19. Hukuk Dairesi 2016/6062 E. , 2017/1781 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Tic. Mah. Sıf.)
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili ,müvekkilinin davalı bankanın müşterisi olup, çekmiş olduğu tarımsal kredi ile ilgili doğan borcunu ödediğini buna rağmen müvekkilinden toplam 4.683.59- TL peşin komisyon tutarı ve masraf adı atında kesinti yapıldığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmede borç miktarı haricinde komisyon veya dosya masrafı adı altında bir masrafın alınacağına dair bir hükmün bulunmadığını, taraflar arasındaki sorunun 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu madde 20 hükümlerine göre değerlendirilmesi gerektiğini, ilgili hükümlere göre taraflar arasında yapılan sözleşmenin tip sözleşme olarak kabul gördüğünü, davacı aleyhine konulan muhtelif masrafların, peşin komisyon tutarı, erken kapama komisyonu, ipotek fek ücreti ve masraf tutarının yazılmamış sayılacağını, yazılmamış sayılan kalemlerin davalı bankaca tahsil edilmiş olmasının genel işlem şartına aykırı kabul edilerek iadesi gerekeceğini belirterek bankanın tahsil ettiği tutarı tahsil tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, borç ilişkisinin TBK"nın yürürlüğe girmesinden önceki tarihte imzalanan sözleşmeden kaynaklandığını, bu nedenle dava konusu ihtilafa yeni borçlar kanunu hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığını, kredi sözleşmesinin ücret, masraf ve komisyona ilişkin maddelerinin genel işlem şartı niteliği taşımadığını, kredi sözleşmesinin ortada birden fazla kullanım için önceden hazırlanmış bir metin olduğunu, taraflar arasında bireysel bir anlaşmanın oluştuğunun kabul edilmesinin zorunlu bulunduğunu, taraflar arasında objektif adaletin yerini piyasa adaletinin alacağını, zira doğru fiyatı tespit etmek için herhangi bir hukuksal ölçünün mevcut olmadığını, davacının sözleşmenin imzalanması sırasında var olan ve kendisi tarafından kabul edilen sözleşme maddelerinin kendisine uygulanmasını sözleşmenin akdinden sonra kabul etmemesi ve dava açmasının sözleşmeye aykırılık teşkil ettiği gibi hukuka güven ilkesine de tamamen aykırı olduğunu, bankaların müşterilere verdikleri hizmet karşılığında müşterilerinden faiz dışında aldıkları ücretin, komisyonun ve masrafların nitelik ve sınırlarını belirleme yetkisine haiz olduklarını, davacının kendisinden kesinti yapılacağını bilmekte olup, buna sonradan itiraz edemeyeceğini, yapılan itirazın hakkaniyete ve yasaya aykırı olduğunu, davacıdan hukuka ve yasaya uygun tahsil edilen kesintiler olduğundan davacının komisyon ve masraf kesintisine ilişkin iade talebinin haksız olduğundan açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacı ile davalı banka şubesi arasında tarımsal kredi sözleşmeleri imzalanmış olup, çeşitli tarihlerde davacı hesabından toplamda 4683,54 TL masraf kesintisi yapıldığı, yapılan sözleşme ve kesintilerin bir çoğunun 818 sayılı Borçlar Kanunu yürürlükte iken yapıldığını. davacıdan tahsil edilen masrafların ayrıca ve açıkça belirtilmediği, davacının bu konuda aydınlatılmadığı ve kesintilerin davalı bankanın faiz geliri dışındaki kesintiler niteliğinde olduğu anlaşıldığı, yapılan tüm kesintilerin davalının konumunun verdiği avantajla taraflar arasında herhangi bir müzakere ya da mutabakata dayanılmadan tahsil edildiği, 6098 sayılı borçlar kanunun 20-25. Maddelerinde düzenlenen genel işlem koşullarına ilişkin hükümlerin 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun yürürlüğü ve uygulama şekli hakkında kanunun 3. Maddesi uyarınca, Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları gerçekleştiği tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanır, hükmünü içerdiği,ve genel işlem koşullarını düzenleyen 6098 sayılı yasanın maddeleri de kamu düzenini ilgilendirdiğinden ve somut olaya uygulanması gerektiği düşünüldüğü, sözleşmelerde yer alan komisyon alacağı ya da diğer ücretler adı altındaki alacaklara ilişkin hükümlerin kredi kullanan davacının aleyhine ve onun durumunu ağırlaştırıcı nitelikte, dürüstlük kurallarına aykırı olması nedeni ile TBK nın 25. Maddesi uyarınca yazılmamış sayılacağı, diğer hükümlerin geçerlilik durumunu koruyacağı, davalı tarafça da davacı hesabından kesintisi yapılan bedellerin faiz dışı haksız gelir olarak davacı hesabından tahsil edildiği ve davacı ile herhangi bir müzakere ve mutabakata varılmadan kesintilerin yapıldığı belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiş,hüküm davalı vekilice temyiz edilmiştir.
Dava, taraflar arasında düzenlenen Tarımsal Kredi Sözleşmesi nedeniyle kullandırılan krediden dolayı davalı banka tarafından kesilen peşin komisyon tutarı,dosya masrafı tutarından kaynaklanan alacağın tahsiline yöneliktir. Mahkemece davacıdan yapılan kesintilerin Genel İşlem Koşullarını düzenleyen 6098 Sayılı Borçlar Kanunu 20-25. madde hükümlerine aykırı olduğu ,söz konusu madde hükümleri kamu düzenini ilgilendirdiğinden somut olayda uygulanması gerektiği belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiş ise de taraflar arasındaki düzenlenen Tarımsal Kredi Sözleşmesi 14.06.2004 tarihinde imzalanmış olup, 818 sayılı Borçlar Kanunu döneminde düzenlenmiştir. Genel İşlem Koşulları ile ilgili düzenlemeler 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu "nun 20-25.maddeleri arasında yer almaktadır. Sözleşmenin düzenlendiği tarih itibariyle 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu yürürlükte olmadığından genel işlem koşullarıyla ilgili hükümler somut olaya uygulanamayacağı gibi ,bu hükümlerin 6101 sayılı TBK "nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun 2.maddesi uyarınca kamu düzeni ve genel ahlaka ilişkin bir kural niteliğinde bulunmaması nedeniyle geçmişe etkili şekilde somut olaya uygulanması da mümkün değildir. Bu olgular karşısında Tarımsal Kredi Sözleşmesi" nin düzenlendiği tarih itibariyle 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu 20-25.maddelerinde düzenlenen genel işlem koşullarına ilişkin hükümler uygulanamayacağı gözetilmeksizin mahkemece yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 06/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.