10. Hukuk Dairesi 2019/4496 E. , 2020/3127 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
No : 2018/693-2019/564
İlk Derece
Mahkemesi : Çınar Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
No : 2014/219-2017/133
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı ... ve feri müdahil kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin 1984 yılı mayıs ayında davalının yanında işe girdiğini ve 01/03/2011 tarihinde nedensiz olarak işten çıkarıldığını, kıdem ve ihbar tazminatı ile ücret (fazla çalışma, hafta tatili, genel tatil, yıllık izin ücret) alacaklarının bugüne kadar ödenmediğini, müvekkilinin davalının çiftliği olan ... (...) çiftliğinde yaklaşık olarak 25 yıl 6 ay çalıştığını, işyerinde hemen tüm işçiler için maaşların asgari ücretten düzenlendiğini, davacının elden ödenen aylık net ücretinin işten ayrıldığı yıl olan 2011 mart ayı itibariyle yıllık olarak eşiyle birlikte toplam 9.400,00 TL olduğunu, müvekkilinin işyerinde 7 gün sabah 6"dan akşam 8"e kadar bilfiil çalıştığını, fazla mesai yapıldığını ancak karşılıklarının ödenmediğini, aynı biçimde hafta tatili ve genel tatil çalışmaları içinde çift ücret ödenmediğini, davacının bütün iş hayatı boyunca izin kullanmadığını, müvekkilinin davalı işyerinde 25 yıl 6 ay boyunca eksiksiz olarak kaynakçılık, şoförlük, tarlaların ekim biçimi ve korunması, kahyalık, bekçilik, sondaj, biçerdöver ve traktör kullanımı, getir götür ve her türlü angarya işleri, hafriyat, çeltik, davalının 6000 dönüm arazinin ve çiflikteki evinin bakım ve gözetiminin müvekkili tarafından yerine getirildiğini, müvekkilinin zaman zaman davalının şirketlerinde bakım ve onarım görevlerini de yerine getirdiğini, bu nedenlerle müvekkili ..."un mayıs 1984 tarihinden 01/03/2011 tarihine kadar geçen süre içinde davalı ... yanında sigortasız olarak çalıştığının ve sigorta başlangıç tarihinin 1984 yılı mayıs ayı olarak tespiti ile sigorta hizmetlerinden faydalandırılmasına karar verilmesini, bu süreler içinde yatırılmayan primlerin davalı tarafından yatırılmasını, müvekkilinin bu hizmetlerinin diğer hizmetleri ile birleştirilmesini, yargılama giderlerinin davalılara yükletilmesini ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II- CEVAP:
Davalı, davacının yanında işçi olarak işe girmediğini, yılın belirli zamanlarında yapılan yarıcılık faaliyetlerinde kendi nam ve hesabına çalıştığını, yarıcılık faaliyetlerinin yıllar içerisinde değişiklik göstermekle beraber bazı yıllar sebze, bostan, bazı yıllar kavun, karpuz, bazı yıllar meyve bahçesi yarıcılığı şeklinde cereyan ettiğini, davacının belirtmiş olduğu taleplerin hak düşürücü süreye uğradığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Feri müdahil vekili, davacının davalıya ait işyerinde çalıştığına ilişkin herhangi bir kayda rastlanılmadığını belirtip davanın hakdüşürücü süre yönünden reddine karar verilmesini istemiştir.
III- MAHKEME KARARI:
A- İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkeme, "Davacının davalı yanında gerçekleşen çalışmalarının yarıcılık, ortakçılık, carıyek veya marabacılık olarak adlandırılan hasılat kirası esaslarına dayandığı ve davacının 1984 yılından itibaren davalı yanında çalıştığını ispat edemediği" gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
B- BAM KARARI
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince “A-) Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; Çınar Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinin 20.04.2017 tarih, 2014/219 Esas - 2017/133 Karar sayılı kararının kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle;
B-1-) Davanın kısmen kabulü ile, davacının, davalı ..."e ait çiflikte 31.05.1984 - 27.09.1985 ve 08.03.1987 - 01.03.2011 tarihleri arasında aralıksız olarak sigorta primine esas kazancının alt sınırından hizmet akdi ile çalıştığının tespitine, fazla istemin reddine,
2-)Davacının, sigorta başlangıç tarihinin 1984 yılı Mayıs ayı olarak tespiti ile bu süreler içinde yatırılmayan primlerin davalı tarafından yatırılmasına karar verilmesine ilişkin taleplerinin HMK"nin 114/1-h ve 115/2. maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usûlden reddine," karar verilmiştir.
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı vekili ve Feri müdahil SGK vekili özetle; davanın 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, davacının iddiasının kanıtlanamadığını ve tanık anlatımlarının karar vermeye elverişli olmadığını, sonuç itibariyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek temyiz kanun yoluna başvurmuşlardır.
IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dava, 506 sayılı Kanunun 79/10. (5510 sayılı Kanun’un m. 86/9.) maddesi uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Maddeye göre, “Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır.”
Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re"sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
6100 sayılı HMK m. 119/1-e gereğince davacının, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini bildirmek, m. 194 gereğince de taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırma yükümlülüğü vardır. Tarafların, dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmeleri zorunludur.
Bir davada haklı çıkabilmek için soyut veya genel hatlarıyla bir iddiayı ortaya koymak yeterli değildir. Aynı zamanda bu iddiaların, ispata elverişli hale getirilerek zaman, mekân ve içerik olarak somutlaştırılması gerekir. En azından iddianın araştırılabilmesine yönelik somut bilgi ve açıklamaların sunulması gerekir.İddia somutlaştırıldıktan sonra hâkim ve karşı taraf, bunun üzerinden savunma ve yargılama yapabilecektir. Soyut iddialar ve vakıalar üzerinden değerlendirme yapılması mümkün değildir.
Somutlaştırma yükü, genel anlamda tarafların açıklama ödevinin bir parçası ve layihalar teatisi aşamasındaki tezahür şeklidir. Somutlaştırma yükü, basit yargılama ve kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulandığı davalarda da geçerlidir.
HMK m. 31 gereğince, Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.Davaya konu talebin somutlaştırılmaması halinde önce hâkim,m. 31 ve 119/1-e gereğince davayı aydınlatma ödevi ve ön incelemedeki görevi gereği, somut olmayan hususların belirlenmesini davacıdan istemeli, gerekirse tarafa açıklattırma yaptırmalı, bu eksiklik giderildikten sonra yargılamaya devam etmelidir.
Hizmet tespiti davalarının amacı hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır. Hizmet akdine dayalı çalışma olgusunun ispatında delil sınırlandırması yoksa da davacının Kurum sicil dosyası, işyeri özlük dosyası temin edilip işyerinin Kanunun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlendikten sonra iddia edilen çalışmanın başlangıç ve bitiş tarihleri, hangi işyerinde ne iş yapıldığı, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliği, prime esas kazanca tabi ücretin ne olduğu, çalışmanın sürekli, kesintili, mevsimlik olup olmadığı eksiksiz bir şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
Taraf tanıklarının sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenilmeli, re’sen araştırma kapsamında sadece taraf tanıkları ile yetinilmeyip mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve postabaşı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.
Somut olayda dinlenen tanık beyanlarının davacının iddiasını tam karşılamadığı, tarafların aralarındaki ilişkinin hizmet akdi mi yarıcılık mı olduğu dosya kapsamından tespit edilemediği anlaşılmakla; yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olgular ışığında davanın somutlaştırılması yükümlülüğü çerçevesinde mahkemece öncelikle davacının Mayıs 1984- 01.03.2011 arasında davalı işverene ait işyerlerinde ara vermeden çalıştığı ve tam gün süreyle çalıştığı iddiası karşısında davacıya tam olarak talebi açıklattırılmalı, dava konusu sürede çalışmaya ara verip vermediği, çalışırken kimden emir ve talimat aldığı, çalışma şeklinin nasıl olduğu, dava konusu dönemde nerelerde ikamet ettiği, 6000 dönümlük arazininin ne kadarının kendisi tarafından nasıl kullanıldığı, arazide başkalarının çalışıp çalışmadığı, kimler olduğu, ne tür işlerin davacı tarafından yapıldığı, elde edilen ürünlerin kim tarafından kimlere satıldığı, araziye sıkça kimlerin gelip gittiği, kendisinin başka yerlerde yarıcılık veya başka bir işle uğraşıp uğraşmadığı hususlarında etraflıca araştırılmak üzere beyanı alınarak ve eksik hususlar davacıya açıklattırılarak dava konusu somutlaştırılmalıdır.
Bunlarla birlikte; mahkemece resen araştırma ilkesi gereğince işyerinin faaliyet alanı, işyerinin kapasitesi araştırılmalı, davacı adına kayıtlı traktör veya iş makinesi olup olmadığı, ilçe tarım müdürlüklerinden, ziraat odalarından ve ilgili birimlerden sorularak ve çevre araştırması yaptırılarak davacının arıcılık ruhsatının olup olmadığı, adına kayıtlı hayvan olup olmadığı, hayvancılıkla uğraşıp uğraşmadığı, arazi ve ürünlerle ilgili olarak mevcut ise gübre desteği ve gelir desteğinin kim tarafından alındığı etraflıca ve titizlikle araştırılmalı, ikametgah bilgileri dosyaya celpedilmeli, araziye komşu arazi ve konut sahipleri tespit edilip tek tek dinlenilmeli, ayrıca elde edilen ürünleri satın alan kişi veya tüccarlar tespit edilip özellikle satışı yapan kişinin kim olduğu sorularak konu ile ilgili bilgi ve görgülerine başvurulmalı, davacı ile davalı arasındaki ilişki ve uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Mahkemenin, yukarıda belirtilen hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı ve feri müdahil Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve istinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulüne ilişkin kararı kaldırılarak Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı"ya iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 10.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi