21. Hukuk Dairesi 2016/13939 E. , 2017/99 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, Tarım Bağ-Kur hizmetlerinin iptal edildiğinden hizmetinin tespitiyle yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Davacı, davalı Kurum tarafından Tarım Bağ-Kur sigortalılığının, 506 sayılı Yasa kapsamındaki çalışmaları gerekçe gösterilerek iptal edildiğini belirterek Tarım Bağ-Kur sigortalılık sürelerinin ve 21.03.2012 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitini istemiştir.
Mahkemece, davacının 01.08.1997 – 15.10.1997 tarihleri arasında 75 gün, 15.10.1997 – 24.09.1999 tarihleri arasında 709 gün, 16.11.1999 – 22.03.2002 tarihleri arasında 857 gün 28.12.2012 – 12.05.2004 tarihleri arasında 501 gün, 30.09.2004 – 23.05.2005 tarihleri arasında 235 gün olmak üzere toplam 2.377 gün olan SSK sigortalılığı ile çakışmayan ve prim ödenen sürelerin 2926 sayılı Yasa kapsamında zorunlu sigortalı olduğunun tespitine ve aksi yönde Kurum işleminin iptaline, davacının emekliliğine hak kazandığına ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının, davalı Kurum tarafından kooperatif kaydı gereğince 01.08.1997 varide tarihli bildirge ile mahallinde re"sen tescil edildiği, davacının ilk olarak 01.08.1997 – 04.06.2005 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı sayıldığı ve bu döneme ilişkin prim borçlarını 5458 sayılı Yasa kapsamında süresinde ödediği, ancak daha sonra davalı Kurum tarafından; Tarım Bağ-Kur bildirgesinin düzenlendiği tarihte davacının SSK"lı çalışmaları bulunduğu gerekçesi ile tüm Tarım Bağ-Kur sigortalılığının iptal edildiği, davacının 03.07.1993 – 05.08.1993, 18.08.1993 – 20.08.1993, 01.12.1995 – 10.12.1995, 20.06.1997 – 15.10.1997, 24.09.1999 – 15.11.1999, 22.03.2002 – 28.12.2002, 12.05.2004 – 30.09.2004, 23.10.2005 – 01.12.2005, 17.10.2007 – 01.01.2008, 09.04.2008 – 01.01.2011 ve 21.03.2011 – 10.07.2014 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa ( 5510 sayılı Yasa"nın 4/1-a maddesi ) kapsamında çalışmalarının bulunduğu, dosya kapsamına göre ziraat odası kaydı bulunmadığı, 07.04.1997 – 06.06.2005 ve 01.08.1997 – 06.06.2005 tarihleri arasında kooperatif kaydı bulunduğu, yine dosya kapsamına göre davalı Kurum"a yaptığı tahsis talebi bulunmadığı, davacı vekili tarafından bilirkişi raporundan sonra davacının sigorta başlangıcının 05.10.1982 olduğuna dair işe giriş bildirgesi sunulduğu, bu çalışmanın hizmet cetvelinde görünmediği, davacı vekilinin sigorta başlangıcının 05.10.1982 olarak kabulü ile yaşlılık aylığı şartlarının değerlendirilmesini de talep ettiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa"nın 10. maddesinde; “ sigortalıların kayıt ve tescil işlemlerinde valilik, kaymakamlık, özel idare, belediye ve muhtarlık ve nüfus idareleri kayıtları ile diğer kamu kuruluşlarının, tarım satış kooperatifleri ve birliklerinin, pancar ekicileri istihsal kooperatifleri ve Birliği Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi kayıtlarının esas alınacağı ” düzenlenmiştir.
Öte yandan Tarım Bağ-Kur sigortası kapsamında kesintisiz tarımsal faaliyetin bulunduğunun anlaşıldığı hallerde, gerek 506 ve gerekse 1479 sayılı Yasa"lar kapsamındaki kısa süreli çalışmaların 2926 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığı tümden sona erdirmeyeceği, 2926 sayılı Yasa"nın 36 ve 10. maddesindeki şartların da gerçekleşmesi halinde 506 ve 1479 sayılı Yasa"lar kapsamındaki kısa süreli çalışmalar dışında kalan süreler bakımından Tarım Bağ-Kur sigortalısı olunduğunun kabulünün gerekeceği, 506 ve 1479 sayılı Yasa"lar kapsamındaki çalışmaların uzun süreli olduğu hallerde ise, tarımsal faaliyetin kesintiye uğradığının ve anılan çalışmaların sona ermesinden sonra, 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığın yeniden başlatılabilmesi için doğrudan prim yatırılması, talep veya aynı Yasa"nın 36. maddesine göre ürün bedelinden tevkifat yapılması yoluyla yeniden kayıt ve tescil yolundaki iradenin ortaya konulması gerektiği Dairemizin giderek Yargıtay"ın yerleşmiş görüşlerindendir
Bir yıldan daha az süren zorunlu sigortalılık kapsamındaki çalışmalar kısa süreli olup kesintisiz bir şekilde bir yıl veya daha fazla süren çalışmalar ise uzun süreli çalışmadır.
Somut olayda; her ne kadar mahkemece davacının Tarım Bağ-Kur sigortalılık sürelerinin kısa süreli SSK"lı çalışmalarının başlangıç ve bitim süreleri dikkate alınarak belirlenmesi yerinde ise de; davacının 20.06.1997 tarihinde başlayan ve 15.10.1997 tarihinde son bulan kısa süreli SSK"lı çalışmasından sonra Tarım Bağ-Kur sigortalılığının 16.10.1997 tarihinden itibaren başlatılması gerekir. Bu itibarla; mahkemece, davacının Tarım Bağ-Kur sigortalılığının 01.08.1997 tarihinden itibaren başlatılması, 23.10.2005 tarihinin 23.05.2005 olarak yazılması, ayrıca davacı vekili tarafından sunulan 05.10.1982 tarihli işe giriş bildirgesi araştırılıp sigorta başlangıcı olarak kabul edilip edilmeyeceği tespit edilmeden, davacının yaşlılık aylığı talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
Mahkemece yapılacak iş, davacının Tarım Bağ-Kur sigortalılık süresini 16.10.1997 tarihinden itibaren başlatarak Tarım Bağ-Kur sigortalılık sürelerini kısa süreli SSK"lı çalışmalarını dikkate alarak belirlemek, davalı Kurum"dan davacının dava tarihinden önce tahsis talebinde bulunup bulunmadığını sormak, ayrıca, 05.10.1982 tarihli işe giriş bildirgesi gereğince, bu tarihin sigorta başlangıcı sayılıp sayılmayacağı hususunda usulünce araştırma yaparak davacının sigorta başlangıcının 05.10.1982 olduğu tespit edilir ise yaşlılık aylığı koşullarını buna göre değerlendirerek sonuca gitmekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 16.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.
-