23. Hukuk Dairesi 2015/8863 E. , 2017/903 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacılar vekili, davalı yüklenici ile müvekkilleri arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, sözleşme tarihinden itibaren 8 yıl geçmesine rağmen halen inşaata başlanmadığını ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile davalıya devredilen tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamından, sözleşme konusu arsanın imar uygulaması sonucu birçok parsele ifraz olduğu, imar planının idare mahkemesince iptal edildiği, tekrar imar planı yapıldığı, belediyenin yazısında bildirilen imar durumuna göre sözleşmenin ifasının imkansız olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Eser sözleşmelerinin bir türü olan “Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri” uygulamadaki adıyla “Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmeleri” bedel olarak taşınmaz mal mülkiyetinin geçirimi borcunu içerdiğinden TMK’nın 706, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan BK’nın 213, Noterlik Kanunu’nun 60 ve Tapu Kanunu’nun 26. maddeleri uyarınca resmi şekle bağlı tutulmuştur. Ayrıca, TMK"nın 692. maddesi gereği sözleşmenin tüm paydaşların katılımı ile yapılması zorunludur.
TMK"nın 692. maddesi gereğince, paylı taşınmaz malın özgülendiği amacın değiştirilmesi, korumanın veya olağan şekilde kullanmanın gerekli kıldığı ölçüyü aşan yapı işlerine girişilmesi olağanüstü tasarruflardan sayıldığından, aksi kararlaştırılmış olmadıkça, bütün paydaşların kabulüne bağlıdır. Bu nedenle sözleşme konusu taşınmaz üzerine arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılabilmesi tüm paydaşlarca ya da yetkili temsilcilerince sözleşmenin imzalanmış olması veya yapılan sözleşmeye "onay" verilmesine bağlıdır.
Somut olayda, yüklenici ... ile davacı arsa sahipleri arasında 22.06.1998 tarihinde düzenleme şeklinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanmış olmakla birlikte, sözleşme konusu olan 2071 parselde davacılar dışında birçok hissedar bulunduğu, ifraz işlemi ile çok sayıda parsel oluştuğu ancak, diğer paydaşlarla sözleşme yapıldığı veya sözleşmeye katılımlarının veya muvafakatlerinin sağlandığı iddia edilip,
kanıtlanamamıştır. Bu durumda, mahkemece geçersiz olan sözleşmenin geçersizliğinin tespitine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken feshine karar verilmesi doğru değil ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün HUMK’nın 438/VII. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazının kabulü ile kararın hüküm bölümünün “1” numaralı bendinde yer alan “feshine” kelimesinin hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine “geçersizliğinin tespitine" ibaresinin eklenmesine; hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.