Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
4077 Sayılı Yasada değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasanın 15.maddesi ile getirilen 10.maddesinin 3.fıkrasında "....tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi veren, asıl borçluya başvurmadan kefilden borcun ifasını isteyemez" hükmü getirilmiştir.
Somut olayda şikayetçi kredi sözleşmesinin kefili Ersin Sineklidir hakkında 11.10.2005 tarih ve 26.000.YTL. bedelli Akkredi (tüketici kredisi) sözleşmesi gereğince 17.07.2007 tarihinde ilamsız takip başlatılmıştır. Aynı tarih ve bedelli kredi borcu için asıl borçlu krediyi alan S. Ç. hakkında da bu takipten önce 12.4.2007 tarihinde rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçildiği, rehin konusu aracın muhafazaya alındığı ve kıymetinin takdir edildiği, takibin bu aşamada kaldığı görülmektedir. Yukarıda yazılı yasa hükmü karşısında asıl borçlu hakkında başlatılan bu takip, sonuçlandırılıp, bakiye alacak kaldığı belirlenmeden, kefil hakkında takip yapılamaz.
O halde şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle ret kararı isabetsizdir.  
SONUÇ :Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 02/05/2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.