanın kısmen kabulüne, davalının icra takip dosyasına vaki itirazının 620.553,19 TL üzerinden iptali ile bu miktara takip tarihinden itibaren yıllık %16 oranının ve avans faizleri için ön görülmüş yıllık avans faizi üst limitini aşmamak üzere reeskont faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Özel Dairece ilk olarak hükmün onanmasına karar verilmiş ise de taraf vekillerinin karar düzeltme talebi üzerine yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Direnme kararını, davacı vekili temyize getirmiştir.
    Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; icra takibine konu alacağın likit olup olmadığı, varılacak sonuca göre İİK’nun 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
    Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle icra inkar tazminatına ve onun koşullarından biri durumundaki "alacağın likitliği" kavramına ilişkin olarak, genel açıklamaların yapılmasında yarar görülmüştür.
    2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)"nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçladığı bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süresinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması halinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkar tazminatına da hükmedilebilir (Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, 2006, s.219,223).
    Yargıtay" ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır.
    Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.
    Açıklanan bu ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlık imzalanmış olan idari şartnamenin 26.3.1 maddesi hükmünde yer alan ve sözleşmede belirtilen işçilik ücretlerinin işveren payı dahil edilerek hesaplanıp hesaplanmayacağı noktasında toplanmaktadır.
    Davacı yan işveren payı dahil olmak üzere işçilere fazla ödeme yapıldığını bu durumun fark edilmesi üzerine davalıya müracaat edildiğini ancak davalının 06.03.2008 tarihli yazısı ile önceki maaş ödemelerine göre eksik ödeme yapıldığının tespit edildiği, bunun tamamlanması gerektiği aksi halde davacıya hak ettiği istihkak ödemesinin yapılmayacağının bildirildiği, davacı tarafın iş bu davada işçilere fazla ödenen miktarın davalı yandan tazminini istediği anlaşılmaktadır.
    Davacı şirket ile davalı şirket arasında yapılmış bulunan 31/08/2007 günlü GPRS ile endeks okuma hizmet sözleşmesi gereğince, ödenmesi gereken ücretin ödenmediğinden bahisle yapılan ilamsız icra takibine, davalının yapmış bulunduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali istenmiş olup, icra takibine konu edilen asıl alacak 620.563,19 TL tutarındaki işveren payından doğan alacak miktarıdır. Daha açık bir ifadeyle, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca davacı tarafından eda edilen edimlerin karşılığı olarak sözleşme ile belirlenen parasal karşılıktan (hakedişten) davalı tarafından yapılan kesintidir.
    Taraflar arasındaki sözleşmenin 9. maddesi gereğince, sözleşmenin ayrılmaz bir parçası olan, idari şartnamenin 26.3.1 maddesinde düzenlenmiş bulunan işçilik ücretlerinin tespitinde çıkan ihtilafta davalı şirket Kamu İhale Kurumunun hesaplama modülü kullanılmak suretiyle SSK işveren payını da ekleyerek bir işçinin asgari maliyetinin hesaplandığını, kesintinin yapılmasının gerekçesi olarak davalı tarafından ileri sürülen hesaplama yönteminin uygulanması, 620.563,19 TL tutarındaki bu paranın miktarını değiştiren bir düzenleme değildir. Zira sözleşmenin 26.3.1 maddesi ; ""İşveren payı dahil işçilik ücretleri " a) Ankara, İstanbul, İzmir, Bursa, Konya illerinde brüt asgari ücretin; Yönetmene 2,5 katı, Bilgisayar Operatörlerine 1,5 katı, Endeks Okuma elemanlarına 1,6 katı, Kontrol Elemanlarına 1,75 katı. b) Büyükşehir Belediyesi olan diğer illerde brüt asgari ücretin; yönetmene 2,25 katı, Bilgisayar Operatörlerine 1,4 katı, Endeks Okuma elemanlarına 1,5 katı, kontrol elemanlarına 1,6 katı üzerinden hesaplara dahil edilecektir. c) Diğer illerde brüt asgari ücretin; yönetmene 2 katı, Bilgisayar Operatörlerine 1,3 katı, endeks okuma elemanlarına 1,4 katı, kontrol elemanlarına 1,5 katı üzerinden hesaplara dahil edilecektir " hükmünü içermektedir.
    Somut olayda da davalı tarafından çıkartılan muaraza, Beyoğlu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/186-2010/426 sayılı ve 04/11/2010 günlü kararı ile " 31/08/2007 tarihli hizmet alım sözleşmesinin el bilgisayarı ile endeks okuma hizmet alımlarında uygulanacak idari şartnamenin 26.3.1 maddesinde düzenlenen işçilik ücretlerinin iş veren yapı dahil hesaplanması gerektiğinin tespitine" şeklinde yapılan tespitle, davalı tarafından yapılan kesintinin haksız olduğu belirlenmiş ve bu hüküm Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiş durumdadır.
    Bu itibarla, taraflar arasındaki 31.08.2007 tarihli sözleşme uyarınca davacı şirkete ödenmesi gereken hakediş miktarı, sözleşme hükümleri uyarınca davalı tarafından da kolayca hesaplanabilecek olan bir para borcu olup, davalı tarafından çıkartılan muaraza, icra takibine konu alacağın likit olma vasfını ortadan kaldırıcı nitelikte değildir.
    O halde, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine 29.01.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi