11. Hukuk Dairesi 2018/3037 E. , 2019/4607 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 15/06/2017 tarih ve 2016/629 E - 2017/528 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nce verilen 04/04/2018 tarih ve 2017/929- 2018/277 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı şirket vekili, davalının, davacı şirkette %50 paya sahip olduğunu, diğer %50 payın ise davalının kardeşi..."a ait olduğunu, şirket ortaklar kulunun 23/01/2014 tarih 2004/1 sayılı sayılı kararı ile şirketin temsil ve ilzamının ne şekilde olacağının karara bağlandığını, ancak davalının ortaklar kurulu kararına aykırı bir kısım sahte işlemler yaptığını, şirket müdürlüğü görevini kötüye kullandığını, şirkete ait mal ve hakları şirketten ve ortaktan gizlediğini, işlemleri sırasında sahte imza kullandığını, şirket aleyhinde tek taraflı taahhütte bulunduğunu, şirket kurul kararı olmadan dava dışı Pulsar şirketiyle yapılan adi ortaklık sözleşmesini tasfiye ettiğini, başka bir şirket kurduğunu ve davacı şirketin demirbaşlarını kurduğu şirkette kullandığını, usulsüzlüklerin giderilmesi ve zararın tazmini konulu ihtarname çekildiğini ancak sonuç alınamadığını ileri sürerek davalının şirket ortaklığından çıkartılmasına, davalının şirket müdürlüğünün ve yetkilerinin tedbiren kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, TTK"nın 616/1-h maddesi gereğince bir ortak hakkında şirketten çıkarılma davası açılabilmesi için genel kurulda karar alınması gerektiğini, ancak böyle bir kararın bulunmadığını, davacı şirketin diğer ortağı olan...’un işlem yapmaktan kaçınması, çek kullanımını engellemesi ve benzeri davranışları sebebiyle, şirketin çalışamaz hale gelmesi üzerine davacı şirketin 3. Boğaz Köprüsü projesinde aldığı işi yapamaz hale geldiğini ve ICA (İçtaş-Astaldi) Adi Ortaklığı açısından fesih şartlarının oluştuğunu, ancak davalı ..."in gayretleriyle davacı şirket lehine bir kararla tasfiye sürecini başlatarak davacı şirketin yüklü miktarda ceza tutarını ödemekten kurtulduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, somut olayda davalı hakkında ortaklıktan çıkarılma konusunda genel kurul kararı alınmadığı, genel kurul kararına ilişkin dava şartı eksik olması nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili istinaf etmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 19/06/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.