Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak borçlu şirket aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine geçilmiştir. borçlu şirket vekilleri süresinde icra mahkemesine başvurarak takip konusu çekin şirket ortakları T. Ç. ve O. G. tarafından imzalandığını T. Ç."ın ortaklar kurulu kararı ile 12.04.2004 tarihinde tüm yetkilerinin kaldırıldığını çekin yazı ve rakamla yazılan miktarlar bölümünde tahrifat yapılarak 2.500.000  TL"nin 2.500.000 YTL ye dönüştürüldüğünü, bu nedenle takibin iptaline karar verilmesini istemişlerdir.
Trabzon ticaret sicili memurluğunun mahkemeye cevaben göndermiş bulunduğu 06.11.2007 tarihli yazıda 12.02.2004 tarihinden itibaren T. Ç."ın şirketi temsile ilişkin tüm yetkilerinin kaldırıldığını O. G."in temsil ve ilzama yetkili kılındığını, 03.04.2007 tarihinden itibaren de S. Gin tek başına atacağı imza ile şirketi temsil ve ilzama yetkili kılındığı açıklanmıştır.
Takip konusu çeki borçlu keşideci şirket adına O. G.ve T. Ç."ın tanzim ettikleri konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. İmza sirkülerindeki adı geçenlere ait imzalardan da açıkça anlaşılacağı üzere sözü edilen çekteki miktarlarda yapılan düzeltmelerdeki imzaların T. Ç."a ait olduğu açıkça görülmektedir.
Trabzon C.Başsavcılığı"nın 2007/5491 soruşturma no"lu evrakından da anlaşılacağı üzere önce 2.500 YTL olarak tanzim edilen çekin daha sonra yapılan düzeltme ile 2.500.000 YTL dönüştürüldüğü belirlenmiştir. Bu durumda çekteki düzeltmeleri yapan T. Ç. "ın keşide tarihi itibariyle şirketi temsile yetkisi kaldırıldığından miktarlarda yapılan düzeltmeye itibar edilemeyeceğinden mahkemenin bu yöndeki kabulünde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak, 2.500 YTL bakımından tek başına O. G."in borçlu şirketi temsil etme yetkisi bulunduğundan takibin bu miktarın dışında kalan kısım üzerinden iptaline karar verilmesi gerekirken bunu da kapsar şekilde tümden iptali isabetsizdir.
SONUÇ  : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 01.05.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.