22. Hukuk Dairesi 2016/20200 E. , 2019/18564 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 01.05.2005-03.01.2014 tarihleri arasında davalı şirket bünyesinde yer alan Takvim gazetesinde köşe yazarı ve ... Temsilcisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedildiğini, son ücretinin net 6.320,00 TL olduğunu, davalının kıdem ve ihbar tazminatı ödemesini daha düşük ücret üzerinden yaptığını ileri sürerek, fark kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshedildiğini, talep konusu tüm alacakların ödendiğini ileri sürerek, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; ve özellikle gerekçeli temyiz dilekçesinin süresinde verilmediği dikkate alınarak, gerekçesiz temyiz dilekçesi çerçevesinde kanunun açık hükmüne ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususları ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının kıdem tazminatı hesabına esas hizmet süresi konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun"un "Akdin işveren tarafından feshi ve kıdem tazminatı" nı düzenleyen 6.maddesi (Değişik: 4/1/1961 - 212/1 md.);
"Meslekte en az beş yıl çalışmış olan gazetecilere kıdem hakkı tanınır. Kıdem hakkı gazetecinin mesleke ilk giriş tarihinden itibaren hesaplanır.Akdin feshi halinde gazeteci, bu süreye göre hesaplanacak tazminatı almaya hak kazanır. Birinci maddenin şümulüne giren bir işyerinde işverenle arasındaki hizmet münasebeti bir veya müteaddit mukaveleye istinaden fasılasız olarak en az beş yıl sürmüş olan gazetecinin işine son verilmesi yapılacak yazılı ihbardan itibaren üç ay geçtikten sonra muteber olur. Beş seneden az hizmeti olanlar için bu ihbar müddeti bir aydır. İhbar müddetinin son günü olan tarih tazminata esas tutulur ve yıllık izinden sayılmaz. Gazeteci yıllık iznini kullanmamışsa, işine son verilmesi halinde, izin müddetine ait ücreti kendisine peşin olarak verilir. Hizmetine bu madde hükümlerine göre son verilen gazeteciye feshi ihbar edilen mukavelenin taallük ettiği her hizmet yılı veya küsuru için, son aylığı esas ittihaz olunmak suretiyle her yıl için bir aylık ücreti miktarında tazminat verilir. Ancak, yıllık hizmetin altı aydan az kısmı nazara alınmaz. İlk mukavele yılında bu miktar hesaplanmaz. Bir defa kıdem tazminatı alan gazetecinin kıdemi, yeni işine girişinden itibaren hesaplanır. Ancak, buna aykırı olarak işverenle gazeteci arasında yapılacak mukavele muteberdir. İşverenin maddi imkansızlık sebebiyle gazetecinin tazminatını bir defada ödeyememesi halinde, tediye en çok dört taksitte yapılır ve bu taksitlerin tamamının süresi bir yılı geçemez. Ancak, bu bölünme o iş yerinin mali vergisini tahakkuk ettiren maliye şubesinin, müessesenin zarar etmekte olduğu kararı üzerine yapılabilir. (Ek: 9/8/2002-4773/12 md.; Değişik: 22/5/2003-4857/116 md.) İş Kanununun 18, 19, 20, 21 ve 29 uncu maddesi hükümleri kıyas yoluyla uygulanır. " şeklindedir.
Somut uyuşmazlıkta, davacının 8 yıl 6 ay 3 gün kıdemi bulunmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının 8 yıldan sonraki hizmetinin 6 aydan fazla olduğu gerekçesiyle kıdem tazminatı hesabı davacının kıdemi 9 yıla tamamlanmak suretiyle yapılmıştır. Az yukarıda açıklanan kanun maddesi açık olup düzenlemeye göre, kıdem tazminatı hesabında 6 aydan az kıdemin dikkate alınmaması gerekmekte ise de; 6 aydan fazla kıdem süresinin bir sonraki yıla tamamlanacağına yönelik yasal bir düzenleme bulunmamaktadır.
Şu halde, davacının kıdem tazminatı hesabının 8 yıl 6 ay 3 gün üzerinden yapılması gerekmekte iken 9 yıl üzerinden yapılması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Taraflar arasında, yıllık izin ücreti alacağı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun’un 29. maddesi uyarınca, 2010 yılından önce hak kazanılan ve kullanılmayan yıllık izin süreleri karşılığında, işverence iki kat ücret ödenmesi gerektiği kabul edilmiştir. 5953 sayılı Kanun’un 29. maddesinde “Gazeteciye bu Kanunun 21 inci maddesinde yazılı yıllık izni vermeyen veya izni vermiş olup da izin müddetine ait ücreti ödemeyen işverene, yıllık izin vermediği veya izin süresine ait ücretleri ödemediği kimsenin izin müddetine tekabül eden ücretler yekununun üç katı kadar idari para cezası verilir; ayrıca gazeteciye ödenmesi gereken ücret toplamı, iki kat olarak ödenir” hükmü düzenlenmiştir. Söz konusu hükümde yer alan, iki kat oranının uygulanabilmesi için, gazetecinin çalışırken talep etmesine rağmen işverence izin kullandırılmaması ya da izin verilmesine rağmen izinli sürede ücret ödenmemiş olması gereklidir.
Dava dilekçesindeki iddia, işverence son ücretin eksik hesaplandığı ve bu sebeple tazminatlarının eksik ödendiği yönündedir. Dolayısıyla, dava dilekçesinde, davacının talep etmesine rağmen işverence izin kullandırılmaması ya da izin verilmesine rağmen izinli sürede ücret ödenmemiş olmasına ilişkin bir iddia yer almamaktadır. Ayrıca, işçi şahsi sicil dosyası içeriğinde, işçinin yıllık izin kullanmaya yönelik talebinin işverence reddedildiğine dair bir delil yoktur. Dinlenen tanığın anlatımından da aksi yönde bir kanaat edinilmemektedir. Bu halde, davacının kendi inisiyatifiyle kullanmadığı yıllık izin süresinin bulunduğunun kabulü gerekli olup, 5953 sayılı Kanun’un 29. maddesinde düzenlenen iki kat oranının uygulanması hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.