Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/17309
Karar No: 2018/10319
Karar Tarihi: 06.11.2018

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/17309 Esas 2018/10319 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, dava dışı işçinin alt işveren tarafından açtığı alacak davası sonucunda ödemek zorunda kaldığı miktarın rücuen tahsiline ilişkin davayı açmıştır. Mahkeme, davacı ile davalı şirket arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi olduğunu ve davacının yükümlülükleri nedeniyle alt işverenlerle müteselsilen sorumlu olduğunu belirtmiştir. Ancak, müteselsilen sorumlu olan borçlular arasındaki iç ilişkide, dış ilişkiden farklı olarak borcun nihai yükümlüsünün belirlenebileceğini ve tarafların serbest iradeleri ile sözleşme hükümleri düzenleyebileceğini belirtmiştir. Son işveren olan alt işverenin tespiti ile sorumluluğunun teknik ve genel şartnamelerde kararlaştırılan şekle uygun olarak belirlenmesi gerektiği vurgulanmıştır. İlgili kanun maddeleri ise şöyledir: 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2/6. maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 167. maddesi.
(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi         2016/17309 E.  ,  2018/10319 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
    KARAR

    Davacı, Dava dışı ...tarafından açılan ... 1.... Mahkemesi"nin 2011/163 Esas sayılı dosyası ile kıdem ve ihbar tazminatına hükmedilerek hükmün Yargıtay"ca onanarak kesinleştiğini, kararın ... 6.İcra Müdürlüğü"nün 2012/13247 Esas sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, icra dosyasına müvekkili İdare tarafından 6.562,62TL. ödeme yapıldığını, yargılama neticesinde hükmedilen meblağların yasa ve sözleşme gereği sorumlu olan Bakanlıkları tarafından ödendiğini, bu nedenle de hazine zararının olduğunu beyanla; ... 6.İcra Müdürlüğü"nün 2012/13247 Esas sayılı dosyasına ödenen 6.562,62TL.alacağın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı şirketten rücuen tahsilini talep etmiştir.
    Davalı, işçinin kendi şirketleri dahilinde çalıştıkları süreyle sınırlı sorumlu olabileceklerini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, Davanın kabulü ile; 6.562,62TL..nin ödeme tarihi olan 31/12/2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte rucüen davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı Anka Özel Güvenlik Sis. Kor. San. Tic. Ltd Şti tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, asıl işveren olan davacı idarenin, alt işveren olan davalı şirket tarafından çalıştırılan işçinin açmış olduğu alacak davası sonucu ödemek zorunda kaldığı miktarın rücuen tahsili istemine ilişkindir. 4857 sayılı ... Kanununun 2/6. maddesinde, “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde ... alan ve bu ... için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile ... aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, ... sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu ... sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.” hükmü bulunmaktadır.
    Dava konusu olayda da, davacı ile davalı şirket arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi mevcut olup, davacı asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o ... yeri ile ilgili olarak ... Kanunu’ndan kaynaklanan yükümlülükler nedeniyle alt işverenlerle birlikte müteselsilen sorumludur. Burada Kanundan kaynaklanan bir teselsül hali söz konusu olup, asıl ve alt işverenler, dış ilişki itibariyle (dava dışı işçiye karşı) müteselsilen sorumludurlar. Bu düzenleme, işçi alacağının güvence altına alınması amacıyla yapılmış olup, sadece işçilere karşı bir sorumluluktur. Asıl ve alt işveren arasındaki ilişkide ise ... hukuku değil, Borçlar Kanunu ve sözleşme hukuku esas alınacağından, uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gereklidir.
    Alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olan borçlular, kendi aralarındaki iç ilişkide, bu husustaki nihai sorumluluğun hangi tarafa ait olduğu konusunda bir anlaşma yapabilirler. Nitekim 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 167. (Mülga Borçlar Kanunu’nun 146.) maddesinde düzenlenen, “Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır.” şeklindeki hükümde de, müteselsil borçlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları, ancak bunun aksinin kararlaştırılabileceği de açıkça belirtilmiştir.
    Müteselsilen sorumlu olan borçlular arasındaki iç ilişkide, bu konudaki sorumluluğun tamamen borçlulardan birine ait olacağı yönünde bir sözleşme yapılmış ise, tarafların serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme hükümleri kendilerini bağlayacağından, dış ilişkide kanundan doğan teselsül gereğince borcu ... olan müteselsil borçlunun, ödediği miktarın iç ilişkide borcun nihai yükümlüsü olan borçludan rucüen tahsilini talep edebileceği kabul edilmelidir.
    Hemen belirtmek gerekir ki, somut olayda davacı Bakanlıktan tahsil edilen işçilik alacakları, dava dışı işçinin tüm alt işverenler nezdindeki çalışmalarını kapsamaktadır. İşçinin çalışmış olduğu her bir alt işveren dönemine isabet eden işçilik alacaklarından, ilgili olan alt işveren sorumlu olacağından, davalı alt işverenlerin sorumluluğu da sadece kendi dönemleri ile sınırlı olmalıdır. Bununla birlikte feshe bağlı bir hak olan ihbar tazminatından ise diğer işverenler sorumlu olmayıp, sadece son işveren sorumludur. Başka bir ifade ile davacı üst işveren, dava dışı işçiye ... olduğu ihbar tazminatını ancak son işverenden rücuen tahsilini talep edebilir. Bunun dışındaki tüm işçilik alacaklarından ise, işçinin çalışmış olduğu dava dışı ve davalı alt işveren, davacı üst işverene karşı kendi dönemleriyle sınırlı olmak üzere sorumludurlar.
    O halde, mahkemece, son işveren olan alt işverenin tespiti ile bu şirketin ihbar tazminatının tamamından, kıdem tazminatı da dahil olmak üzere diğer işçilik alacaklarından ise, kendi dönemine isabet eden miktarlar üzerinden sorumlu olduğu, ancak bu sorumluluğun da, sözleşmenin eki niteliğindeki “Teknik Şartname” ve “Genel Şartname”nin ilgili maddelerinde kararlaştırılan şekle uygun bir sorumluluk olduğu kabul edilerek, tereddüte yer bırakmayacak şekilde, davalı alt işveren için net bir şekilde, konusunda uzman bilirkişiden bu doğrultuda, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, açıklanan hususlar göz ardı edilerek, yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    2-Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 06/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi