Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2015/1830
Karar No: 2016/98
Karar Tarihi: 27.01.2016

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2015/1830 Esas 2016/98 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2015/1830 E.  ,  2016/98 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki “itirazın iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 20.02.2012 gün ve 2010/354 E., 2012/111 K. sayılı karar, taraf vekillerinin temyizi üzerine Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 03.06.2013 gün ve 2012/4205 E., 2013/3558 K. sayılı kararı ile;
    (...Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili amacıyla girişilen icra takibine vâki itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatı istemlerine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde olmayan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2- İtirazın iptali davaları, icra takibine bağlı davalardandır. İtirazın iptâli davasının konusu; davacı tarafından takibe konu edilip, davalı tarafından itiraz edilen alacak kaleminden ibarettir. Eldeki davada; davacı, 31.03.2009 tarih ve 610584 seri numaralı ve 71.020,23 TL bedelli faturada gösterilen işlerin taraflarınca yapılıp teslim edildiğini, söz konusu fatura bedelinden bakiye 65.000,00 TL"nin ödenmediğini ifade ederek, sadece bu faturaya dayanmak suretiyle icra takibine girişmiş; davalı ise, davacı tarafa borçlarının bulunmadığını savunarak takibe itiraz etmiştir. Buna göre, davanın konusunun davacı tarafından takibe dayanak yapılan 31.03.2009 tarih ve 610584 seri numaralı fatura ile sınırlı olduğu kabul edilmelidir. Bu yönüyle, mahkemece, tarafların ticari defterlerinde yer alan tüm ödemelerin bu fatura için yapıldığının kabulü gerekirken, takibe ve dolayısıyla davaya konu edilmeyen faturaların davacı alacağına ilave edilmesi suretiyle sonuca varılmış olması doğru değildir. Bu nedenle, takibe dayanak fatura bedeli olan 71.020,23 TL"den kanıtlanan ödemeler toplamı 27.973,73 TL"nin mahsup edilmesi neticesinde ortaya çıkan 43.070,50 TL bakımından itirazın iptâli ve takibin devamına karar verilmesi gerekirken, takibin bir cari hesap alacağına dayandığı düşüncesiyle takibe ve dolayısıyla davaya konu edilmeyen fatura bedellerinin de alacağa eklenmesi suretiyle sonuca varılması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir...)
    gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan ve faturaya bağlanmış alacağın tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.


    Davacı vekili müvekkilinin davalıya eser sözleşmesi kapsamında işler yaptığını ve tahsil edemediği iş bedeli için bir adet faturaya dayalı olarak giriştikleri takibin itiraza uğradığını ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili gerek davacı yanca yapılan iş bedellerinin ve gerek davacı yanın önerisiyle iş yaptırılan dava dışı şirketin alacaklarının tamamen ödendiğini bildirerek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece taraflar arasında toplamda 79.449,73-Türk Liralık iş yapılmasına karşın, ödemelerin 27.949,73-Türk Lirası ile sınırlı kaldığı gerekçesiyle itirazın 51.500,-Türk Lirası üzerinden iptali ile takibin bu tutar üzerinden ve takip tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faiz ile devamına, sair taleplerin reddine karar verilmiştir.
    Taraf vekillerinin temyiz itirazları üzerine karar, Özel Dairece yukarıda gösterilen gerekçe ile bozulmuştur.
    Yerel mahkemece bu kez, davacı yanca düzenlenen faturaların tarih ve numara itibariyle belirli bir sırayı izlediği gibi davalının ödeme savunmasını dayandırdığı belgelerin de sıralı olduğu; takip ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 85 ve 86 ncı maddeleri çerçevesinde ödemelerin ilk hulûl etmiş borca mahsup edileceği, ticari örf ve âdetin de bu yönde olduğu gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir.
    İtirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı; itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da söz konusudur. Davacı takibini 31.03.2009 gün ve 610584 seri numaralı ve 71.020,30-TL’lık faturaya dayandırmış ve bu faturadan kaynaklanan alacağının bakiye 65.000,-TL’sını talep etmiş olup bu noktada uyuşmazlık bulunmamaktadır.
    Yerel mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık taraflar arasında süregelen ticari ilişki nedeniyle düzenlenen birden çok faturadan sadece birine dayanılarak girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali davasında taraflar arasındaki tüm borç ve ödeme kalemlerinin birlikte mi değerlendirileceği; yoksa yapılan tüm ödemelerin sadece takip konusu edilen faturaya yönelik olduğunun mu kabulünün gerekeceği noktasında toplanmaktadır.
    Kısmi ifaya ilişkin kurallar (taraflar arasındaki sözleşmenin akdedildiği ve icra takibinin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan) 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 84 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre birden fazla borcu bulunan borçlu, ödeme zamanında bu borçlardan hangisini tediye etmek istediğini alacaklıya beyan etme hakkına haizdir. 86 ncı maddeye göre de yasal olarak geçerli bir beyan vaki olmadığı yahut makbuzda ödemenin hangi borca mahsup edileceği gösterilmediği takdirde, tediye muaccel olan borca mahsup edilir. Birden çok borç muaccel ise tediye, borçlu aleyhinde birinci olarak takip edilen borca mahsup edilir. İcra takibi yapılmamış ise tediye, vadesi daha önce gelmiş olan borca mahsup edilir.
    Somut olayda taraflar arasında bir borç ilişkisi bulunduğu ve borçlunun daha evvel bir kısım ödemeler yaptığı gerek dosya kapsamından gerekse takibin bir faturaya dayalı fakat fatura tutarının bir kısmına dayandırılarak yapılmış olmasından anlaşılmaktadır. Davaya dayanak olan takip 31.03.2009 gün ve 610584 seri numaralı ve 71.020,30-TL’lık faturaya dayandırılmış ancak bakiye 65.000,-TL’nin tahsili için yapılmıştır. Haliyle bu tutarın dışındaki alacağın tahsil edildiği alacaklının da kabulündedir. Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler de dikkate alındığında mahkemece bozma ilamında gösterilen şekilde inceleme ve değerlendirme yapılmak gerekirken önceki kararda direnilmesi doğru değildir.
    Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında taraflar arasında bir açık hesap ilişkisi bulunduğu, bu itibarla takip öncesinde yapılan kısmi ödemelerin alacaklı yanca hangi borca mahsup edilmesi istenmişse bu iradeye üstünlük tanınması ve ödemelerin birden çok borcun vadelerine göre sıralanmasının gerektiği ileri sürülmüşse de bu görüş açıklanan gerekçelerle Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir.
    O halde Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ: Davalı temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine 27.01.2016 gününde oyçokluğu ile karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi