3. Ceza Dairesi 2019/13709 E. , 2019/16645 K.
"İçtihat Metni" Kasten yaralama, tehdit ve hakaret suçlarından sanık ... hakkında yapılan yargılama sonucunda, sanığın tehdit suçundan beraatine, hakaret suçundan ceza verilmesine yer olmadığına ve kasten yaralama suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 86/2, 35/1, 86/2, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 1.500,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Kayseri 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 15.03.2016 tarihli ve 2015/1026 Esas, 2016/196 Karar sayılı kararının itiraz edilmeden 23.03.2016 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 27.08.2017 tarihinde kasıtlı bir suç işlediğinin ihbarı üzerine, hükmün açıklanmasına ve sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 86/2, 35/1, 86/2, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 1.500,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Kayseri 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 25.12.2018 tarihli ve 2018/999 Esas, 2018/1129 Karar sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 17.06.2019 tarihli ve 2019/6355 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05.07.2019 tarihli ve 2019/68779 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 15/12/2017 tarihli ve 2017/19084 esas, 2017/28185 karar sayılı ilâmında; " ..Sanığa isnat edilen suçların, CMK"nın 253/3. maddesi kapsamında birlikte işlendiği hususunda tereddüt bulunmamaktadır. Çözülmesi gereken sorun, hüküm kurulurken uzlaştırma kapsamında olmayan suçtan beraate hükmolunması halinde, sübutunda sorun olmayan ve müstakilen uzlaştırma kapsamında olan suçla ilgili nasıl bir yol izleneceğidir.Bu bağlamda, her iki suçtan yargılama devam ederken hakimin uzlaştırmaya tabi olacağını öngördüğü suçla ilgili olarak dosyayı soruşturma bürosuna göndermesi veya bu düşünceyle tefrik kararı vermesi durumunda, uzlaştırma kapsamında olmayan suç açısından beraat kararı verileceği izlenimi oluşabileceği cihetle, bu hususun ihsası rey olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceğinin belirlenmesi gerekir."Bu sorunun CMKnın 226. maddesinde düzenlenen ek savunma konusuyla birlikte değerlendirilmesi gerekir. Anılan madde "Sanık, suçun hukukî niteliğinin değişmesinden önce haber verilip de savunmasını yapabilecek bir hâlde bulundurulmadıkça, iddianamede kanunî unsurları gösterilen suçun değindiği kanun hükmünden başkasıyla mahkûm edilemez. (2) Cezanın artırılmasını veya cezaya ek olarak güvenlik tedbirlerinin uygulanmasını gerektirecek hâller, ilk defa duruşma sırasında ortaya çıktığında aynı hüküm uygulanır. (3) Ek savunma verilmesini gerektiren hâllerde istem üzerine sanığa ek savunmasını hazırlaması için süre verilir. (4) Yukarıdaki fıkralarda yazılı bildirimler, varsa müdafiie yapılır. Müdafii sanığa tanınan haklardan onun gibi yararlanır." biçimdedir. Maddeden de anlaşılacağı üzere suçun hukuki niteliği değişir ya da cezanın artırılmasını veya cezaya ek olarak güvenlik tedbirlerinin uygulanmasını gerektirir durumun ortaya çıkması halinde hakim sanık ya da müdafiine ek savunma hakkı tanıyacaktır ancak, bu durum yasal düzenleme nazara alındığında hakim açısından ihsası rey olarak nitelendirilemeyecektir.Bu düzenlemeye kıyasen, uzlaştırmaya tabi olan bir suçla uzlaştırmaya tabi olmayan bir suçun yargılaması devam ederken, hakimin uzlaştırmaya tabi olacağını öngördüğü suçla ilgili olarak dosyayı soruşturma bürosuna göndermesi veya bu düşünceyle tefrik kararı vermesi durumunda uzlaştırma kapsamında olmayan suç açısından ihsası reyde bulunduğundan bahsedilemeyecektir.Yapılan yargılama neticesinde ise, sanığın kamu görevlisine hakaret suçundan beraatine hükmolunup, mercii kararından ve kanun yararına bozma talebinden önce kesinleşmesi nedeniyle bu suçun işlendiğinden bahsedilemeyeceği için, sair tehdit suçu yönünden de uzlaştırmaya engel olan CMK"nın 253/3. maddesinin uygulanma olanağı kalmayacak ve bu suç yönünden CMK"nın 254. maddesi gereğince uzlaştırma işlemlerinin yapılması gerekecektir." şeklinde açıklamalara yer verildiği, bu bağlamda hüküm kurulurken uzlaştırma kapsamında olmayan suçtan beraate hükmolunması hâlinde, uzlaştırma kapsamında bulunan suç yönünden dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilebileceği, bu durumun ise ihsası rey olarak nitelendirilmeyeceği,
Somut olayda, sanık hakkında kasten yaralama, tehdit ve hakaret suçlarından kamu davası açıldığı, yapılan yargılama neticesinde tehdit suçundan beraatine, hakaret suçundan ceza verilmesine yer olmadığına ve kasten yaralama suçu yönünden ise mahkûmiyetine karar verildiği anlaşılmış ise de, sanık hakkında tehdit suçundan beraat kararı verilmesi karşısında, kasten yaralama suçu yönünden uzlaştırmaya engel olan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun "uzlaşma" başlıklı 253/3. maddesinde yer alan ".... Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz.” şeklindeki düzenlemenin uygulama olanağının kalmayacağı, bu hâli ile kasten yaralama suçu yönünden 5271 sayılı Kanunu’nun 253. maddesindeki esas ve usûllere göre uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesi için yargılama dosyasının uzlaştırma bürosuna gönderilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK"nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; Kayseri 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 25.12.2018 tarihli ve 2018/999 Esas, 2018/1129 Karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nin 309/4. maddesi gereğince kanun yararına BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23.09.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.