Esas No: 2019/13744
Karar No: 2022/651
Karar Tarihi: 25.01.2022
Danıştay 6. Daire 2019/13744 Esas 2022/651 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2019/13744 E. , 2022/651 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/13744
Karar No : 2022/651
TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVACI) …
VEKİLİ : Av. …
2- (DAVALI) … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF : 1- ( DAVALI YANINDA MÜDAHİL) … Planlama Mim. Müh. İnşaat
Taahhüt Tic. ve San. Ltd. Şti.
2- ( DAVALI YANINDA MÜDAHİL) …
VEKİLİ : Av. …
3-(DAVALI) … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
4-(DAVACI) …
İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Ankara ili, Çankaya ilçesi, … Mahallesi, … ada ve … sayılı, … ada ve … sayılı, … ada ve … sayılı, … ada ve … sayılı, … ada ve … sayılı, … ada ve … sayılı, … ada ve … sayılı, …ada ve … sayılı, … ada ve … sayılı, … ada ve … sayılı, …ada ve … sayılı, … ada ve … sayılı, … ada ve … sayılı, … ada ve … sayılı, … ada ve … ve … sayılı parsellere ilişkin Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve …sayılı kararıyla onaylanan Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı Sınır Değişikliği, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararıyla onaylanan 1/25000 ve 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişiklikleri ile Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararıyla onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği ile bu kararlara yapılan itirazın reddine ilişkin Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı, … tarih ve … sayılı, … tarih ve … sayılı kararlarının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; Mahkemenin E:… esasına kayden açılan dava dosyasında, uyuşmazlık konusu alanda yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonrası bilirkişilerce hazırlanan bilirkişi raporu ve dosyadaki belgelerden; davanın KDGPA ilanı ve sınır onamasına ilişkin kısmında, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu’nun Geçici 1.maddesi ile Geçici 2.maddesi hükümlerine göre belirlenen sınırları içerisinde planlı ve düzenli gelişimin temel biçimini ve yerleşme politikalarını, ana fonksiyonlarını, büyüklüklerini, yer seçimlerini ve kapasitelerini ve 3194 sayılı imar kanununun 6.maddesinde tanımlanan planlama kademeleri gereği her tür ve ölçekteki alt kademe imar planlarına esas teşkil eden üst kademe “Çevre Düzeni Planı” niteliğinde 1/25.000 ölçekli 2023 Başkent Ankara Nazım Planının hazırlandığı ve … tarih … sayılı Büyükşehir Belediye Meclisi Kararıyla onaylanarak yürürlüğe konulduğu, bu üst kademe 1/25000 ölçekli Başkent Ankara Nazım İmar Planında, “Konut Alanlarında Koruma, İyileştirme, Dönüşüm ve Gelişme Stratejileri” başlığı altında düzenlenen Kentsel Dönüşüm Öngörülen Alanlar alt başlığı altında; “3.Kentsel Dönüşüm Öngörülen Alanlarının, “KD” ile gösterilen kentsel dönüşüm ve yenileme alanlarının, plansız gelişen fiziki ve sosyal çevre koşulları sağlıksız ya da afet riski olan bölgeleri kapsamaktadır. Bu alanlarda dayanıklı ve sağlıklı kentsel çevre oluşturulması amacı ile yenileme stratejilerine dayalı gereğinde imar haklarını aktarabilecek kentsel dönüşüm planları yapılacaktır.” olarak tanımlandığı, ABBM’nin … tarih ve … sayılı Kararı ile onaylanan 1/25.000 ölçekli 2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planında; “Kentsel Dönüşüm Alanları”nın yerleri ve nerelerde ilan edileceklerinin; yapılan analiz-araştırma çalışmalarıyla belirlendiği ve “plansız gelişme, fiziki ve sosyal çevre koşullarının sağlıksızlığı ya da afet riski olma” gibi gerekçelerle gerekli görülen alanlarda/bölgelerde tespit edilerek “KD” rumuzuyla tanımlandığı, üst kademe planda dava konusu alan “Onaylı Planlarla Belirlenmiş Gelişme Konut Alanları” başlığı altında bulunan “Seyrek Yoğunluklu Kentsel Gelişme Alanları” kullanımlı alan tanımının yapıldığı ve “Uygulamaya Yönelik Çerçeve Plan Koşulları”nın; B.2.2.2. maddesinde de “seyrek” yoğunluklu tanımlı bölgelere ilişkin “brüt nüfus yoğunluğu 40 ila 60 kişi/hektar” tanımı ile nüfus yoğunluğu belirlenerek, hem alanların taşıdığı konumsal değer, hem de yakın çevredeki mevcut yapılaşmalar ve gelişme eğilimleri doğrultusunda bölgede imar mevzuatının belirlediği plan kademelerine de uyacak şekilde planlama-uygulama çalışmaları yürütülmesinin öngörüldüğü, buna karşın dava konusu alanın kentsel dönüşüm alanı olarak belirlenmesine ilişkin herhangi bir araştırma ve analiz bulunmadığı, ayrıca bazı kısımlarda adanın tamamının KDGPA içine alınırken bazı yerlerde ise parsel bazında KDGPA belirlenmesi yoluna gidildiği, dolayısıyla mülkiyet sahiplerinin teklifi dışında söz konusu taşınmazlar özelinde ortaya konulmuş bir araştırma ve analiz olmadığı gibi aynı yapılaşma haklarına sahip yakın çevresiyle birlikte değerlendirilmesine ve çevresinin de kentsel dönüşüm alanına dahil edilip edilmemesine yönelik bir inceleme de bulunmadığı, dava konusu alana ilişkin gerek üst kademe planlarda ve gerekse mekanda yapılmış incelemelerde dava konusu taşınmazların KDGPA ilanı ile çözümüne katkı sağlanacak yapı, doku, mekan, mülkiyet, kazanılmış imar hakları gibi herhangi bir kentsel sorunun da bulunmadığı anlaşıldığından dava konusu KDGPA ilanının, Ankara kentinin en üst kademe çerçeve plan koşullarının tanımlandığı 1/25.000 ölçekli 2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planının ana kararlarına ve öngörülerine aykırılık oluşturduğu...", 5393/5998 sayılı Belediye Kanununun “Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı” başlıklı 73. maddesi uyarınca belediyelerin; hızlı kentleşme karşısında kentin gelişimine uygun olarak, konut, sanayi, ticaret, kamu hizmeti ve her türlü sosyal donatı alanları ile teknoloji parkları oluşturmak, eskiyen kent kısımlarını yeniden inşa ve restore etmek, kentin tarihi ve kültürel dokusunu korumak ve deprem riskine karşı tedbirler almak amacıyla Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projeleri uygulayabileceği, Kentsel Dönüşüm Gelişim Alanı Projelerin uygulama alanlarının belirlenmesinde ise; alan üzerinde yapılaşma olması veya olmaması veya daha önce imar görmesi veya imarsız olmasının bir öneminin bulunmadığı, alanın en az 5 ha büyüklüğünde olması ve belediye veya mücavir alan sınırları içerisinde yer almasının yeter koşul olarak kabul edildiği, dava konusu KDGPA sınır onayına ilişkin Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararında; “...5393 sayılı Yasa'nın 5998 Sayılı Yasa ile değişik 73. maddesinde; "Belediye, belediye meclisi kararıyla; konut alanları, sanayi alanları, ticaret alanları, teknoloji parkları, kamu hizmeti alanları, rekreasyon alanları ve her türlü sosyal donatı alanları oluşturmak, eskiyen kent kısımlarını yeniden inşa ve restore etmek, kentin tarihi ve kültürel dokusunu korumak veya deprem riskine karşı tedbirler almak amacıyla kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri uygulayabilir. Bir alanın KDGPA olarak ilan edilebilmesi için yukarıda sayılan hususlardan birinin veya bir kaçının gerçekleşmesi ve bu alanın belediye veya mücavir alan sınırları içerisinde bulunması şarttır. KDGPA olarak ilan edilecek alanın; üzerinde yapı olan veya olmayan imarlı veya imarsız alanlar olması, yapı yükseklik ve yoğunluğunun belirlenmesi, alanın büyüklüğünün en az 5 en çok 500 hektar arasında olması, etaplar halinde yapılabilmesi hususlarının takdiri münhasıran belediye meclisinin yetkisindedir. Toplamı 5 hektardan az olmamak kaydı ile proje alanı ile ilişkili birden fazla yer tek bir dönüşüm alanı olarak belirlenebilir. Büyükşehir belediye sınırları içinde kentsel dönüşüm ve gelişim projesi alanı ilan etmeye büyükşehir belediyeleri yetkilidir." hükümlerinin bulunduğunun tespit edildiği, (söz konusu kararda) Çankaya Beytepe 17,9 hektar yüzölçümlü 1/5000 ölçekli KDGPA sınır teklifinin “onayı”na……” ifadelerinin yer aldığı, sözkonusu alanda hangi kentsel sorunların çözümünün amaçlandığının belirtilmediği ve yasa maddesinin tanımladığı yetki ile kentsel dönüşüm alanı belirlenmesine ilişkin kriterlerin belirtilmesi ile yetinildiği, dava dosyasındaki bilgi ve belgelerden anlaşıldığı üzere mülkiyeti şahıslara ait Beytepe 17,9 hektarlık alan olarak ifade edilmesine rağmen daha sonra Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nin … tarih … sayılı kararıyla 1/5000 ölçekli KDGPA sınır onayına ilişkin askı süresinde yapılan müellif … Planlama Şti’nin KDGPA sınırının yaklaşık 11 ha. olduğu yönündeki itirazı ile alandaki parsellerin alanları toplamı olarak kabul edildiğinden KDGPA belirlemeye yönelik, büyükşehir belediye sınırları içerisinde olma ile en az 5 ha. alan büyüklüğüne sahip olma koşulunun sağlanması dışında bölge bütününün ve davaya konu parsellerin mevzuatta öngörülen KDGPA ilanına gerekçe oluşturan ve yukarıda belirtilen temel unsurları taşımadığı gibi yapılan işlem kapsamında davalı idarece bölgede gerçekleştirilmesi düşünülen Kentsel Dönüşüm Gelişim Projesine ilişkin ortaya konulmuş herhangi bir proje öngörüsünün de bulunmadığı, bu şekilde, davalı idarenin alana müdahalesinin de imar planı onayı, parselasyon planı onayı, yapı ruhsatı ve yapı kullanma izni düzenlenmesinin ötesine geçmeyeceği, yakın çevrede görüldüğü üzere alanda mevcut mevzuat ve onaylı planlarla yapılaşmanın devam etmesinde bir kentsel sorun bulunmadığı, aynı günlü … ve … sayılı kararlarda görüldüğü üzere mülkiyet sahiplerinin teklifi esas alınarak bazı ada-parsellerde nüfus ve yapı yoğunluğu artırıcı nitelik taşıyan KDGPA olarak belirlenmesinde hangi kentsel sorunun çözümüne katkı sağlanacağı, diğer ada-parseller karşısında ne gibi bir özelliğin ve niteliğin amaçlandığının anlaşılamadığı, diğer ada-parsellere göre bir eşitsizlik de oluşturulduğu, dolayısıyla geçerli bilimsel, nesnel ve bir teknik gerekçeye dayanmayan ve şehircilik, planlama, mevzuat, kamu yararı yönlerinden geçerli bir zorunluluğu da bulunmayan dava konusu KDGPA sınır onayının; imar mevzuatına, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına, hizmet gereklerine ve üst ölçekli planın bölgeye ilişkin planlama yaklaşım ve kararlarına uygun olmadığı, davanın 1/25000 ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliğine yönelik kısmında, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nin … gün ve … sayılı kararıyla onaylanarak yürürlüğe girmiş üst kademe 1/25000 ölçekli Başkent Ankara Nazım İmar Planında “Onaylı Planda Belirlenmiş Olan- Seyrek Yoğunluklu Gelişme Konut Alanları” tanımlı alanda kaldığından 40-60 kişi/ha arasında brüt yoğunluğa izin verildiği, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi kararlarında TAKS:0.25-KAKS:0.50 yapılaşma hakları ile alanda 309 adet konut inşa edeceğinin belirtildiği, aile büyüklüğü 4 kişi ile 309 adet konutta 1236 kişinin yaşayacağının hesaplandığı, dava konusu 1/25000 ve 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı değişikliklerinde ise önce Emsal=1.40 yapılaşma hakları ile 81.459 m2 “Konut” alanında toplam inşaat alanın 85’e bölünerek bulunan 1342 adet konut karşılığında 4 kişilik hane büyüklüğünden 5368 kişilik nüfus ve Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nin … ve … sayılı kararları ile belirlenen 90.534 m2’lik konut alanında yaklaşık 200 m2 konut büyüklüğü ile 1448 adet konut inşa edileceği öngörüldüğünden 5792 kişilik nüfusun söz konusu olabileceğinin anlaşıldığı, 2007 onaylı 1/25000 ölçekli üst kademe planın, uyuşmazlık konusu taşınmazların bulunduğu bölgeye yönelik nüfus ataması (yoğunluk kararı), makroformun temel esasları, alansal kullanımlar, ulaşım kurgusu, donatılar dengesi ve dağılımı vb. plan ana kararları gözetilerek, mevcut plan kararları dikkate alınarak TAKS=0.25-KAKS=0.50 yapılaşma hakları ile seyrek yoğunluklu gelişme konut alanı olarak yapılaşmasının öngörüldüğü ve söz konusu yapılaşma hakları ile de yer yer de bu durumun gerçekleştiği, diğer taraftan elde üst kademe bir ana plan olduğuna ve bu ana planın değiştirilmemesinin esas olduğuna, ancak zorunlu olması halinde gerekli bilimsel ve teknik çalışmalar sonucuna göre değiştirilebileceğine, böyle bir çalışma yapılmadığına-konut ihtiyacı/açığı ortaya konmadığına göre (Nitekim Ankara Kalkınma Ajansı tarafından hazırlanan Ankara Bölge Planı’nda (2014-2023); “……Ankara; nüfus, eğitim, sağlık gibi birçok sosyal gösterge açısından Türkiye’nin en önemli merkezlerinden biridir. 2012 yılı verileri itibariyle Ankara 4.965.542 kişilik bir nüfusa sahip olup bu nüfusun da yaklaşık %97’si kent nüfusudur….. BARINMA ve KONUT: Ankara’daki konut arzı incelendiğinde ihtiyaçtan daha fazla konut üretildiği ancak bu denli hızlı ve ihtiyaç fazlası konutlaşmaya karşın, ne konut fiyatlarında ne kiracı olarak ikamet edenlerin oranında ne de hane halklarının barınma giderlerinde anlamlı bir azalmanın söz konusu olmadığı görülmektedir. Ankara’da 2002-2011 döneminde inşa edilen 483.085 daireye karşılık gelen yeni konut sayısını karşılamak için gerekli nüfus artışı 1.593.371 kişidir. Ancak aynı dönemde gerçekleşen nüfus artışı ise sadece 756.956 olmuştur. Buna rağmen 2000 yılında kendi evinde oturanların oranı %58,7 ve kirada oturanların oranı %31,3 iken, 2011 yılında bu oranlar ancak %60,9 ve %30,2 olarak gerçekleşmiştir." hususlarının tespit edildiği) anılan taşınmazlardan oluşan planlama alanında önce E=1.40 yapılaşma haklarının belirlenmesi ve buna ilişkin davalar devam ederken dava konularından 1/25.000 ölçekli imar planı değişikliği ile E=2.00 yapılaşma haklarının belirlenmesinin ve konut büyüklüğünün de yaklaşık 200 m2 öngörülerek oldukça yüksek nüfus artışının ve yapı yoğunluğunun artırıldığı, amaç ve hedefleri uyarınca alt kademe imar planlarını ve uygulamalarını yönlendirici biçimde kullanımların yer seçimi, büyüklük ve dağılımı ile ilgili mekânsal karar ve stratejiler ile makro ölçekte nüfus dağılımı ve yoğunluk kararlarını belirleyen üst kademe 1/25.000 ölçekli Başkent Ankara Nazım İmar Planı ile önceden bütünlük içinde ve bölgeleme esasına dayalı olarak belirlenen yoğunluk kararlarının, bazı adaların ve bir kısım parsellerin seçilerek yakın çevredeki diğer ada ve parsellerden farklı yapılaşma haklarında değişikliğe gidilmesinin ve mevcut plana parçacı tarzda yapılan bu tür sınırlı müdahalelerle noktasal bazda değiştirilmesinin; kamusal bir düzenleyici işlem olan planlamanın “yaşanabilir, sağlıklı, güvenli ve kaliteli bir fiziksel çevre oluşturulması ve tüm plan kararlarının kamusal yarar ve eşitlik ilkesi gözetilerek bütünlük içinde belirlenmesi, gelişmelerin ideal kurgu içerisinde yönlendirilmesi” amacına aykırılık oluşturacağı, talebe dayalı olarak planlamayı gelişmeleri takip eder hale getireceği, bu durumun planlamanın yönlendirici ve eşitlikçi niteliğini, şehircilik ilkelerini ve planlama esaslarını olumsuz yönde etkileyeceği ve uzun verimli planlama eylemini amacından saptıracağı, dolayısıyla dava konusu 1/25000 ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliği ile herhangi bir kritere bağlı olmadan seçilen değişik ada ve parsellerde değişikliğe gidilerek artırılan nüfus yoğunluğu ile yapı yoğunluğunun Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 26.maddesi hükümlerine aykırılık taşıdığı gibi alana ilave nüfus getirilerek mevcut yoğunluk kararını değiştiren/arttıran plan kararı verilmesi ile üst ölçekli planın bölge için öngörülen temel kullanım, nüfus ve yoğunluk kararlarının bozulduğu; bölge geneliyle kıyaslandığında ayrıcalık oluşturulacak şekilde bütüncül bir planla öngörülmüş yoğunluk kararını değiştirme amaçlı bir düzenleme yapıldığı ve bunun da bilimsel, nesnel ve teknik gerekçeye dayanmadığı, kamusal bir neden ve bir zorunluluk da içermediği, dava konusu 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planı değişikliklerinin ise, aynı kullanımları, aynı plan düzeni ve tasarımını içerdiği ve Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nin … tarih … sayılı kararı ile ilave edilen 34 nolu plan notu ile de plan notları aynı olduğundan söz konusu iki plan değişikliğinin birlikte incelendiği, bölge bütününe yönelik ilk imar planında, dava konusu ada/parsellerde TAKS:0.25-KAKS:0.50 yapılaşma hakları ile toplam 309 adet konut yapılacağı ve 4 kişilik hane büyüklüğü ile 1236 nüfus olduğunun anlaşıldığı, …İdare Mahkemesi’ne dava konusu edilen … ve … sayılı Büyükşehir Belediye Meclis kararları ile onaylanan nazım ve uygulama imar planı değişiklikleri ile E:1.40 yapılaşma hakları ile 81.459 m2 “Konut” alanında yaklaşık 150 m2’lik 1340 adet konut karşılığında 4 kişilik hane büyüklüğünden 5360 kişilik nüfus ve Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nin … ve … sayılı kararları ile belirlenen 90.534 m2’lik konut alanında yaklaşık 200 m2’lik 1448 adet konut inşa edileceği öngörüldüğünden 5792 kişilik nüfusun söz konusu olabileceğinin anlaşıldığı, dava konusu 1/5000 ve 1/1000 ölçekli plan değişikliklerinde konut büyüklüğü yaklaşık 200 m2 denerek 5792 kişilik nüfus ortaya çıkmakla birlikte daha önceki plan değişikliklerinde yaklaşık 150 m2 konut büyüklüğü öngörülerek 5360 nüfus hesaplandığı, dava konusu imar planı değişiklikleri ile 11.116 m2 “Park” alanı ve 7.170 m2 özel eğitim alanı ayrıldığı ve başka donatı alanının planlanmadığı, Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin minimum planlama standarlarına ilişkin Ek-2 tablosunda 0-75000 nüfus aralığında ayrılması gereken “anaokulu, ilkokul, ortaokul, Lise, Sağlık, Sosyal ve Kültürel Tesis alanı” planlanmadığı gibi yeşil alanın da nüfus artışına yetecek standartlarda bulunmadığı, ayrıca “Konut” alanında öngörülen yapı yoğunluğunun yüksek oranda artırılmasının yanında belirlenen “Ticaret” alanı ile de bölgede yapı yoğunluğunun oldukça artırıldığı, dolayısıyla bölgedeki ihtiyaçlar belirlenerek gelişme eğilimlerine göre kapsamlı bir plan revizyonu yerine herhangi bir kritere bağlı olmadan seçilen ada ve bazı adalarda da bir kısım parselde değişikliğe gidilerek artırılan nüfus ve yapı yoğunluğu karşısında eksik donatı ayrılması ve yakın çevredeki donatıların kapasitelerinin artırılmamış olması nedeniyle plan bütünlüğünün zedelendiği ve plan kurgusunun yok edildiği, dava konusu değişikliklerde bölgenin ihtiyaçları belirlenmeden ve yakın çevresinin ağırlıkla düşük yoğunluklu konut olarak yapılaşması öngörülmüş iken mülkiyete dayalı olarak bir kısım adanın tamamı ile bazı parsellerden oluşan alanın ele alınarak parsel bazında değişikliğe gidilmesi suretiyle yüksek oranda yapı ile nüfus yoğunluğu artırıldığı gibi plan bütünlüğünün bozulduğu ve yakın çevrede henüz yapılaşmamış alanlarda parsel bazlı plan değişikliklerine kapı aralandığından üst kademe plan ve kararlarına, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına, imar mevzuatının yukarıda belirtilen hükümlerine ve eşitlik ilkesine aykırı işlem tesis edildiği, diğer taraftan plan notları incelendiğinde, 3, 4, 5, 14, 24, 26 sayılı plan notlarının Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin ve Mülga Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmelik hükümlerinde değiştirilemeyecek hükümler ile genel uygulama konusu olan hükümlerine aykırı düzenlemeler yapılmak suretiyle planda artırılan yapılaşma hakları dışında emsal harici ilave yapılaşma hakları tanımlanarak nüfus ve yapı yoğunluğunun daha da artırıldığı, anlaşıldığından, söz konusu değişikliklerin imar mevzuatına, şehircilik ilkelerine, planlama ilke ve esaslarına, eşitlik ilkesine uygun olmadığı sonucuna varılmış ve bu değişikliklere davacı tarafından yapılan itirazın reddi yönündeki Meclis kararlarında hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İdari Dava Dairesince verilen kararda; yaklaşık 11 ha. büyüklüğündeki dava konusu taşınmazın, 5393 sayılı Kanunun 73.maddesinde sayılan amaçlardan birinin gerçekleştirilmesi bakımından yeterli olduğu, üzerinde yapı bulunup, bulunmaması imarlı ya da imarsız alan olması hususlarının belediye meclisinin yetki ve takdirinde olduğu, dava konusu işlemde 5393 sayılı Kanunun 73.maddesine aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, uyuşmazlık konusu taşınmazın Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı olarak belirlenmesine ilişkin belediye meclisi kararında hukuka aykırılık bulunmadığı; Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nin … gün ve … sayılı kararıyla onaylanarak yürürlüğe giren 1/25000 ölçekli Başkent Ankara Nazım İmar Planında “Onaylı Planda Belirlenmiş Olan- Seyrek Yoğunluklu Gelişme Konut Alanları” tanımlı alanda kaldığı, uyuşmazlık konusu taşınmazların bulunduğu bölgeye yönelik nüfus ataması (yoğunluk kararı), makroformun temel esasları, alansal kullanımlar, ulaşım kurgusu, donatılar dengesi ve dağılımı vb. plan ana kararları gözetilerek, mevcut plan kararları dikkate alınarak TAKS=0.25-KAKS=0.50 yapılaşma hakları ile seyrek yoğunluklu gelişme konut alanı olarak 40-60 kişi/ha arasında brüt yoğunluğa izin verildiği, alanda 309 adet konut inşa edeceğinin belirtildiği, aile büyüklüğü 4 kişi ile 309 adet konutta 1236 kişinin yaşayacağının hesaplandığı, dava konusu 1/25000 ve 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı değişikliklerinde ise önce Emsal=1.40 yapılaşma hakları ile 81.459 m2 “Konut” alanında toplam inşaat alanın 85’e bölünerek bulunan 1342 adet konut karşılığında 4 kişilik hane büyüklüğünden 5368 kişilik nüfus ve Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … ve …sayılı kararları ile belirlenen 90.534 m2’lik konut alanında yaklaşık 200 m2 konut büyüklüğü ile 1448 adet konut inşa edileceği öngörüldüğünden 5792 kişilik nüfusun söz konusu olabileceği, dolayısıyla alanın nazım imar planı değişikliğiyle yüksek yoğunluklu konut alanına dönüştürüldüğü, 1 sayılı " Konut alanları ve ticaret alanlarında yer alacak kullanımlara ilişkin ana planlama kararları 1/5000 ölçekli nazım imar planlarında, kullanımların yer seçimleri ve büyüklüklerine ilişkin uygulama ölçeğindeki kararlar 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarında belirlenecektir" ve 2 sayılı "Bu plan ve açıklama raporunda belirtilmeyen hususlarda Ankara Büyükşehir belediyesince onaylanan 1/25000 ölçekli Başkent Ankara Nazım imar Planı hükümlerine ve 3194 sayılı İmar Kanunu ve ilgili mevzuat hükümlerine uyulacaktır" plan notlarına yer verildiği, yasa düzeyindeki düzenlemeler ile planların dinamik niteliği ve alt ölçekli planlarda (1/5000) kentsel, sosyal, teknik altyapı alanlarının ve 3194 sayılı Yasa ile ilgili Yönetmeliklere göre ayrılacağı dikkate alındığında, dava konusu plan değişikliğine konu alanda nüfus artışı olacağının bir veri olarak alınması gerektiği, dolayısıyla 1/25000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinde imar mevzuatına, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı Sınır Değişikliği ile 1/25000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinin iptaline ilişkin kısmı yönünden istinaf isteminin kabulüne, kararın bu kısmının kaldırılmasına, davanın bu kısmının reddine; 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin iptaline ilişkin kısmın ise kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, bu kısma yönelik istinaf başvurularının reddine karar verilmiş, bu karar davalı ve davacı tarafından aleyhlerine olan kısımları yönünden temyiz edilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, temyize konu kararın, kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı sınır değişikliği ile 1/25000 ölçekli nazım imar planı değişikliğine ilişkin kısmı yönünden, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Davalı idare tarafından, temyize konu kararın, 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin iptaline ilişkin kısmı yönünden, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı, davacı, davalı yanında müdahil …Planlama Mim. Müh. İnş. Taah. Tic. ve San. Ltd. Şti. tarafından savunma verilmemiştir.
Davalı yanında müdahil … vekili tarafından, temyize konu kararın davanın reddine ilişkin kısmının onanması gerektiği belirtilmiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ…'IN DÜŞÜNCESİ: 5393 sayılı Belediye Kanununun 73. maddesinin birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkralarının; beşinci fıkrasının ikinci cümlesinin, altıncı fıkrasının birinci cümlesinin, yedinci ve sekizinci fıkralarının, dokuzuncu fıkrasının üçüncü ve dördüncü cümlelerinin, onuncu fıkrasının, onbirinci fıkrasının ikinci, üçüncü ve dördüncü cümlelerinin, onikinci fıkrasının, onüçüncü fıkrasının ikinci cümlesinin ve 5998 sayılı Kanun'un geçici 1. maddesinin iptali istemiyle açılan davada Anayasa Mahkemesince verilen 18.10.2012 tarihli, E:2010/82, K:2012/159 sayılı kararında da, "Kentsel dönüşüm ve gelişim projelerine ilişkin planlar, kentleşmeye yönelik yaklaşımların yeniden gözden geçirildiği, düzenli, sağlıklı ve sürdürülebilir kent mekânlarının oluşturulmasını amaçlayan, bu bağlamda mevcut imar planlarının ve uygulamalarının sorgulanarak yeniden içerik kazandırıldığı planlardır. Bu itibarla bu planlar, tanımlarında yer alan özel amaçlar ya da özel alanlar için yapılmalarına rağmen, nitelikleri itibariyle ya her türlü ölçekte bir il çevre düzeni planı ya bir nazım imar planı ya da bir uygulama imar planıdırlar. Bu nedenle, kentsel dönüşüm ve gelişim projelerine ilişkin planların imar hukukunun kapsamı dışında, imar mevzuatından bağımsız ve kopuk olduğu söylenemez."
"İdare hukuku bakımından tüm idari işlemlerin nihai amacı kamu yararıdır. Bu nedenle imar planları da kamu yararı amacıyla yapılması gereken düzenleyici işlemlerdir. Bu kapsamda imar planları, planlanan yörenin bugünkü durumunun, olanaklarının ve ilerideki gelişmesinin gerçeğe en yakın şekilde saptanabilmesi için coğrafî veriler, beldenin donatımı ve mali, sosyal kültürel ve ticari yönden kullanılışı gibi konularda yapılacak araştırma ve incelemeler sonucu elde edilecek bilgilere göre, çeşitli kentsel işlevler arasında var olan veya edinilecek olanaklar ölçüsünde, en iyi çözüm yollarına ulaşmak, belde halkına iyi ve uygar bir yaşama düzeni ve koşulları sağlamak amacıyla, kentin kendine özgü yaşayış biçimi ve karakteri, nüfus, alan ve yapı ilişkileri, yörenin gerek çevresiyle ve gerekse çeşitli alanlar arasındaki bağlantıları, halkın sosyal ve kültürel gereksinimleri, güvenlik ve sağlığı ile ilgili konular göz önüne alınarak hazırlanır ve koşulların uygun kıldığı biçimde ve zamanda kanunlarda öngörülen yöntemlere uygun olarak değiştirilebilir."
"İmar planı yapma yetkisine sahip olan belediyelerin, imar planı niteliğindeki kentsel dönüşüm ve gelişim projelerini yaparken imar planlarının hazırlanmasında göz önünde bulundurulacak hususları dikkate almaları gerektiğinde kuşku bulunmamaktadır."
"Öte yandan, belediyelere verilen bu yetki sınırsız olmayıp, başta kamu yararının sağlanmasının yanı sıra, hizmet gerekleri, şehircilik ve planlama ilkeleri ve bu yetkiyi öngören yasal düzenlemelerdeki amacın gerçekleştirilmesi ile sınırlıdır. Diğer taraftan, idare, takdir yetkisini kullanırken, hukukun genel ilkelerine ve hakkaniyete de uymak zorundadır. İdarenin yaptığı her eylem ve işlemde bu ilkelere uygun hareket etmesi bir zorunluluktur. Zira hukuk devleti ilkesinde idarenin hukuka bağlılığı esas olup idarenin faaliyetlerinin hukuka uygunluğu yargı denetimine tabidir. Anayasa'nın 125. maddesinde de 'İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır.' denilerek idarenin hukuka bağlılığı, yargı denetimi sayesinde etkili biçimde sağlanmış ve idare edilenler, idarenin kanunsuz ve keyfi davranışlarına karşı korunmuştur.
Dava konusu kurallarla belediyelere verilen kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri uygulama yetkisi, günümüzde hızlı kentleşmenin ortaya çıkardığı sorunlara sosyal devlet ilkesinin bir gereği olarak çözüm üretmek ve sürdürülebilir, yaşanabilir, sağlıklı ve çağdaş kentlerin yaratılması amacıyla, kamu yararını gerçekleştirmeye yönelik olarak verilmiş bir yetkidir." değerlendirmelerine yer verilmiştir.
Bu durumda, 2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planı'nda öngörülen Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanları Ana Planı yapılmadan ve alanın plansız gelişen, fiziki ve sosyal çevre koşulları sağlıksız ya da afet riski olan bölgeleri kapsadığına ya da bu kapsamdaki hangi alanların dönüştürülmesi amacıyla tesis edildiği nesnel, teknik ve bilimsel veri, tespit ve analizlerle ortaya konulamayan dava konusu kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı sınırının belirlenmesine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığından Ankara Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesi kararının bu kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
İmar planlarına yönelik olarak;
Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile kabul edilen ve yürürlükte bulunan 1/25000 ölçekli 2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planı, "Uygulamaya Yönelik Çevre Plan Koşulları" başlıklı kısmında, "Türkiye Cumhuriyetinin Başkentinin planlı kentleşmesini yönlendirmeyi hedefleyen üst ölçekli plan olduğu, Ankara'da yapılacak tüm araştırma, planlama, projelendirme ve uygulama çalışmaları için üst ölçekli referans çerçevesi olduğu belirtilmiştir. Planın "Uygulamaya Yönelik Çevre Plan Koşulları, Temel İlkeler, 9.Plan Değişiklik Koşulları" başlıklı kısmında da, "Bu planda değişiklik yapılması Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin bilimsel nitelikte bir tespit değerlendirme raporuna dayandırılarak hazırlanmış ve 'bütün-parça' ilişkisini bozmayacak nitelikteki değişiklik önerisini onaylaması ile mümkündür. Kent ve kamu yararına zorunlu olmadıkça değişiklik yapılmaması, "Plan Yapımına ait Esaslara Dair Yönetmelik (Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin)" hükümlerine uyulması zorunludur." düzenlemesi yer almaktadır.
Dava konusu imar planı değişikliğinin "Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin bilimsel nitelikte bir tespit değerlendirme raporuna" dayandırılmamıştır. Plan değişiliği parsel ölçeğinde, mülkiyet desenine bağlı olduğundan "bütün-parça ilişkisini" bozar niteliktedir. Açıklama raporunda kent ve kamu yararının zorunlu kıldığına dair bir tespit de bulunmamaktadır.
2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planının "Uygulamaya Yönelik Çevre Plan Koşulları B.2.1.Meskun Alanları B.2.1.3 Planlı-Yapılaşmamış Konut Alanları" kısmında, "Onaylı imar planları ile getirilen koşullar dışında Planlı-Yapılaşması Tamamlanmamış Konut Alanlarında tek parselde veya birleştirilmiş parsellerde yapı ve nüfus yoğunluğunu artıracak, inşaat alanı ve kat adedi değişiklikleri yapılmayacaktır." ifadeleri yer almaktadır. Ancak imar planı değişikliği, planlı-yapılaşması tamamlanmamış konut alanında kalmasına karşın tek parselde veya birleştirilmiş parsellerde yapı ve nüfus yoğunluğunuile inşaat alanını artıracak, kat adedini yükseltecek bir içeriktedir.
Yine 2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planının "Uygulamaya Yönelik Çevre Plan Koşulları B.2.1.Meskun Alanları B.2.2.2. "Öneri Gelişme Konut Alanı" kısmında da, planlı ancak yapılaşmasını tamamlamamış, gelişmesi kayıt altına alınması gereken en yükseği orta yoğunluklu olarak yerleşime açılan gelişme konu alanlarında, bölge bütününde parçacı ve diğer alanların uygulamaya geçmesini güçleştirecek uygulamalar yerine, nazım imar planlarında tarif edilecek etap sınırları bütününde uygulama yapılması esastır." düzenlemesi yer almaktadır. Bu kapsamda, uyuşmazlığa konu parselin/parsellerin bulunduğu alanda revizyon imar planı yapılması gerekmektedir.
Öte yandan, dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan 14.06.2014 tarih ve 29030 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 8.maddesinin 1.fıkrasında, "Mekânsal planların, plan değişiklilerinin, revizyon ve ilavelerin hazırlanması sürecinde, kamu kurum ve kuruluşları veya plan müelliflerince planın türüne ve kademesine göre bu Yönetmelikte genel başlıklar halinde belirtilen konularda ilgili kurum ve kuruluşlardan veri, görüş ve öneriler elde edilerek gerekli analiz, etüt, araştırma ve çalışmalar yapılır." düzenlemesi yer almasına karşın "gerekli analiz, etüt, araştırma ve çalışmalar" yapılmamıştır. Aynı maddenin 9.fıkrasında da "Planlama alanı ve yakın çevresi ile alanın bölge veya kent bütünü içindeki konumunu belirlemek üzere; eşik analizi, yerinde yapılan incelemeler gibi fiziksel çalışmalarla birlikte, bilimsel tekniklere dayalı, ekonomik, sosyal, kültürel, politik, tarihi, sektörel ve teknolojik araştırmalar ile sorunlar ve potansiyel analizi yapılır. Ayrıca yürürlükteki planla ilgili gerekli çalışma ve değerlendirmeler de yapılır. Gerektiğinde güçlü, zayıf yönler ile fırsatları ve tehditleri içeren analiz yöntemi kullanılır. Bu çalışmalar araştırma raporunda yer alır." düzenlemesine yer verilmiş olmasına karşın anılan hususlara ilişkin herhangi bir araştırma raporu dosya içeriğinde bulunmamaktadır.
Yönetmeliğin 9.maddesinin 4.fıkrasında, "Plan değişikliklerinde, değişiklik gerekçesi ve yapılan gereklilik analizlerini ayrıntılı açıklayan plan raporu hazırlanması zorunludur." düzenlemesi bulunmaktadır. Dava dosyasında, bu düzenlemede yer alan plan raporu bulunmamaktadır.
Yine, Yönetmeliğin 11.maddesinin 1.fıkrasında, "İmar planlarının yapımı ve değişikliklerinde planlanan alanın veya bölgenin şartları ile gelecekteki gereksinimleri göz önünde tutularak kentsel, sosyal ve teknik altyapı alanlarında bu Yönetmeliğin EK-2 Tablosunda belirtilen asgari standartlara ve alan büyüklüklerine uyulur." düzenlemesi yer almaktadır. Bu düzenlemede yer alan ve Yönetmeliğin EK-2 Tablosunda belirtilen asgari standartlara ve alan büyüklüklerine göre belirlenmesi gereken sosyal ve teknik donatı alanları tür ve büyüklük bakımından yetersizdir.
Yönetmeliğin 26.maddesinnin 1.fıkrasında ise, "İmar planı değişikliği; plan ana kararlarını, sürekliliğini, bütünlüğünü, sosyal ve teknik altyapı dengesini bozmayacak nitelikte, kamu yararı amaçlı, teknik ve nesnel gerekçelere dayanılarak yapılır. İmar planlarında sosyal ve teknik altyapı hizmetlerinin iyileştirilmesi esastır. Yürürlükteki imar planlarında öngörülen sosyal ve teknik altyapı standartlarını düşüren plan değişikliği yapılamaz. Kat adedi veya bina yüksekliğini artıran imar planı değişiklikleri, yörenin yerleşim özellikleri, dokusu ve kimliği dikkate alınmak suretiyle, şehrin veya alanın yakın çevresinin silüeti, yapıların güneşe göre cephesi ve yönlenmesi özelliklerini olumsuz yönde etkilememesi esas alınarak yapılır. İmar planında verilmiş olan inşaat emsalinin, kat adedinin, ifraz şartlarının değiştirilmesi sonucu nüfus yoğunluğunun artırılmasına dair imar planı değişikliklerinde: artan nüfusun ihtiyacı olan sosyal ve teknik altyapı alanları standartlara uygun olarak plan değişikliğine konu alana hizmet vermek üzere ayrılır. Yoğunluk artıran veya kentsel ulaşım sistemini etkileyen imar plan değişikliklerinde, kentsel teknik altyapıya yönelik etkilerin belirlenmesi ve gerekli önlemlerin alınması amacıyla ayrıca kentsel teknik altyapı etki değerlendirmesi raporu, analizi hazırlanır veya hazırlatılır." hükümlerine yer verilmiştir.
Ancak dava konusu imar planı değişikliğinde, mevcut planlarda Emsal=0,30 ya da 0,50 yapılaşma hakları tanımlandığı ve çevrede bu emsalde yapılar bulunduğu halde, dava konusu plan değişikliğinde ayrıntılı araştırma, inceleme ve bilimsel tespitler yapılmadan, Emsalin 2,00'ye yükseltildiği, nüfus ve yapı yoğunluğunun artırıldığı, bilimsel, nesnel ve teknik gerekçelere dayanmadığı, değişikliğin kamu yararından kaynaklanan bir ihtiyaçtan yapılmadığı, bireysel bir isteme dayandığı, mevcut imar planının devamlılığı ve bütünlüğünü ve donatı dengesini bozduğu, plan değişikliğinin parsel bazında, mülkiyet desenine dayalı parçacıl bir yaklaşımla yapıldığı, bu anlamda plan esaslarına, eşitlik ilkesine ve mevzuata uygun olmadığı, bölgenin ihtiyaçları belirlenmeden ve yakın çevresi ağırlıkla düşük yoğunluklu konut olarak yapılaşması öngörülmüş iken belli parsel ya da parsellerin ele alınarak bu ölçekte değişikliğe gidilerek yüksek oranda yapı ile nüfus yoğunluğu artırıldığı, artırılan nüfus karşısında yetersiz miktarda ve türde sosyal ve teknik altyapı alanları ayrıldığı, önceki imar planı kararlarında belirtilen mevcut ulaşım kapasitesinin arttırılmadığı, Mahalle, semt ve bölge ölçeğinde ayrılan eğitim, sağlık, dini, kültürel vb. sosyal ve teknik altyapı alanlarının yeterliliği araştırılmadan ve yakın çevredeki yapılaşma haklarından oldukça yüksek ilave nüfus artışı yapıldığından imar planı değişikliğinin hukuka ve mevzuata aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi kararının parsellerin kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı olarak ilan edilmesi ile 1/25.000 ölçekli nazım imar planı değişikliği yönünden bozulması, 1/5000 ölçekli nazım imar planı ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği yönünden yukarıda yer alan gerekçelerin eklenmesi suretiyle onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Ankara ili, Çankaya ilçesi, … Mahallesi, … ada ve … sayılı, … ada ve … sayılı, … ada ve … sayılı, … ada ve … sayılı, … ada ve … sayılı, … ada ve … sayılı, … ada ve … sayılı, …ada ve … sayılı, … ada ve … sayılı, … ada ve … sayılı, …ada ve … sayılı, … ada ve … sayılı, … ada ve … sayılı, … ada ve … sayılı, … ada ve … ve … sayılı parsellere ilişkin Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve …sayılı kararıyla onaylanan Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı Sınır Değişikliği, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararıyla onaylanan 1/25000 ve 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişiklikleri ile Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararıyla onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği ile bu kararlara yapılan itirazın reddine ilişkin Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı, … tarih ve … sayılı, … tarih ve … sayılı iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
13/07/2005 tarih ve 25874 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun "Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı" başlıklı 73. Maddesinde, "Belediye, kentin gelişimine uygun olarak eskiyen kent kısımlarını yeniden inşa ve restore etmek; konut alanları, sanayi ve ticaret alanları, teknoloji parkları ve sosyal donatılar oluşturmak, deprem riskine karşı tedbirler almak veya kentin tarihi ve gelişim projelerine konu olacak alanlar, meclis üye tam sayısının salt çoğunluğunun kararı ile ilan edilir. Kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarında yıkılarak yeniden yapılacak münferit yapılarda ilgili resim ve harçların dörtte biri alınır. Bir yerin kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı ilan edilebilmesi için, o yerin belediye veya mücavir alan sınırları içerisinde bulunması ve en az ellibin metrekare olması şarttır. Kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarında bulunan yapıların boşaltılması, yıkımı ve kamulaştırılmasında anlaşma yolu esastır. Kentsel dönüşüm ve gelişim projesi kapsamında bulunan mülk sahipleri tarafından açılacak davalar, mahkemelerde öncelikle görüşülür ve karara bağlanır." hükümleri yer almakta iken 24.06.2010 günlü, 27621 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5998 sayılı Yasanın 1. maddesi ile madde metni yeniden düzenlenmiş, 5393 sayılı Kanunun 73. maddesinin birinci fıkrasında, "Belediye, belediye meclisi kararıyla; konut alanları, sanayi alanları, ticaret alanları, teknoloji parkları, kamu hizmeti alanları, rekreasyon alanları ve her türlü sosyal donatı alanları oluşturmak, eskiyen kent kısımlarını yeniden inşa ve restore etmek, kentin tarihi ve kültürel dokusunu korumak veya deprem riskine karşı tedbirler almak olarak ilan edilebilmesi için yukarıda sayılan hususlardan birinin veya bir kaçının gerçekleşmesi ve bu alanın belediye veya mücavir alan sınırları içerisinde bulunması şarttır. Ancak, kamunun mülkiyetinde veya kullanımında olan yerlerde kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı ilan edilebilmesi ve uygulama yapılabilmesi Bakanlar Kurulu kararına bağlıdır." hükmüne, 2. fıkrasında da; "Kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı olarak ilan edilecek alanın; üzerinde yapı olan veya olmayan imarlı veya imarsız alanlar olması, yapı yükseklik ve yoğunluğunun belirlenmesi, alanın büyüklüğünün en az 5 en çok 500 hektar arasında olması, etaplar halinde yapılabilmesi hususlarının takdiri münhasıran belediye meclisinin yetkisindedir. Toplamı 5 hektardan az olmamak kaydı ile proje alanı ile ilişkili birden fazla yer tek bir dönüşüm alanı olarak belirlenebilir." hükmüne yer verilmiş, 5998 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesinde ise; " Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce yargı mercilerinde açılmış ve henüz kesin hükme bağlanmamış davalarda bu Kanun hükümleri uygulanır. Ancak bu Kanunla getirilen değişik hükümlerin uygulanması nedeniyle haksız çıkan tarafa harç, yargılama gideri ve avukatlık ücreti yükletilemez." hükmü yer almıştır.
3194 sayılı İmar Kanunu'nun 5.maddesinde nazım imar planı "varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan planı," uygulama imar planı da, "tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan" olarak tanımlanmıştır.
Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 4.maddesinin (i) bendinde "Nazım imar planı: Mevcut ise çevre düzeni planının genel ilke, hedef ve kararlarına uygun olarak, arazi parçalarının genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, çeşitli kentsel ve kırsal yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, kentsel, sosyal ve teknik altyapı alanlarını, ulaşım sistemlerini göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere, varsa kadastral durumu işlenmiş olarak 1/5.000 ölçekte, büyükşehir belediyelerinde 1/5000 ile 1/25.000 arasındaki her ölçekte, onaylı halihazır haritalar üzerine, plan notları ve ayrıntılı raporuyla bir bütün olarak hazırlanan plan," olarak, 4.maddesinin (k) bendinde ise, uygulama imar planı, "Nazım imar planı ilke ve esaslarına uygun olarak yörenin koşulları ve planlama alanının genel özellikleri, yapının kullanım amacı ve ihtiyacı, erişilebilirlik, sürdürülebilirlik ve çevreye etkisi dikkate alınarak; yapılaşmaya ilişkin yapı adaları, kullanımları, yapı nizamı, bina yüksekliği, taban alanı katsayısı, kat alanı kat sayısı veya emsal, yapı yaklaşma mesafesi, ön cephe hattı, ifraz hattı, kademe hattı, ada ayrım çizgisi, taşıt, yaya ve bisiklet yolları, ulaşım ilişkileri, parkları, meydanları, kentsel, sosyal ve teknik altyapı alanlarını, gerektiğinde; parsel büyüklükleri, parsel cephesi ve derinliği, arka cephe hattı, yol kotu ve bu kotun altındaki kat adedi, bağımsız bölüm sayısı gibi yapılaşma ve uygulamaya ilişkin kararları, uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren ve varsa kadastral durumu işlenmiş olarak 1/1.000 ölçekte onaylı halihazır haritalar üzerinde, plan notları ve ayrıntılı raporuyla bir bütün olarak hazırlanan planı" olarak tanımlanmıştır.
Aynı Yönetmeliğin "İmar planı değişiklikleri" başlıklı 26.maddesinde, "(1) İmar planı değişikliği; plan ana kararlarını, sürekliliğini, bütünlüğünü, sosyal ve teknik altyapı dengesini bozmayacak nitelikte, kamu yararıamaçlı, teknik ve nesnel gerekçelere dayanılarak yapılır.
(2) İmar planlarında sosyal ve teknik altyapı hizmetlerinin iyileştirilmesi esastır. Yürürlükteki imar planlarında öngörülen sosyal ve teknik altyapı standartlarını düşüren plan değişikliği yapılamaz.
(3) İmar planlarında bulunan sosyal ve teknik altyapı alanlarının kaldırılması, küçültülmesi veya yerinin değiştirilmesine dair plan değişiklikleri zorunluluk olmadıkça yapılmaz. Zorunlu hallerde böyle bir değişiklik yapılabilmesi için:
a) İmar planındaki durumu değişecek olan sosyal ve teknik altyapı alanındaki tesisi gerçekleştirecek ilgili yatırımcı Bakanlık veya kuruluşların görüşü alınır.
b) İmar planında yer alan yol hariç sosyal ve teknik altyapı alanlarının ve kamuya ait sosyal ve kültürel tesis alanlarının kaldırılabilmesi veya küçültülmesi ancak bu tesislerin hitap ettiği hizmet etki alanı içinde eşdeğer yeni bir alanın ayrılması suretiyle yapılabilir. Eşdeğer alanın ayrılmasında yüzölçümü ve konum özellikleri korunur. Bu alanların yerinin değiştirilmesinde, mevcut plandaki hizmet etki alanına göre aynı uygulama etabı veya bölge içinde kalması, yaya erişim mesafelerinin dikkate alınması ve yeni tespit edilen alanın tesisin yapılmasına müsait olmasızorunludur.
c) Düzenleme ortaklık payından elde edilen alanların yüzölçümleri toplamının altına düşülmemek kaydıyla, plan değişikliği ile kaldırılan yol alanlarının miktarları, düzenleme ortaklık payından oluşturulan park, çocuk bahçesi, meydan gibi açık ve yeşil alanlarda kullanılabilir. Ancak yol hariç düzenleme ortaklık payına tabi bir kullanımın kamu ortaklık payına tabi bir kullanıma dönüştürülmek istenilmesi halinde, düzenleme ortaklık payına tabi
alanın hizmet edeceğietkialanında eşdeğer bir alan ayrılır.
(4) Kat adedi veya bina yüksekliğini artıran imar planı değişiklikleri, yörenin yerleşim özellikleri, dokusu ve kimliği dikkate alınmak suretiyle, şehrin veya alanın yakın çevresinin silüeti, yapıların güneşe göre cephesi ve yönlenmesi özelliklerini olumsuz yönde etkilememesiesas alınarak yapılır.
(5) İmar planında verilmiş olan inşaat emsalinin, kat adedinin, ifraz şartlarının değiştirilmesi sonucu nüfus yoğunluğunun artırılmasına dair imar planı değişikliklerinde:
a) Artan nüfusun ihtiyacı olan sosyal ve teknik altyapı alanları standartlara uygun olarak plan değişikliğine konu alana hizmet vermek üzere ayrılır.
b) Nüfus yoğunluğuna bağlı olmaksızın, kat adedinin artırılmasının istenmesi durumunda; önerilecek kat adetlerinin tayininde aşağıdaki formüle göre bulunacak bütün yollardaki karşılıklı bina cepheleriarasındakiasgari uzaklık sağlanacaktır.
K = [(Y1 + Y2)/2] + 7,00 m
Yukarıdaki formülde;
K = Karşılıklı bina cepheleriarasındakimesafe (metre),
Y1 = Yolun bir cephesine önerilecek yapının yüksekliği,
Y2 = Yolun diğer cephesinde önerilecek yapının yüksekliğini, ifade eder.
c) Parsellerin birleştirilmesi ve yapı düzeni değişikliği içeren, kat adedinin artırılmasına yönelik uygulama imar planı değişikliklerinde de yukarıdaki formüle uyulması esastır.
(6) İmar planında gösterilen yolların genişletme, daraltma ve güzergahına ait imar planı değişikliklerinde:
a) Devamlılığı olan bir yolun belli bir kesimde şerit sayısıazaltılamaz ve daraltılamaz.
b) Yolların kaydırılmasında, mülkiyet ve yapılaşma durumu dikkate alınır.
c) İmar planlarındaki gelişme alanlarında geçiş amaçlı 3,00 metreden dar yaya yolu, 10,00 metreden dar trafik yolu açılamaz; yerleşik alanlarda mülkiyet ve yapılaşma durumlarının elverdiği ölçüde yukarıdakistandartlara uyulur. Ancak parseller 7,00 metreden dar yollardan mahreç alamaz.
ç) İmar planı değişikliği ile taşıt geri dönüş kurbu olmayan çıkmaz yol ihdas edilemez.
d) İmar planlarında Karayolları Genel Müdürlüğünün sorumluluğunda olan karayollarında yapılacak her türlü değişiklikte bu Kuruluştan alınacak görüşe uyulur.
e) Plan alanındaki trafik hacimleri ile yeni getirilen kullanımların trafik üretme ve trafik çekme hacimleri dikkate alınarak yol ve kaldırım genişlikleri belirlenir.
(7) Yoğunluk artıran veya kentsel ulaşım sistemini etkileyen imar plan değişikliklerinde, kentsel teknik altyapıya yönelik etkilerin belirlenmesi ve gerekli önlemlerin alınmasıamacıyla ayrıca kentsel teknik altyapıetki değerlendirmesi raporu,analizi hazırlanır veya hazırlatılır." düzenlemeleri yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Günümüzde plansız ve aşırı kentleşme olgusu sağlıklı kentleşmenin önündeki en ciddi engel olduğundan kentsel gelişmenin yönlendirilmesinde imar planlaması ile yön, şekil ve büyüklükle ilgili belirlemeler yapılması zorunludur. Kentsel planlama sürecinde zorlayıcı, kısıtlayıcı ve yönlendirici kararların tümü birden rol oynar. Çağdaş bir kentin oluşturulması ve yaşatılması için aşırı yapılaşmanın etkisinden korunmuş kent estetiği ve kentleşme kalitesini yükseltici alanların oluşturulması zorunludur.
İmar planlarının, planlanan yörenin bugünkü durumunun, olanaklarının ve ilerideki gelişmesinin gerçeğe en yakın şekilde saptanabilmesi için coğrafi veriler, beldenin kullanılışı, donatımı ve mali bilgiler gibi konularda yapılacak araştırma ve anket çalışmaları sonucu elde edilecek bilgiler ışığında, çeşitli kentsel işlevler arasında var olan ya da sağlanabilecek olanaklar ölçüsünde en iyi çözüm yollarını bulmak, belde halkına iyi yaşama düzeni ve koşulları sağlamak amacıyla kentin kendine özgü yaşayış biçimi ve karakteri, nüfus, alan ve yapı ilişkileri, yörenin gerek çevresiyle ve gerekse çeşitli alanları arasında olan bağlantıları, halkın sosyal ve kültürel gereksinimleri, güvenlik ve sağlığı ile ilgili konular gözönüne alınarak hazırlanması gerekmektedir.
İmar planları, durağan, değişmeyen, statik belgeler değillerdir. İmar planlarının hazırlanmasında planlama alanına dair öngörülen nüfus, toplumsal, iktisadi ve kültürel değişimin, öngörülenden daha hızlı bir biçimde değişmesi mevcut imar planlarının bu değişime koşut olarak yeniden değerlendirilmesi ve değişimin büyüklüğü nispetinde üst ölçekli planlara da bu değişimin yansıtılması gerekmektedir. Bu değişimin imar planlarına yansıtılması bakımından mevzuatta "revizyon imar planı", "ilave imar planı", "imar planı değişikliği" gibi araçlar geliştirilmiştir. Başka bir ifadeyle, bu düzenlemeler, imar planlarının ihtiyaçları karşılayamadığı ve uygulamasının sorun teşkil ettiği durumlarda başvurulacak yollar olarak gösterilmiştir. Sonuç olarak, üst ölçekli planlarda belirlenen planlama ana ilkeleri, stratejileri ve kararlarına aykırı olmamak, onlarla uyum içinde kalmak koşulu ile, alt ölçekli planlarda değişen koşul ve gereksinimlere yanıt verecek değişikliklere gidilebileceği, planlama sürecinin dinamik yapısının kaçınılmaz bir sonucudur.
Öte yandan, kentleşmenin hızlı bir biçimde gerçekleştiği ve kentsel alandaki yapılaşma baskılarının ciddi oranda arttığı ülkemizde imar planlarının öngörüsünün üzerinde yeni koşulların oluşması halinde belli öngörülere göre hazırlanmış yürürlükteki imar planlarının, üst ölçekten en alt ölçeğe kadar yenilenmesi gerekmektedir.
Yukarıda belirtilen ölçütlere göre hazırlanan imar planları zamanla planlanan alandaki koşulların zorunlu kıldığı biçimde ve yasalarda öngörülen yöntemlere uygun olarak değiştirilebilir. Yapılan plan değişikliklerinin amaç yönünden yargısal denetimi bu değişikliği zorunlu kılan nedenlerin irdelenmesi yoluyla yapılır. Bu irdelemeden sonra, sadece plan kapsamına alınan belirli bir yerin plan içindeki durumu incelenerek sonuca varılamayacağı, planlanan alanın özel niteliklerinin yanı sıra planın bütünlüğü içinde planlanan yörenin koşulları, taşınmazın bulunduğu bölgenin genel özellikleri, çevre, ulaşım, trafik gibi ilişkilerinin kapsamlı bir biçimde ele alınarak kamu yararına uyarlık bulunup bulunmadığının araştırılması gerekeceği açıktır.
İmar planlarında değişiklik yapılırken kentsel planlamanın en temel unsurlarından birisi, imar planlarının kademeli birlikteliği ilkesine göre alt ölçekli planların üst ölçekli planlarda belirlenen planlama ana ilkelerine ve kararlarına uyumunun gözetilmesidir.
3194 sayılı İmar Kanununda da belirtildiği gibi nazım imar planı gibi üst ölçekli imar planları, alt ölçekli imar planlarına göre daha genel, soyut ve kapsamlı olduğu, temel ilkelerin, stratejilerin ve bunların belirlediği ana planlama kararlarının tespit edildiği belgelerdir. Bu sebeple, üst ölçekli imar planlarında belirlenen parsel fonksiyonlarının konum ve büyüklüklerinin alt ölçeğe aynen aktarılması yerine ölçeğinin gerektirdiği ayrıntıların yer alması tabiidir. Başka bir ifadeyle, planlama alanına yönelik olarak, alt ölçekli planların, üst ölçekli planlarda belirlenen kullanımlardan daha fazla detay içerebileceği planlamanın temel unsurlarından birisi olsa da bu farklılaşmanın ne ölçüde olması gerektiği önem arz etmektedir. Bu çerçevede, üst ölçekli planda belirlenen temel kullanım belirlemesinin alt ölçekli plana aktarılması ve alt ölçekte yer alan kullanımın bu temel kullanım ile çelişmemesine dikkat edilmesi gerekmektedir. Üst ölçekli planda belirlenen temel kullanım ile çelişmeyen ancak alt ölçekli planda bu kullanımın gerektirdiği belli diğer kullanımlar da yer alabilecektir.
Dava konusu taşınmazların bulunduğu bölgenin geniş kapsamlı olarak Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile kabul edilen 1/25000 ölçekli 2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planı ile planlandığı, sözü edilen planın Plan Açıklama Raporunun 9 sayılı Planlama Bölgelerinin İrdelenmesi kısmının, 9.1. sayılı Planlama Bölgeleri Tespiti ve Bölgecikler bölümünün 3. sayılı Güneybatı Planlama Bölgesi kısmında, "kentin 1980’li yılların sonundan itibaren en fazla speküle edilen ve en önemli kentsel gelişmelerin yaşandığı alanı tanımlamaktadır. Eskişehir Yolunun temel omurga olduğu, Çankaya, Yenimahalle ve Gölbaşı ilçelerinin bir bölümünün kaldığı bölge, daha önce otoyol içi ve dışı olmak üzere ele alınmış, bölgeyi Temelli ile birleştiren farklı ölçeklerde plan onamaları gerçekleştirilmiştir. Kentin en yoğun speküle edilen bu koridorunun mevcut planların da gözden geçirilmesi ve gereğinde revizyonu suretiyle “Güneybatı Ankara Koridoru” olarak havza bazında ele alınması öngörülmektedir." ifadesine yer verilmiştir.
Yine aynı açıklama raporunun Güneybatı Planlama Bölgesi başlığı altında Belediyelerin Onaylı Planlarının İrdelenmesi kısmının KY4-İNCEK-KIZILCAŞAR altkısmında, "İncek (55) üst bölgeciğinin oluşturduğu kentsel yerleşik doku ile bu alanla bütünleşen ve süreç içerisinde planlama çalışmaları tamamlanarak yapılaşmaların başladığı İncek – Kızılcaşar –Taşpınar konut gelişme bölgelerini tanımlamaktadır. Bu bölgeyi oluşturan bölgelerde 2000 yılı nüfus sayımına göre 7.987 kişinin yaşadığı bilinmekle birlikte bu nüfusun yaklaşık tamamının onaylı planlarına göre yapılaşması tamamlanmış alanlarda, geriye kalan çok az miktarının ise dönüşüm sürecinde bulunan kırsal yerleşim dokusunda yaşadığı hesap edilmiştir. Günümüzde üst /orta gelir grubunun yer şeçtiği ve yoğun bir yapılaşma eğiliminin bulunduğu İncek –Kızılcaşar bölgesi aksındaki bu eğilimi kontrol altına alarak kentsel gelişme eğilimini yönlendirmek üzere büyükşehir belediyesince sürdürülen planlama çalışmaları ile 65.000 kişilik bir nüfus ataması yapılmıştır. Günümüze kadar yapılan planlama çalışmalarında bölge için belirlenen 65.000 kişilik plan nüfusu kapasitesinin hayata geçirilmesi öngörülmüştür." tespiti bulunmaktadır.
Plan açıklama raporunun anılan kısmın Kentsel Gelişme Alanları (KG) KG3-BEYTEPE- ALACAATLI-DODURGA bölümünde ise, "Ankara kentsel yerleşik alanının güneybatı kesiminde Çevre otoyolunun iç kısmında Çayyolu-Ümitköy bölgesi ile İncek- Kızılcaşar bölgesi arasında kalan ve daha önce gerek bakanlıkça onaylı 1/50000 ölçekli plan revizyonu gerekse bu plana dayalı alt ölçekli planlama çalışmaları tamamlanarak inşaat uygulamalarına başlanan alanları kapsamaktadır. Bu alanlar 2023 planlama çalışmaları kapsamında “Onaylı Planlarla Belirlenmiş Gelişme Konut Alanları” olarak ele alınmıştır. Bu alanlar için yapılan planlama çalışmaları ile bölgede 270.000 kişinin yaşamasına yönelik plan
kararları üretilmiştir." ifadesi yer almış, "Kentsel gelişme bölgesinin yerleşik alanlara uzak bir konumda olması nedeniyle altyapı maliyetinin yüksek olacağı gözönüne alınarak ferdi inşaat uygulaması yerine örgütlenmeye ve etaplamaya dayalı konut üretimi politikasının hayata geçirilmesi sağlanacaktır." ifadesiyle bölgeye ilişkin strateji benimsenmiştir.
Yine KG5-TULUNTAŞ-KOPARAN kısmında da, "Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca üst ölçekli plan onaması ile buna dayalı alt ölçekli planlama çalışmaları ile kentsel gelişme alanı olarak tespit edilen Tuluntaş, Koparan, Hallaçlı, Velihimmetli bölgesi 2023 planlama çalışmasında yeniden etüd edilmiş bölgenin özellikle tarımsal arazi yapısı ve Özel Çevre Koruma Bölgesi aküferi olarak ön plana çıkan vadi tabanları ve su kaynakları dikkate alınarak kentsel gelişmenin güneyde Koparan bölgesinde sonlandırılarak; tarım alanlarını ve Özel Çevre Koruma bölgesini baskı altına alabilecek nitelikteki Velihimmetli ve Hallaçlı civarında öngörülen konut gelişme alanlarının 2023 planı döneminde yerleşime açılmaması
yaklaşımı benimsenmiştir.
Bakanlıkça onaylanan üst ölçekli plan ile Güneybatı aksına ataması yapılan 900.000 kişilik nüfusun yaklaşık 120.000 kişilik kısmı bu kesimi oluşturmaktadır. Bölgeye ilişkin Bakanlıkça onaylanan 1/50000 ölçekli üst ölçekli planlama çalışması ile belirlenen yoğunluk kararları kabul edilmiş, Bakanlıkça bölge için öngörülen 120000 kişilik nüfus ataması, Hallaçlı ve Velihimmetli kısımların iptal edilmesi ile 90.000 kişiye çekilmiştir." tespiti bulunmaktadır.
Bölgeye ilişkin yapılaşma taleplerini belirleyen ve Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile kabul edilen 1/25.000 ölçekli 2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planı açıklama raporunda İncek Bölgesinde yoğun yapılaşma eğilimi bulunduğu tespit edilmiş, bu nedenle bu bölge için 65.000 kişilik nüfus öngörülmüştür. Planda Tuluntaş Bölgesi ise kentsel gelişme alanı olarak tanımlanmış ve 90.000 kişilik nüfus öngörülmüştür. Buna göre, bölgede altyapı maliyetinin yüksek olacağı dikkate alındığında ferdi inşaat uygulaması yerine kooperatif gibi örgütlenmeye ve etaplamaya dayalı konut üretimi politikasının hayata geçirilmesinin sağlanması amaçlanmıştır. Nitekim bu bölgede yerleşim taleplerinin tamamına yakınını parsel bazında konut üretimi yerine ada ölçeğinde ve kentsel tasarıma dayalı planlama yaklaşımı ile orta yoğunluklu gelişme anlayışıyla plan değişiklikleri yapılmıştır.
1/25.000 ölçekli 2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planına yönelik yapılan bir çok değişiklik ve bu doğrultuda alt ölçekli planlarda da gerçekleştirilen değişiklikler sonucunda alanın kullanım kararının genel olarak konut olarak belirlenmesi nedeniyle her ne kadar yargı kararıyla iptaline karar verilmiş olsa da Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile onaylanan 2038 Ankara 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı ile uyuşmazlığa konu alan, hakim kullanım kararı doğrultusunda mevcut konut alanı olarak belirlenmiştir.
Öte yandan, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararıyla onaylanan 1/25000 ve 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişiklikleri plan raporunda, "son yıllarda hızlanan kamu yatırımları (yol ve altyapı ağı), bölge genelinde hızla gelişen ve kentsel cazibeyi arttıran yatırımlar (TOKİ, SİNPAŞ, İNCEKLOFT, Üniversiteler, özel okullar vb..) ile İncek, Ankara'nın en önemli kentsel gelişme alanı olarak gündeme geldiği, güneye ve batıya yayılma eğilimindeki Ankara Metropolitan alan kentsel nüfus tercihlerinin de daha sağlıklı ve standartı yüksek kentsel yaşam alanları sunan bu bölgelere kaydırıldığı, Çayyolu-Beytepe-İncek aksının bağlanması ile birlikte bu güzergahın, yani Ankara'nın güney-batı bölgesinin cazibesini maksimum düzeyde arttırdığı, 2023 Başkent Ankara, 1/25000 Ölçekli Nazım İmar Planı öngörüleri içerisinde bu yönde ağırlık kazanan bir senaryo bulunmadığı, bu nazım planın, Ankara kentinde yaşayan nüfusun tercihlerini ve çok ciddi çekim noktaları oluşturan Ankara kenti dışında, bölgesel ve ülke bazında çekim etkisi yaratan kamu ve özel girişim yatırımlarını yönlendirme gücüne sahip olamadığı, bugün Gölbaşı'nın, Türkiye ve bölge ülkeleri genelinde hizmet veren ve verecek sayıları 5'i bulan üniversite kampüs yapılanması ile sayıları 10'u geçen Ankara'da öncelikli tercih konusu olmuş özel okulları ve kampüsleri ile bir okullar bölgesi haline geldiği, bu durumun, yeni yürürlüğe konulan 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı çerçevesinde dikkate alındığı ve tedbiren Belediyece "Çevre Düzeni Planı Eşgüdüm Komisyonu" gibi yeni bir süreç tanımlaması yapılmak zorunda kalındığı, bu komisyonun beşer yıllık, periyotlar halinde hazırlayacağı raporun, büyükşehir belediye meclisince görüşüleceği ve bu planın hedef, ilke, strateji ve kararlarında revizyon ve/veya ilaveler gerekiyorsa karara bağlayacağı, 1/25.000 ölçekli nazım imar planının bu eksikliğinin ortadan kaldırıldığı, aynı zamanda, hatalı yorumlamalar nedeniyle, plan iptallerine yol açan 1/25.000 ölçekli nazım imar planının bazı hükümlerinin 1/100.000 ölçekli planın onayıyla etkisiz konuma geldiği, Büyükşehir Belediyesinin üst ölçekli plan kapsamında da alt ölçekli planların revizyonuna hızla yöneleceği, Çayyolu-İncek aksının bağlanması ile birlikte batı koridorunda yer alan ODTÜ, BİLKENT, HACETTEPE (Beytepe) ve ÇANKAYA üniversite kampüs alanlarının da bu sisteme entegre olduğu, yüksek standartlarda kentsel yaşam alanları sunan Çayyolu kentsel alanı ile Beytepe, İncek ve Taşpınar güney batı yayının süreklilik ve maksimum erişebilirlik kazanmasının bu alanın, yani Ankara Metropolitan alanı Güney-Batı yayının kentsel alandaki en önemli yerleşim bölgesi olmasını sağlayacağı, Güneykent kapsamında yapılan planların uzun süre İncek mevcut imarının benzer şekilde(düşük yoğunluklu) devam etmesine karşın şu anda gelinen nokta itibariyle İncek mahallesinden daha ileride bulunan Tulumtaş çanağının tamamının yapılan revizyonlarla yüksek katlı yapılaşmaya dönmesinin de, daha güçlü bir çekim merkezi olan İncek mahallesinin de bu şekilde dönüşümünü kaçınılmaz kıldığı, davalar neticesinde plansız kalan alanın öneri 1/25.000 ve 1/5.000 ölçekli Nazım imar planları, 1/100.000 ölçekli planın öngörüleri ile birlikte yeniden ve ağırlıklı olarak tescile konu olmuş parselasyon planları dikkate alınarak yeniden hazırlandığı" ifade edilmiştir.
Bu bağlamda, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararıyla onaylanan 1/25.000 ölçekli 2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planının nüfus ve yapı yoğunluğu yönünden 2023 yılı hedef ve öngörüsü ile hazırlandığının da gözden kaçırılmaması gerekmektedir.
1/25.000 ölçekli 2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planı Açıklama Raporu 9.2.3. sayılı Güneybatı Planlama Bölgesi kısmının Plan Müdahale Biçimi alt kısmında, "yapılacak plan revizyonu ile ulaşım sistemi yeniden kurgulanarak kademelenme yapılması" öngörülmüştür. Bu çerçevede, bölgede öngörülen nüfusa hizmet veren 1, 2 ve 3.derece yol/ulaşım kademelenmesi yapıldığı görülmektedir. Bu çerçevede, Karayolu Projelerine ilişkin 1/50.000 ölçekli Gölbaşı Özel Çevre Koruma Bölgesi Çevre Düzeni Planı Değişikliği ile Ankara ili, Gölbaşı ilçesi, Bilkent Şehir Hastanesi İncek-Pozantı Otoyolu Bağlantısı kavşak düzenlemesi ve çevresine ilişkin 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı kararı ile 1 nolu Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 109. maddesi uyarınca onaylanıp Tabiat Varlıklarını Koruma Şube Müdürlüğü ilan panosunda 02.03.2020 tarihinden itibaren 1 (bir) ay süreyle askıya çıkarılmıştır.
Yine, Bilkent Şehir Hastanesi İncek-Pozantı Otoyolu Bağlantısına ilişkin 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama revizyon imar planı Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve …sayılı kararıyla onaylanmıştır. Kararda, Ankara ili çevre düzeni planı ana karar ve öngörüleri doğrultusunda, birbirine entegre edilmek suretiyle Eskişehir Yolu'ndan başlayıp çevre yoluna ve Pozantı Otoyoluna bağlantı sağlanmasının amaçlandığı, Ankara'nın kuzey ve güney bağlantılarını sağlayan yeni bir ana aks olma potansiyeline sahip öneri yol projesinin, Pozantı Otoyolu’nun kent ulaşım sistemine entegre edilmesine imkan sunarak bağlantı yolları ile birlikte kent ölçeğinde acil çözüm bekleyen Haymana Yolu'nun rahatlatılmasına imkan sunacağı, halihazırdaki yolların sürekliliğinin ve devamlılığının sağlanıp taşıt trafiği yükünün azaltılarak trafiğin güvenli hale getirilebileceği, Sağlık Bakanlığınca il, bölge ve ülke ölçeğinde hizmet vermek üzere faaliyete geçen Bilkent Şehir Hastanesinin ulaşılabilirliğinin arttırılmasının ekonomiyi olumlu etkileyeceği, var olan ve artması öngörülen taşıt trafiği yüküne çözüm getirebileceği, aksi halde Ankara'ya, çevre şehirlere ve tüm ülkeye hizmet etmesi öngörülen Bilkent Şehir Hastanesine erişim kabiliyetinin yetersiz olması (seyahat süresinin uzun olması, kat edilecek mesafenin fazla olması gibi) yüzünden emisyonların ve atıkların artacağı ye bu durumun otobüs, dolmuş vb karayolu ile yapılan toplu ulaşımı da olumsuz etkileyeceği bu suretle söz konusu ulaşım aksının elzem olduğu, sorunsuz akan, işleyen ve erişim mesafesini kısaltan yolların varlığıyla taşıt ile yolda geçen zamanın, çevre kirliliğinin, kaynak israfının ve toplum psikolojisi üzerindeki olumsuz baskının azalacağı hususları öngörülmektedir.
Uyuşmazlık konusu taşınmazları da kapsayan bölgede yapılan imar planı değişikliklerinin iptali istemiyle açılan dava dosyalarının incelenmesinden ise, Ankara kentinin güneybatı ile güney akslarına doğru büyümekte olduğu İncek ve Tuluntaş bölgelerinin kentin temel gelişim akslarından biri olarak görüldüğü yoğun bir yapılaşma talebi bulunduğu, ayrıca birçok parsele yönelik yüksek yapı yoğunluğu verilen bölgede yine yüksek yapı yoğunluğuna sahip üniversite, hastane, özel okul, kamu kurum ve kuruluşunun yer aldığı gözetildiğinde imar mevzuatı ve şehircilik ilkeleri ile planlama esasları bağlamında Ankara'nın nüfus ve yapı yoğunluğu yönünden 2023 yılı hedef ve öngörüsüyle hazırlanan ve 16.02.2007 tarihinde onaylanan 1/25.000 ölçekli 2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planından başlamak suretiyle bir revizyona tabi tutulması gerektiği kuşkusuz ise de, süreç içerisinde bu yöntem uygulanmadığı için uyuşmazlık konusu alandaki yoğun yapılaşma baskısının, bazı parsellerin iki katlı villa tipi yapılaşmadan çok katlı sosyal ve teknik altyapı ihtiyacını parsel/ada içerisinde karşılayabilecek bir yapılaşma için artık revizyon değil, bir imar planı değişikliği ihtiyacı doğduğu da anlaşılmaktadır.
Dairemizin E:2019/19906 sayılı dosyasında verilen ara kararı üzerine alınan yanıttan Ankara'nın güney batı kesiminde mevcut konut alanlarında iki katlı villa tipi yapılaşmadan site veya korunaklı site biçiminde yapılaşmaya dönük bir değişim talebinin bulunduğu bu tip bir yapılaşma anlayışı ile konut maliyetini artıran imar parseli maliyetinin düşmesine bağlı olarak konut maliyetinin azalmasına ve konut sahipliğinin artmasına neden olunacağı ve bu şekilde kamu yararının artması sağlanabileceği gerekçesiyle imar planı değişikliklerinin yapıldığı ifade edilmiştir.
Burada vurgulanması gereken husus, alanda/bölgede oluşan konut (kooperatif ya da site tipi yapılaşma) hakim kullanım kararı doğrultusunda gerek dava konusu edilmeyerek kesinleşen gerekse yargı kararları sonucunda hukuka uygun bulunan imar planlarına bağlı olarak alanda yapılaşmasını tamamlamak ve yapı ruhsatı ve yapı kullanma izni almak suretiyle kullanımını sürdüren sitelerin bulunduğu, hakim kullanım kararının bu doğrultuda dönüştüğü hususudur.
Ayrıca çağımızda gelişen ferdi inşaat uygulaması yerine kooperatif/site gibi örgütlenmeye ve etaplamaya dayalı konut üretimine dayalı kentleşme anlayışı içinde site şeklindeki yerleşkelere ağırlık verilmektedir. Planlama alanının içerisinde yol, yeşil alan, spor, rekreasyon gibi sosyal teknik altyapı alanlarının düzenlenmesi, site şeklinde yerleşmelerin doğal bir sonucu olarak görülmelidir.
Bölgede imar planı değişikliklerinin ise; küçük yüz ölçümlü, etki ve yerleşme alanı az olan parsellere yönelik olmayan büyük yüzölçümlü, nüfus öngörüsü fazla, kendi içinde sosyal donatı alanlarını ayıran ayrıca kamuya hizmet edecek sosyal ve teknik altyapı kullanımlarını getiren hatta taşınmaz maliklerinin başka alanda bulunan taşınmazlarını kamuya terk etmek suretiyle yapılaştıkları alanları kapsadığı görülmektedir.
Benzer uyuşmazlıklarda mahkemelerce yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporlarında, uyuşmazlık konusu bölgede çok sayıda ilköğretim, sağlık, lise, park, yeşil alan, cami, belediye hizmet alanı, spor alanı gibi sosyal ve teknik alt yapı alanlarının bulunduğu, dolayısıyla öngörülen nüfusun ihtiyacı olan sosyal ve teknik altyapı alanlarının karşılandığı tespitleri yer almaktadır.
Yukarıda yapılan değerlendirmeler sonucunda, yüksek katlı yoğun konut alanları ile ulaşım maliyetlerinin düşmesi, elektrik iletim hatları, kanalizasyon, ulaşım, doğalgaz, içme suyu hatları gibi altyapı maliyetlerinin azaltılması ve bu şekilde korunması gereken alanlara -tarım, orman, sit alanları vb.- yapılaşma baskısının önlenmesinin sağlanmasının amaçlandığı belirlenmiştir.
Bu itibarla, sağlıklı bir yaşam alanı oluşturulmasının konutun sadece fiziksel özellikleri ve konfor koşullarıyla sınırlı olmadığı, konutun güneş alması ve aydınlık olması ile otopark sorunlarının çözümüne ilişkin karar getirilmesinin önemli olduğu, dolayısıyla toplu yapıların özendirilmesi, yapıların mimarisinin kısıtlanmaması, yapıların rüzgar alması, güneşlenmesi ve havalandırması ile parsel içinde otopark sorunlarının çözümlenmesi ile oluşacak geniş açık alanlarda peyzaj düzenlemesi yapılmasının yanında daha kullanışlı ve ekonomik konut elde edilerek kentsel yaşam kalitesi yükseltilmesine katkı sağlamak amacı ile büyük parsellerin oluşturulmasına ilişkin plan notlarının modern planlama anlayışına uygun olduğu, toplu yapılaşmayı özendirmek ile farklı konut arzı yaratmak, diğer kentsel sorunlara katkı yapmak amacı ile planlama alanında yaşayacak nüfusa konut çeşitliliği sunumuna yönelik yaklaşımın şehircilik ilkelerine ve planlama esaslarına uygun olduğu sonucuna varılmıştır.
Sonuç olarak, uyuşmazlığa konu ada ve parsellerin etrafındaki mevcut yapı dokusu ile birlikte ele alındığında sosyal ve teknik alt yapı alanlarının birlikte kullanılması bakımından İncek, Alacaatlı, Beytepe ve civar mahallelerin yapı yoğunluğu ile sosyal ve teknik donatılarının bütünsel olarak değerlendirilmesi gerektiği, bu alanlarda 0,50 emsal ve 2 katlı konut yapıları bulunduğu gibi 2,0 emsal yüksek katlı konut yapılarının da bulunduğu anılan bölgede çok sayıda ada/parselin site tarzında konut alanı olarak sosyal ve teknik altyapı alanlarını ada/parsel içinde ya da civarda yaptığı terklerden karşılanmak üzere planlandığı, yukarıda ayrıntısına yer verilen açıklamalar doğrultusunda dinamik bir sürecin sonucunda oluşturulan imar planlarını değişmeyen statik belgeler olarak kabul etmenin ekonomik, toplumsal ve teknolojik bakımdan hızlı bir değişim içinde bulunan kentlerin yerleşim alanlarının gerçek yapısı ile bağdaşmayacağı gözönünde bulundurulduğunda bölgenin dönüşümüne yönelik olarak gerçekleştirilen imar planı değişikliklerinde şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.
Uyuşmazlık özelinde inceleme yapıldığında ise; uyuşmazlığa konu parsellerin kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı olarak belirlenmesi ile parsellere yönelik 1/25.000 ölçekli nazım, 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliklerinin onaylanmasına ilişkin dava konusu kararlarda, yukarıda belirtilen açıklamalar doğrultusunda hukuka aykırılık bulunmamıştır.
Bu itibarla, … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin temyize konu kararının, parselin kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı olarak belirlenmesi ile parsele yönelik 1/25.000 ölçekli nazım imar planı değişikliğine ilişkin kısmında isabetsizlik, 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliklerine ilişkin kısmında isabet bulunmamıştır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Dava konusu işlemlerin iptali yolunda İdare Mahkemesince verilen karara yapılan istinaf başvurusunun, parsellerin kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı olarak belirlenmesi ile parsellere yönelik 1/25.000 ölçekli nazım imar planı değişikliği yönünden istinaf istemlerinin kabulüne, kararın bu kısımlarının kaldırılmasına, davanın bu kısımları yönünden reddine, 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişiklikleri yönünden istinaf başvurularının reddine dair temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, parselin kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı olarak belirlenmesi ile parsele yönelik 1/25.000 ölçekli nazım imar planı değişikliği yönünden yukarıda yer verilen açıklamalar ile ONANMASINA, 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğine ilişkin kısımları yönünden BOZULMASINA,
2. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 25/01/2022 tarihinde, kesin olarak, oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY (X) :5393 sayılı Yasanın 73. maddesinde, belediyelerin, belediye meclisi kararıyla; konut alanları, sanayi alanları, ticaret alanları... üretmek amacıyla kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri uygulayabilecekleri ifade edilmiştir. İdarelerin konut üretimi ihtiyacını tespit etme ve buna ilişkin politikalar üretmek hususunda takdir yetkileri bulunduğu açık olmakla beraber bu yetki sınırsız ve mutlak olmayıp yargı denetimine tabidir. Aksi takdirde, idari makamlarca tesis edilen işlemlerin kamu yararı taşıyıp taşımadıklarının denetimi imkansız hale gelecek ve böylece yönetilenlerin hukuku korunamayacaktır. Konut üretimi amacıyla tesis edilen dava konusu idari işlemin, kamu yararı taşıyıp taşımadığının belirlenmesi idari işlemin gerekçelerinin bilimsel, teknik ve nesnel olarak ortaya konulmasına bağlıdır.
Bu durumda, 2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planı'nda öngörülen Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanları Ana Planı yapılmadan ve alanın plansız gelişen, fiziki ve sosyal çevre koşulları sağlıksız ya da afet riski olan bölgeleri kapsadığına ya da bu kapsamdaki hangi alanların dönüştürülmesi amacıyla tesis edildiği nesnel, teknik ve bilimsel veri, tespit ve analizlerle ortaya konulamayan dava konusu kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı sınırının belirlenmesine ilişkin işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Öte yandan, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile kabul edilen ve yürürlükte bulunan 1/25000 ölçekli 2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planı, "Uygulamaya Yönelik Çevre Plan Koşulları" başlıklı kısmında, "Türkiye Cumhuriyetinin Başkentinin planlı kentleşmesini yönlendirmeyi hedefleyen üst ölçekli plan olduğu, Ankara'da yapılacak tüm araştırma, planlama, projelendirme ve uygulama çalışmaları için üst ölçekli referans çerçevesi olduğu belirtilmiştir. Planın "Uygulamaya Yönelik Çevre Plan Koşulları, Temel İlkeler, 9.Plan Değişiklik Koşulları" başlıklı kısmında da, "Bu planda değişiklik yapılması Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin bilimsel nitelikte bir tespit değerlendirme raporuna dayandırılarak hazırlanmış ve 'bütün-parça' ilişkisini bozmayacak nitelikteki değişiklik önerisini onaylaması ile mümkündür. Kent ve kamu yararına zorunlu olmadıkça değişiklik yapılmaması, "Plan Yapımına ait Esaslara Dair Yönetmelik (Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin)" hükümlerine uyulması zorunludur." düzenlemesi yer almaktadır.
Dava konusu imar planı değişikliği, "Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin bilimsel nitelikte bir tespit değerlendirme raporuna" dayandırılmamıştır. Plan değişiliği parsel ölçeğinde, mülkiyet desenine bağlı olduğundan "bütün-parça ilişkisini" bozar niteliktedir. Açıklama raporunda kent ve kamu yararının zorunlu kıldığına dair bir tespit de bulunmamaktadır.
Dava konusu nazım imar planı değişikliğinde, mevcut planlarda Emsal=0,30 ya da 0,50 yapılaşma hakları tanımlandığı ve çevrede bu emsalde yapılar bulunduğu halde, dava konusu plan değişikliğinde ayrıntılı araştırma, inceleme ve bilimsel tespitler yapılmadan, Emsalin 2,00 ve üzeri olarak belirlendiği, nüfus ve yapı yoğunluğunun artırıldığı, bilimsel, nesnel ve teknik gerekçelere dayanmadığı, değişikliğin kamu yararından kaynaklanan bir ihtiyaçtan yapılmadığı, bireysel bir isteme dayandığı, mevcut imar planının devamlılığı ve bütünlüğünü ve donatı dengesini bozduğu, plan değişikliğinin parsel bazında, mülkiyet desenine dayalı parçacıl bir yaklaşımla yapıldığı, bu anlamda plan esaslarına, eşitlik ilkesine ve mevzuata uygun olmadığı, bölgenin ihtiyaçları belirlenmeden ve yakın çevresi ağırlıkla düşük yoğunluklu konut olarak yapılaşması öngörülmüş iken belli parsel ya da parsellerin ele alınarak bu ölçekte değişikliğe gidilerek yüksek oranda yapı ile nüfus yoğunluğu artırıldığı, artırılan nüfus karşısında yetersiz miktarda ve türde sosyal ve teknik altyapı alanları ayrıldığı, önceki imar planı kararlarında belirtilen mevcut ulaşım kapasitesinin arttırılmadığı, Mahalle, semt ve bölge ölçeğinde ayrılan eğitim, sağlık, dini, kültürel vb. sosyal ve teknik altyapı alanlarının yeterliliği araştırılmadan ve yakın çevredeki yapılaşma haklarından oldukça yüksek ilave nüfus artışı yapıldığından imar planı değişikliğinin hukuka ve mevzuata aykırı olduğu sonucuna varılmış olup, dava konusu parsellerin kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı olarak belirlenmesi ile parsellere yönelik 1/25.000 ölçekli nazım imar planı değişikliği yönünden davanın reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi kararının bu kısımlarının bozulması, 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin iptali yolunda İdare Mahkemesince verilen karara yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi kararının bu kısımlarının onanması gerektiği oyuyla aksi yöndeki Dairemiz kararına katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.