10. Hukuk Dairesi 2019/2528 E. , 2020/3115 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
No : 2017/2772-2019/117
İlk Derece
Mahkemesi : Şanlıurfa 1. İş Mahkemesi
No : 2014/616-2017/1007
Dava, vefat eden sigortalı babasından hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla aylık almakta olan davacının, boşandığı eşiyle birlikte yaşadığından bahisle aylıklarının kesildiğini beyanla, aylığın kesildiği 18.06.2014 tarihinden bu yana ödenmeyen aylıkların faiziyle iadesi, kurum işleminin iptali ile borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Dava, vefat eden sigortalı babasından hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla aylık almakta olan davacının, boşandığı eşiyle birlikte yaşadığından bahisle aylıklarının kesildiğini beyanla, aylığın kesildiği 18.06.2014 tarihinden bu yana ödenmeyen aylıkların faiziyle iadesi, kurum işleminin iptali ile borçlu olunmadığının tespiti talebidir.
II-CEVAP
Davalı kurum vekili, davanın yerinde olmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
"Davanın reddine" karar verilmiştir.
B-BAM KARARI
"Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, Şanlıurfa 1. İş Mahkemesinin 24.07.2017 tarih ve 2014/616 Esas - 2017/1007 Karar sayılı kararının kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine" karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili, davaya konu kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
1) 15.06.2011 tarihinde hakkında verilen boşanma kararı sonrasında hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle davalı kurumca kesilerek, aylığın kesildiği 18.06.2014 tarihinden bu yana ödenmeyen aylıkların faiziyle iadesi, kurum işleminin iptali ile borçlu olunmadığının tespiti istemiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun “Gelir ve aylık bağlanmayacak haller” başlığını taşıyan 56. maddesinin ikinci (son) fıkrasında düzenlenen davanın yasal dayanağı niteliğindeki norm 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiş, fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96"ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve özellikle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Bu aşamada, yöntemince araştırma yapılmalı, tarafların göstereceği tüm kanıtlar toplanmalı, bildirilen ve dinlenilmesi istenilen tanıklar ile kurum raporunda belirtilen komşularının tespit edilerek ifadeleri alınmalı, davacı ile boşandığı eşinin yerleşim yerlerinin saptanmasına ilişkin olarak; muhtarlıktan ikametgah senetleri elde edilmeli, ilgili Nüfus Müdürlüklerinden sağlanan nüfus kayıt örnekleri ile yerleşim yeri ve diğer adres belgelerinden yararlanılmalı, adres değişiklik ve nakillerine ilişkin bilgilere ulaşılmalı, adres hareketleri ilgili Nüfus Müdürlüğü’nden istenilmeli, ilgililerin su, elektrik, telefon aboneliklerinin hangi adreste kimin adına tesis edildiği saptanmalı, özellikle kurum raporu öncesi döneme ilişkin seçmen bilgi kayıtları getirtilmeli, varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate alınmalı, boşanılan eş 4857 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yer almakta ise adına ödeme yapılabilecek özel olarak açılan banka hesabı bulunup bulunmadığı belirlenmeli, boşanan eşlerin kayıtlı oldukları bölge/bölgeler yönünden geniş kapsamlı Emniyet Müdürlüğü araştırması yapılmalı, uyuşmazlık konusu dönemde boşanan eşlerin kayıtlı oldukları adresleri yönünden anılan yerde görev yapmış/yapmakta olan, mahalle/köy muhtar ve azalarından kanaat edinmeye yetecek kadarının tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, böylelikle “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Vefat eden sigortalı babasından hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla aylık almakta olan davacının, boşandığı eşiyle birlikte yaşadığından bahisle aylıklarının kesilmesi üzerine açılan eldeki davada; davacının ayrıldığı eşi ..."ın hastane kayıtlarındaki adres bilgileri, 30.06.2014 tarihinde nüfusa bildirdiği adresin inşaat olması, davacı ve ayrıldığı eşinin 2011, 2012, 2013, 2014 yıllarında aynı yerde oy kullanması, mernis adresleri, annesi ..."nın ölüm tarihi ile boşanma davasının açıldığı tarih aralığı, 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 2011/788 Esas sayılı dosya içeriği ile tüm dosya içeriğine göre, davacının babasından ölüm aylığı almasına karşın ayrıldığı eşiyle birlikte yaşaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Yapılan araştırma neticesinde özellikle Mernis kayıtları ve bu kayıtla bağlantılı diğer adres kayıtları nazara alınarak, davacı ve eşinin birlikte yaşadığı sonucuna varılarak davanın reddine ilişkin hüküm kurulmuş ise de; dosya bir bütün olarak ele alındığında; 16.01.2015 tarihli emniyet araştırmasında apartman ve sokakta, davacının boşandığı eşi Bahyettin"i tanıyan olmadığı yönündeki tespit ile farklı tarihlerde yapılan araştırmalarda davacının kızıyla birlikte ikamet ettiği şeklindeki tutanaklar, muhtarın, davacının 7 yıldır ikamet ettiği adreste, boşandığı 2011 yılından beri ayrı yaşadığı, eşi ile birlikte kalmadığına ilişkin yazılı beyanı ve özellikle Şanlıurfa 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 2011/788 Esas sayılı dosya içeriğine göre davacı ve kızının boşandığı eşi tarafından darbedildiği ve boşandığı eşi hakkında her iki suçtan verilen ceza yönünden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, suça konu eylemin boşanma kararı verilmeden kısa bir süre önce işlenmiş olması karşısında kurum denetmen raporunun aksinin ispat edilerek boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun gerçekleşmediği anlaşıldığından davanın kabulü yerine yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile davanın reddine dair kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 10/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.