Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2014/178
Karar No: 2016/102
Karar Tarihi: 27.01.2016

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/178 Esas 2016/102 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2014/178 E.  ,  2016/102 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Anadolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesince (Kapatılan Kartal 1. Asliye Hukuk Mahkemesi) davanın kabulüne dair verilen 21.04.2011 gün ve 2009/301 E., 2011/196 K. sayılı kararın incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 20.02.2012 gün ve 2011/14762 E., 2012/2622 K. sayılı bozma ilamı ile;
    “…Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
    Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı idareler vekillerince temyiz edilmiştir.
    Bilirkişi incelemesi yaptırılarak arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Bu nedenle davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
    Diğer davalı ... Başkanlığının temyizine gelince;
    1) Dava konusu taşınmazdan geçirilen Pendik (Adnan Kahveci) caddesinin 17.12.2009 tarih ve 2009/8-1 sayılı UKOME kararı ile anaarter listesinden çıkartıldığı, bu caddenin bakım ve onarım sorumluluğunun Kartal Belediye Başkanlığına ait olduğu gözetilerek, bu bölüm için ... aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi,
    2) Dere ıslah çalışmalarından İSKİ sorumlu olduğundan taşınmazın dere ıslah çalışması yapılan bölümü için ... hakkındaki davanın da husumetten reddi gerekirken müteselsilen sorumlu kabul edilmesi,
    Doğru görülmemiştir…’’
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
    Davacı vekili;müvekkilinin dava konusu 2690 ada 8 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, davalı idarelerin taşınmazın bir kısmına yol ve dere çalışmaları yapılmak suretiyle kamulaştırmasız el attığını ileri sürerek, kamulaştırma bedelinin tahsilini istemiştir.
    Davalı ... vekili; taşınmaza el atan idarenin tespit edilerek husumetin ona yöneltilmesi gerektiğini, bu taşınmazın davalı idarenin yetki ve sorumluluğunda bulunup bulunmadığının saptanması, ana arter olup olmadığının araştırılmasını, istenen miktarın gerçek rayicin çok üzerinde olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... vekili ise; dava konusu taşınmazların tapuda kimler adına kayıtlı olduğunun, davacının malik sıfatı bulunup bulunmadığının, arazinin vakıf arazisi olup olmadığının, dava konusu taşınmazlar üzerinde müvekkili idarenin inşa ettiği herhangi bir tesisin bulunmadığını, yoğun yapılaşma alanında kalan söz konusu taşınmazlara içme suyu havzasında kalmalarından dolayı el atmanın mümkün olmadığını beyan ederek, davanın husumetten reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece; bilirkişi raporları doğrultusunda davanın kabulü ile dava konusu olan 2690 ada 8 parsel nolu taşınmazla ilgili olarak 73.923,75 TL kamulaştırmasız el atma bedelinin davalı İBB den ve 115.616,25 TL kamulaştırmasız el atma bedelinin de davalı ... den müştereken ve müteselsilen 28.05.2009 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte alınarak davacıya verilmesine;dava konusu taşınmazda (A) ile işaretli 65.71 M2 lik kısımda davacı adına olan tapunun iptali ile TMK 999/2 mad. gereğince yol ve kaldırım olarak terkinine, (B) ile işaretli 102.77 m2 lik kısımda davacı adına olan tapunun iptali ile davalılar İBBB ve İSKİ adına eşit paylarda tesciline karar verilmiştir.
    Davalılar vekilinin temyizi üzerine hüküm, Özel Dairece yukarıda yazılı gerekçelerle bozulmuştur.
    Yerel Mahkemece, Özel Daire bozma ilamına kısmen uyulmuş; dava konusu taşınmazın(A )ile işaretli 65,71m² kısmı yönünden önceki kararda ise direnilmiş; hükmü davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
    Bilindiği üzere; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu"nun 2. maddesinde, Kamulaştırma Kanunu"nun uygulamasında idarenin, yararına kamulaştırma hak ve yetkisi tanınan kamu tüzel kişilerini, kamu kurum ve kuruluşlarını, gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerini, ifade edeceği belirtilmiştir.
    Aynı Kanun"un 3. maddesine göre; “İdareler, kanunlarla yapmak yükümlülüğünde bulundukları kamu hizmetlerinin veya teşebbüslerinin yürütülmesi için gerekli olan taşınmaz malları, kaynakları ve irtifak haklarını; bedellerini nakden ve peşin olarak...” ödemek suretiyle kamulaştırma yapabileceklerdir. Yani özel kişilerin mülkiyetinde bulunan taşınmaz bir mala, kamu hizmeti için ihtiyaç duyan ve kamulaştırma yapma yetkisine sahip olan idareler, kamu yararının bulunduğu durumlarda Anayasanın 46. maddesindeki koşullara uyarak ve parasını peşin vermek suretiyle kamulaştırma yapabilirler.
    Öte yandan, kamulaştırma yapmaya yetkili kişi ve kurumlar, Anayasa ve yasalara uygun bir kamulaştırma işlemi yapmaksızın, bir kimsenin maliki olduğu taşınmaz malına sahiplenme kastı ile ve kalıcı olarak el koyup, taşınmaz üzerine bir tesis veya bina yapar yahut da o taşınmaz malı bir hizmete tahsis ederek mal sahibinin taşınmaz üzerinde dilediği gibi kullanma hakkını engellerse, o zaman kamulaştırmasız el atma olgusu gerçekleşmiş olur. Bu gibi durumlarda kamulaştırma kararı almadan veya kamulaştırma işlemlerini tamamlamadan taşınmaza el koymuş bulunan idare de, haksız işgalci konumundadır.
    Somut olayda, çekişmeye konu taşınmazdan geçen Pendik (Adnan Kahveci) Caddesinin dava tarihi itibariyle ana arter olmasına rağmen, yargılama sırasında 17.12.2009 tarih, 2009/8-1 sayılı UKOME kararı ile ana arter olmaktan çıkartılmıştır.
    Davacı maliki bulunduğu taşınmaza kamulaştırma işlemi olmaksızın bir kısmına yol ve kaldırım yapılmak suretiyle el atıldığı ve çekişmeli taşınmazdan geçen Pendik (Adnan Kahveci) Caddesi"nin dava tarihi itibariyle davalı Belediyenin sorumluluğu altındaki ana arter olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık yargılama sırasında 17.12.2009 tarihli kararla, çekişmeye konu taşınmazın bulunduğu yolun ana arter olmaktan çıkarılması üzerine, davalı belediyenin sorumluluğunun devam edip etmediği ve yolun bakım ve onarım sorumluluğunun geçtiği dava dışı ilçe belediyesine davanın yöneltilmesi gerekip gerekmediği noktasındadır.
    İlke olarak her dava açıldığı tarihteki hal ve şartlara göre incelenip sonuçlandırılmalıdır. Dava açılırken gerçek hasmın tespit edilmesi ve davanın ona yöneltilmesi de temel bir usul kuralıdır. Öte yandan taşınmaza müdahalenin önlenmesi davaları, taşınmaza fiilen müdahale eden kişi ya da kuruma karşı açılır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.06.1973 tarih 1-908 Esas, 562 Karar sayılı ilamı). Dava tarihi itibariyle ana arter olan yolun bakım-onarım sorumluluğu bulunan davalı ..., Kamulaştırma Kanunu’na uygun hareket etmeden, taşınmazı kısmen işgal ettiğinden hukuka aykırı, kanunsuz bir harekette bulunmuştur.
    Davacıya ait olan taşınmaza dava tarihi itibariyle kamulaştırmasız el atma eylemi, davalı ... tarafından gerçekleştirildiğine göre, yargılama sırasında söz konusu yolun ana arter olmaktan çıkartılmış olması el atma eylemini gerçekleştiren davalı Belediyenin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz; aksi halde yargılama sırasında el atılan taşınmazdan geçen caddenin tekrar ana arter haline getirilmesi halinde husumet yine değişecek ve bu durum keyfilik ve istikrarsızlık yaratacaktır.
    Bu bakımdan mahkemenin, davalı Belediyeye husumet yöneltilebileceğine ilişkin direnmesi usul ve yasaya uygundur.
    Ne var ki, Özel Dairece işin esasına yönelik diğer temyiz itirazları ile davacı vekili tarafından temyiz aşamasında dosyaya sunulan 01.08.2013 tarihli dilekçe içeriğinde yer alan feragat beyanı Özel Dairece incelenmemiştir.
    S O N U Ç : Yukarıda açıklanan gerekçelerle direnme uygun olup; davalılar vekilinin işin esasına ilişkin yönelik diğer temyiz itirazlarının ve davacı vekilinin feragat beyanının incelenmesi için, dosyanın 5. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 27.01.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi