15. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/3721 Karar No: 2016/434 Karar Tarihi: 26.01.2016
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2015/3721 Esas 2016/434 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, ilamsız icra takibine itirazın iptali istemli olarak açılmış, daha sonra alacak davasına dönüştürülmüştür. Davacı vekili, dava dilekçesinde borçlunun diğer itirazlarını kabul etmemiş, sadece 11.12.2013 tarihinde 1.000,00 TL daha ödeme yapıldığı halde sehven bu tutar da alacak kalemleri arasında yazıldığından bu miktar bakımından itirazı kabul ettiklerini belirterek, dava değerini 1.706,21 TL göstermek suretiyle kabul ettikleri ödeme dışında kalan borca itirazın iptalini istemiştir. Mahkemece, davacının iradeyi sakatlayan sebeplerle ödemeyi kabul etmediğine dair bir kanıt sunamadığı ve hesap ekstresinde aynı tarihte 1.000,00 TL ödemenin yazılı olmasının tek başına yanılmanın varlığını göstermeye yeterli olmadığı gerekçesiyle, hesaplanan 2.250,00 TL alacağından 1.000,00 TL kabul edilen ödeme düşülerek, 1.250,00 TL asıl alacak üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmemesi doğru olmamıştır. Kanun maddeleri açısından incelendiğinde, iradeyi sakatlayan sebeplerin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 30 ila 39. maddeleri arasında düzenlendiği belirtilmiştir.
15. Hukuk Dairesi 2015/3721 E. , 2016/434 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, kalan iş bedelinin tahsili için yapılan ilâmsız icra takibine itirazın iptâli istemli olarak açılmış iken ıslah yoluyla alacak davasına dönüştürülmüştür. Mahkemece davanın ıslah edilen şekliyle kabulüne dair verilen karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Davacı Tokat İcra Müdürlüğü"nün 2014/98 sayılı takip dosyasında 2.250,00 TL asıl alacak 456,21 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.706,21 TL alacağın tahsili için borçlu hakkında ilâmsız icra takibinde bulunmuş, itiraz üzerine daha sonra alacak davasına dönüştürdüğü iptâl davasını açmıştır. Davacı, dava dilekçesinde borçlunun diğer itirazlarını kabul etmemiş, sadece 11.12.2013 tarihinde 1.000,00 TL daha ödeme yapıldığı halde sehven bu tutar da alacak kalemleri arasında yazıldığından bu miktar bakımından itirazı kabul ettiklerini beyan ederek, dava değerini 1.706,21 TL göstermek suretiyle kabul ettikleri ödeme dışında kalan borca itirazın iptâlini istemiştir. Davacı vekilinin dava dilekçesinde 1.000,00 TL ödemeyi kabul ettiğine dair beyanı ödemenin ikrarı niteliğinde olduğundan iradeyi sakatlayan sebeplerin varlığı dışında bu beyandan ıslah yoluyla dahi dönülmesi mümkün değildir. İradeyi sakatlayan sebepler 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 30 ila 39. maddeleri (bu madde dahil) arasında düzenlenmiş olup yanılma, aldatma ve korkutmadan ibarettir. Davacı, dava dilekçesindeki ödemeyi kabul beyanının yanılma sonucu yapıldığını ileri sürmüş ise de; iradeyi sakatlayan bu sebebin varlığını ve yanılmayı yasal delilerle kanıtlayamamıştır. Hesap ekstresinde aynı tarihte 1.000,00 TL ödemenin yazılı olması tek başına yanılmanın varlığını göstermeye yeterli değildir. Bu durumda mahkemece davacı iradeyi sakatlayan sebeplerden olan yanılmanın varlığını ispatlayamadığından hesaplanan 2.250,00 TL alacağından 1.000,00 TL kabul ettiği ödeme düşülerek, 1.250,00 TL asıl alacak üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken bu husus üzerinde durulmadan yanlış değerlendirme sonucu alacak davasına dönüştürülen davanın aynen kabulü doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür. SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 26.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.