Hukuk Genel Kurulu 2014/185 E. , 2016/113 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki “şikayet” isteminden dolayı yapılan yargılama sonunda; İcra Hukuk Mahkemesince şikayetin reddine dair verilen 04.05.2012 gün ve 2012/438 E. 2012/440 K. sayılı kararın incelenmesi şikayetçi-borçlu vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 13.05.2013 gün ve 2013/12697 E. 2013/18281 K. sayılı ilamı ile;
(…Borçlu vekilinin, ödeme emrinin müvekkiline usulsüz tebliğ edildiğini iddia ederek iptalini talep ettiği, mahkemece, ödeme emri tebligatının usulsüz olduğu ancak alacaklı tarafından açılan tahliye davasında borçluya gönderilen duruşma davetiyesinin tebliğ edildiği, bu mahkemedeki tebligatın usulsüzlüğünün şikayet konusu edilemeyeceği, borçlunun bu yöndeki itirazlarını temyiz nedeni olarak ileri sürmesi gerekeceği, dolayısıyla borçlunun takipten haberdar olmuş sayılacağı için usulsüz tebligata ilişkin şikayetin yasal 7 günlük sürede yapılmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği görülmüştür.
Her ne kadar mahkemece, İcra Mahkemesi’nin 2011/1449 E sayılı dosyasında duruşma davetiyesinin 23.09.2011 tarihinde tebliğ edildiği kabul edilmiş ise de, borçlunun, tahliye istemine yönelik duruşma davetiyesine uyup duruşmaya katılmadığı ve takipten 30.04.2012 tarihinde haberdar olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Dolayısıyla tebligatın usulsüzlüğüne yönelik şikayet tarihi 30.04.2012 olduğundan şikayetin süresinde yapıldığının kabulü gerekir.
O halde, mahkemece, yukarıda açıklanan nedenlerle şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken aksi yönde hüküm tesisi isabetsizdir…)
gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Talep; usulsüz ödeme emri tebliğinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, şikayetin reddine dair verilen karar, şikayetçi-borçlu vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmuştur.
Mahkemece, Kadıköy 4. İcra Hukuk Mahkemesinde görülen tahliye davası sırasında yapılan tebligatın usulüne aykırı olarak yapıldığı hususunun temyiz konusu edildiği ancak, verilen kararın onandığı ve karar düzeltme isteminin reddedildiği, bozma kararı verildiği tarih itibariyle anılan mahkeme kararının onanması nedeni ile artık bu mahkemedeki duruşma davetiyesinin usulüne uygun yapılmış sayılacağı ve buna göre de davacının davadan duruşma davetiyesinin tebliği ile haberdar olduğundan bahisle somut davanın yasal 7 günlük süre içerisinde açılmadığı belirtilerek direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararını şikayetçi-borçlu vekili temyize getirmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; şikayetin süresinde yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır.
Hukuk Genel Kurulundaki görüşme sırasında işin esasının incelenmesinden önce, temyize konu kararın gerçekte bozma öncesi kararda yer verilmeyen yeni bir gerekçeye dayalı yeni bir hüküm olup olmadığı; dolayısıyla, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca mı yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak değerlendirilmiştir.
Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için, mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (6217 sayılı Kanun"un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi).
Başka bir anlatımla; mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek, dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukuki olguyu değiştirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemez (Hukuk Genel Kurulunun 26.06.2013 gün ve 2012/9-1892 E., 2013/881 K.; 26.03.2014 gün ve 2013/18-632 E., 2014/394 K.; 22.04.2015 gün ve 2013/11-2205 E. 2015/1257 K.; 06.11.2015 gün ve 2014/13-167 E. 2015/2486 K. sayılı ilamları).
Somut olayda ise; yerel mahkemece, temyize konu ilk kararının gerekçesinde yer verilmeyen ve dolayısıyla Özel Daire tarafından değerlendirilmeyen “Kadıköy 4. İcra Hukuk Mahkemesinde görülen tahliye davasına ilişkin kararın onandığı ve karar düzeltme isteminin reddedildiği, bozma kararı verildiği tarih itibariyle anılan mahkeme kararının onanması nedeni ile artık bu mahkemedeki duruşma davetiyesinin usulüne uygun yapılmış sayılacağı” gerekçesine yer verilip, yeni bir hukuki gerekçeye dayalı olarak "direnme" olarak adlandırılan karar verilmiştir.
Mahkemenin "direnme" olarak adlandırdığı temyize konu kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; ilk kararda tartışılıp, değerlendirilmemiş yeni gerekçeye dayalı, yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
Hal böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi, Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda gösterilen nedenlerle şikayetçi-borçlu vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 12. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 29.01.2015 gününde oyçokluğu ile karar verildi.