Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Görevi Kötüye Kullanma
Hüküm : Beraat
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Avukat olan sanığın karar sonrası katılanın abisi ve ailesinin dosyayı temyiz etmemesini kendisine söyledikleri şeklindeki savunması karşısında; katılanın ailesinden, sanığın savunmasını doğrulayabilecek tanıklar varsa bunların dinlenmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması
Kanuna aykırı, O yer C.Savcısı ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 24.09.2020 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Sanık avukatın katılan adına üstlendiği davada katılana verilen mahkumiyet hükmünü temyiz etmediği, savunmasında yerel mahkemenin katılan hakkında beklenenden daha az bir cezaya hükmettiği, sonuçta katılanın akrabaları tarafından kararın temyiz edilmemesinin kendisine söylendiği ayrıca yerel mahkemenin sehven verdiğini düşündüğü kararı temyiz etmesi durumunda üst mahkeme incelemesinde bu durumun kazanılmış hak doğurmayacağını belirterek kararı temyiz etmediğini belirtmiş ise de; yerel mahkemenin katılan hakkında mahkumiyete hükmettiği, katılanın lehine olabilecek ve temyiz inceleme safhasında tartışılabilecek bazı hükümleri uygulamadığı, bu durumda verilen hükmün tamamen lehe olduğunun değerlendirilemeyeceği, 1136 sayılı Avukatlık Yasasının 34.maddesi uyarınca vekalet görevini özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek yükümlülüğünü taşıyan sanık avukatın katılan adına takip ettiği davanın aleyhine sonuçlanması üzerine müvekkilin aksi yönde kesin talimatı olmadığı sürece temyize başvurmasının vekalet görevinin gereği olduğu, sanığın bu yükümlülüğünü süresinde yerine getirmemekle görevini ihmal suretiyle kişi mağduriyetine yol açtığı kanaatinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.