Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/8522
Karar No: 2018/3833

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/8522 Esas 2018/3833 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/8522 E.  ,  2018/3833 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
    DAVACILAR : ... ve Ark.
    DAVALILAR : ... - Bölmekaya K.TK.
    KATILANLAR : Orman Yönetimi - Yusuf Yılmaz

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... ve müdahil davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    2001 yılında yapılan kadastro sırasında ... Köyü 168 ada 2 parsel sayılı taşınmaz, ... Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek yüzölçümü ve malik hanesi açık bırakılmak suretiyle ve 168 ada 6 parsel sayılı 8.377,05 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, hali arazi niteliği ile davalı ... adına tesbit edilmiştir. Asliye hukuk mahkemesinde davacı ... ve arkadaşları tarafından ... ve Bölmekaya Köyü Tüzel Kişiliği aleyhine açılmış olan tescil davası kadastro mahkemesine devredilmiştir. Yargılama sırasında ... davaya katılmıştır. Mahkemece, 168 ada 2 parsel sayılı taşınmazın davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm ... ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmekle dairece bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan ... . Hukuk Dairesinin 04/03/2002 tarih ve 2001/10755 E. - 2002/1659 K. sayılı bozma kararında özetle; "Kadastro öncesinde asliye hukuk mahkemesinde davası bulunan taşınmazla ilgili yörede orman tahdidi çalışması yapıldığı ve kadastro tespit tutanağı düzenlendiğinden davaya bakmakta kadastro mahkemesinin görevli olacağı nedeniyle dava, kadastro mahkemesine devredilmiş olup, buna göre, asliye hukuk mahkemesindeki davaya konu taşımmazlar ve dayanak kayıtlarının tapulama veya kadastro çalışması sırasında kaç ada ve kaç numaralı parseller olarak işlem gördüğü tespit edilerek o taşınmazlara ait tutanak aslı ve ekleri bulunduğu yerden getirtilip, anılan parseller kimler adına tespit edilmişse o kişiler bu davanın doğal tarafı sayılacağından, o kişilerin tümüne duruşma günü tebliğ edilerek davadan haberdar edilip taraf teşkili sağlamalı, tespitten önceki davaya konu olan yerlerin tutanaklarının yanlışlıkla kesinleştirilmiş olmasının hukukça değer taşımayacağı gözönünde bulundurularak tutanak aslı ve ekleri bulunduğu yerden getirtilmeli, bundan sonra parsellerin malik hanelerinin açık olduğu düşünülerek tarafların göstereceği deliller ile taşınmazların gerçek sahiplerinin belirlenmesi zorunlu olduğundan, 3402 sayılı Kanunun 30/2 maddesi gereğince mahkemece gerekli görülen diğer deliller de toplanmalı; bundan ayrı, dosyada yer alan uzman bilirkişi krokilerinde davaya konu taşınmazların bir bölümü devlet ormanı içinde gösterilmiş olup bu yer ile ilgili olarak kadastroca kadastro tespit tutanağı düzenlenip düzenlenmediği ve parsel numarası verilip verilmediği araştırılmalı, parsel numarası verilmiş ise, kadastro tesbit tutanağının aslı ve ekleri bulunduğu yerden getirtilerek dosya içine konulmalı, dava konusu olmuş ise irtibat nedeniyle bu dava ile birleştirilmelidir. Mahkemece, birinci bentte anılan hususlar yerine getirildikten sonra çekişmeli taşınmaz başında önceki bilirkişiler dışında üç
    - 2 -
    2016/8522 - 2018/3833

    orman mühendisi ve bir harita mühendisinden oluşturulacak kurul aracılığıyla yapılacak keşifte eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafı ve amenajman planı ile davacıların dayandığı kaydın revizyon gördüğü tüm parseller ve çevre araziye uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fikraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş olduğundan bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli, taşınmazın memleket haritasına göre konumu saptanıp bu harita ile irtibatını duraksamaya yer vermeyecek biçimde gösteren, memleket haritasındaki renkleri ve işaretleri aynen içeren, bilirkişilerin onayını taşıyan kroki düzenlettirilerek bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır. Uzman bilirkişilerce yapılan uygulama sonucunda dava konusu taşmmazın evveliyatının orman olmadığı saptanmış olsa dahi dört yönünün de orman sayılan yerlerden olduğunun anlaşılması halinde, çekişmeli taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi kapsamında mülkiyet belgesi bulunmayan orman içi açıklık niteliğinde olduğu düşünülmelidir. Yukarıda açıklanan yöntemle yapılan araştırma sonucunda taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı anlaşılırsa davacıların dayanmış olduğu vergi kaydı yerel bilirkişi ve harita mühendisi aracılığıyla kapsamı belirlenmeli, vergi kaydının dört hududunun da tam olarak uymayıp, açık yön kalması halinde kayıt miktar fazlasının sınırda bulunan ormandan kazanılmaya çalışıldığı gözetilerek miktarı ile geçerli kapsamı belirlenmeli" denilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyuduktan sonra, 168 ada 6 parsel sayılı taşınmaza ait kadastro tutanak aslı getirtilerek davalı hale getirilmiş ve Orman Yönetimi davaya müdahil olmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda: Müdahil davacı ..."ın davasının reddine, davacılar .... , ..., ... ve ... tarafından açılan davada davacı ... lehine feragat ettiklerinden bu davacılar yönünden davanın reddine, davacı ..."ın davanın kısmen reddi, kısmen kabulü ile davaya konu yer sınırları içerisinde kalan 168 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 20.743 m² miktarlı olarak davacı ... adına tapuya tesciline, davaya konu yer sınırları içerisinde kalan ve 15.11.2010 tarihli raporda (A) harfi ile gösterilen orman sınırları içerisinde kalan 11.220 m² miktarındaki kısım yönünden davanın reddi ile bu yerin orman vasfında tapuya kayıt ve tesciline, müdahil davacı ... Yönetiminin 168 ada 2 parsele yönelik davasının reddine karar verilmiş, hüküm müdahil Orman Yönetimi tarafından taşınmazın tamamının orman olduğu gerekçesi ile, müdahil ... tarafından davacı ... ile aynı koşullarda olmalarına rağmen ... yönünden davanın kısmen kabulüne kendisi yönünden ise reddine karar verildiği gerekçesi ile ve davalı ... vekili tarafından 168 ada 2 parselin evveliyatının orman olduğu gerekçesi ile temyiz edilmekle Dairenin 19/02/2013 gün 2012/11863-2013/1520 sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “1) İncelenen dosya kapsamına göre müdahil ... tarafından mahkemenin 17/10/2001 tarih ve 2001/11 E. - 17 K. sayılı kararı temyiz edilmediği ve hükmün müdahil yönünden kesinleştiği anlaşıldığından müdahil ..."ın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,
    2) Mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen, bozmanın gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki: çekişmeli taşınmazların geniş çevresi ile gösterir kadastro paftası ile memleket haritası ve hava fotoğrafları ölçekleri eşitlenerek çakıştırma yapılmamış, 05/05/2008 havale tarihli orman bilirkişi kurulu raporunda 168 ada 2 parsel numaralı taşınmazın tamamının orman sayılan yerlerden olduğu belirtilmişken, 23/11/2010 tarihli orman bilirkişi kurulu raporunda 168 ada 2 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının orman sayılmayan bir kısmının orman sayılan yerlerden olduğu bildirilmiş, mahkemece bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmiştir. Ayrıca sınırda dere olmasına rağmen jeolog bilirkişi incelemesi de yapılmamıştır. Eksik inceleme ve çelişkili bilirkişi raporları ile hüküm kurulamaz.
    - 3 -
    2016/8522 - 2018/3833

    Bu nedenlerle; komşu parsel tutanak ve dayanakları, çekişmeli taşınmazlar, komşuları ve geniş çevresini gösterir orijinal kadastro paftası, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman yüksek mühendisi, bir fen elemanı, bir ziraat mühendisi ve bir jeolog bilirkişi aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı; öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazların dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yine, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, sınırda bulunan dere yönünden toprak kazanılıp kazanılmadığı belirlenmeli, jeolog bilirkişiden derenin aktif dere yatağı olup olmadığı, yatak değiştirip değiştirmediği ve dere yatağı aktif olma özelliğini kaybetmiş ise tam olarak hangi tarihte kaybettiğine ilişkin duraksamaya yer vermeyecek şekilde rapor düzenlettirilmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Kabule göre de; çekişmeli 168 ada 6 parsel sayılı taşınmaz yönünden karar verilmemiş olması ve 168 ada 2 parsel sayılı taşınmazın (B) bölümü yönünden orman olarak ... adına tescil kararı verilmesine rağmen, müdahil Orman Yönetiminin davasının reddine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.” denilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyulmasının ardından yapılan yargılama sonunda;
    1-Davacılar Mediha Başün, ..., ... ve Fatma Hadır açtıkları davadan davacı ... lehine feragat ettiklerinden bu davacılar yönünden davanın reddine,
    2- Davacı ... yönünden davanın kısmen kabul kısmen reddine,
    a-Dava konusu yer içinde kalan 168 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 20719,667 metrekare olarak tarla vasfı ile davacı ... adına tapuya tesciline,
    b-Dava konusu yer sınırları içerisinde kalan 168 ada 6 parsel sayılı taşınmaz harita ve kadastro mühendisi bilirkişi Halil Toprak"ın 15/03/2016 düzenleme tarihli rapor ve krokisinde B harfi ile gösterilen 3931,08 metrekarelik kısmın tarla vasfı ile davacı ... adına tapuya tesciline,
    168 ada 6 parselin kalan 4315,803 metrekarelik kısmının hali arazi vasfı ile ... adına tapuya tesciline,
    c- Dava konusu yer sınırları içinde kalan ve aynı bilirkişinin aynı tarihli rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen oman sınırları içinde kaldığı ve orman sayılan yerlerden olduğu tespit edilen 11078,09 metrekarelik kısım yönünden davanın reddi ile bu yerin orman vasfıyla tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... ve müdahil davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.



    - 4 -
    2016/8522 - 2018/3833

    Dava, orman kadastrosuna ve kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir.
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 6831 sayılı Kanuna göre yapılıp 27.01.1998 tarihinde askî ilânı yapılarak eldeki dava nedeniyle kesinleşmeyen orman kadastrosu bulunmaktadır.
    6100 sayılı HMK"nın 50. maddesinde medenî haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanın davada taraf ehliyetine de sahip olacağı, 51. maddesinde dava ehliyetinin medenî hakları kullanma ehliyetine göre belirleneceği, 114/d maddesinde ise taraf ve dava ehliyetinin dava şartlarından olduğu ve 115. madde uyarınca da mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı belirtilmektedir.
    4721 sayılı TMK"nın 47, 48, 49 ve 50. maddelerinde de tüzel kişiliğin kazanılması, hak ehliyeti ile fiil ehliyeti ve bunun kullanılmasına ilişkin hükümler yer almaktadır.
    442 sayılı Köy Kanununun 37/7. maddesi uyarınca da köy tüzel kişiliği adına dava açmak ve açılan davayı takip yetkisi köy muhtarına aittir. Köy muhtarının hukukî bir engelinin çıkması durumunda bu yetki aynı Kanunun 33/b maddesine göre köy derneğinin seçeceği temsilciye tanınmıştır.
    Ancak, On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair 6360 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince;
    1)Aydın, Balıkesir, Denizli, Hatay, Malatya, Manisa, Kahramanmaraş, Mardin, Muğla, Ordu, Tekirdağ, Trabzon, Şanlıurfa ve Van illerinde, sınırları il mülki sınırları olmak üzere aynı adla büyükşehir belediyesi kurulmuş ve bu illerin il belediyeleri büyükşehir belediyesine dönüştürülmüştür.
    2)Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Eskişehir, Erzurum, Gaziantep, İzmir, Kayseri, Konya, ..., Sakarya ve Samsun Büyükşehir Belediyelerinin sınırları il mülkî sınırlarıdır.
    3) Birinci ve ikinci fıkrada sayılan illere bağlı ilçelerin mülkî sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır.
    Aynı Kanunun Geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrasında; "1. maddeye göre tüzel kişiliği kaldırılan belediye ve köylerin mahkemelerde süren davalarında katıldıkları ilçe belediyesi taraf olur" hükmü yer almaktadır.
    Bu hüküm Kanunun "Yürürlük" başlıklı 36. maddesi uyarınca ilk mahalli idareler genel seçiminin yapıldığı 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.
    Somut olayda, karar tarihi itibariyle davalı köyün 6360 sayılı Kanun gereğince köy tüzel kişiliği ortadan kalkmış olup, taraf sıfatı kalmayan köyün yerine katıldığı ilçe belediyesi ve aynı kanunla Büyükşehir sınırlarının il mülki sınırı haline gelmesi nedeniyle Denizli Büyükşehir Belediyesinin de ilgili kamu tüzel kişisi sıfatıyla davada taraf olarak yer alması gerekli olacağından, 6360 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrası gereğince işlem yapılması için kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... ve müdahil davacı ... Yönetiminin temyiz isteminin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 15/05/2018 günü oy birliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi