17. Hukuk Dairesi 2016/11288 E. , 2019/4968 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, borçlu ... Gıda Ltd. Şti. aleyhine takip yaptıklarını, takibin semeresiz kaldığını, borçlu şirketin ... İcra Müdürlüğündeki 2012/12192 - 2012/12823 - 2012/133360 sayılı dosyalardan alacaklarını, diğer davalı ..."e 18/12/2012 tarihli temliknamesi ile devrettiğini, davalı ..."in diğer davalı şirketin mali durumunu bildiğini, davalılar arasında ticari ilişki olmadığını, davalıların, alacaklı bankaya zarar verme kastı ile hareket ettiklerini belirterek, yapılan tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, müvekkilinin borçlu şirket ile bir ilişkisinin olmadığını, dava dışı ..."den alacaklı olduğunu, onun alacaklısı borçlu şirketten olan alacağını temlik aldığını, borçlu şirkete zarar verme kastının söz konusu olmadığını belirterek haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı borçlu şirket vekili, dava dışı ..."den aldıkları emanetin geri ödenmesi amacı ile anılan şahsın gösterdiği davalı ..."e temlik ettiklerini mal kaçırma amaçlarının olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacı alacaklının, davalıların kötü niyetli, alacaklıdan mal kaçırmak amacı ile bu temlik sözleşmelerini yaptıklarını yasal deliller ile ispatlamak külfetinde olduğu, ancak davacı bankanın davalıların temlik işlemlerini bankaya zarar vermek amacıyla kesin ve yasal delillerle ispatlayamadığı, İİK"nun 280. maddesinde belirtilen tüm koşulların bulunduğu davacı banka tarafından
yasal ve kesin delillerle ispatlanamadığı, İİK"nun 280. maddesine göre davalı şirketin ticari kayıtlarını ibraz etmemesi kötü niyet iddiasının ispatı için yeterli olmadığı, dosyadaki kayıtlara göre davalı ... ile davalı ... Ltd. Şti"nin yetkilileri arasında akrabalık bulunmadığının anlaşıldığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarruun iptali davasına ilişkindir.
Gerçek bir alacağı bulunan alacaklıya borçlunun bir başkasından olan para alacağını temlik etmesi ticari örfe dayalı geçerli bir ödeme aracıdır. Burada önemli olan temlik alanın, bu temliki gerektirir nitelikte ve boyutta borçludan alacağının olduğunun sabit olmasıdır.
Somut olayda, davalı borçlu dava dışı ..."den emanet olarak aldığı paranın iadesi için ..."ün alacaklısı olan davalı ..."e alacağını temlik ettiğini belirtmektedir. Buna göre gerek borçlu şirket ile dava dışı ... arasında, gerekse ... ile davalı üçüncü kişi Hüseyin arasında bir ticari ilişki söz konusu olmayıp iddia ödünç alınan paraya dayandırılmış, ancak bu iddiaya ilişkin herhangi bir delil ve belge sunulmamıştır. Yani yapılan temlikin bir ivaz karşılığı yapıldığı ispatlanmamıştır. Nitekim davalı borçlu ile üçüncü kişi arasında bir alacak ve borçlu ilişkisinin olmadığı tarafların kabulündedir.
Bu halde, davalıların iptali istenilen temliki haklı kılacak ticari ilişki ve alacağı ispatlayamamış olduğundan, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 17/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.