Esas No: 2018/3021
Karar No: 2022/220
Karar Tarihi: 25.01.2022
Danıştay 7. Daire 2018/3021 Esas 2022/220 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 7. Daire Başkanlığı 2018/3021 E. , 2022/220 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/3021
Karar No : 2022/220
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ...Vergi Dairesi Başkanlığı
(...Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ...Bölge İdare Mahkemesi .... Vergi Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: Davacının yurtdışı menşeli bandrolsüz sigara bulundurduğunun tespit edildiğinden bahisle takdir komisyonu kararına istinaden 2015 yılının Temmuz dönemi için re'sen tarh edilen özel tüketim vergisi ile kesilen vergi ziyaı cezası ve gecikme faizinin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emirlerinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... Vergi Mahkemesi ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararıyla; dosyanın incelenmesinden, ödeme emri içeriği amme alacaklarının dayanağı vergi ceza ihbarnamesinin 01/11/2016 tarihinde davacının elektronik posta adresinde tebliğ edilmesi üzerine, davacı tarafından hakkındaki tespitlerin hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek 11/11/2016 tarihinde vergi ceza ihbarnamesinin iptali talebiyle başvuruda bulunulduğu, davalı idarece, başvuruyla ilgili herhangi bir işlem tesis edilmeksizin, vergi ve cezanın dava konusu edilmediği ve süresi içinde ödenmediğinden bahisle dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği, olayda, davacının başvurusunun her ne kadar Yüreğir Vergi Dairesi Müdürlüğüne hitaplı dilekçeyle yapıldığı görülmekte ise de, dilekçenin dava açma süresi içerisinde ve düzeltme talebini içeren bir dilekçe olması sebebiyle, öncelikle istemin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 11. maddesi kapsamında değerlendirilerek üst makam durumunda olan Gelir İdaresi Başkanlığına sevkedilmesi gerektiği halde sevkin yapılmadığı gibi herhangi bir işlem de tesis edilmediği, davacının dava açma süresi içerisinde yaptığı düzeltme başvurusunun son derece dağınık vergi mevzuatı hükümleri karşısında davacının lehine yorumlanmasının hukuk devleti ilkesinin bir gereği olduğu, bu nedenle 01/11/2016 tarihinde tebliğ edilen vergi ceza ihbarnamelerine karşı işlemeye başlayan 30 günlük dava açma süresinin içinde 11/11/2016 tarihinde davacı tarafından yapılan başvuru ile duran dava açma süresinin, 60 gün içinde davalı idarece cevap verilmeyerek talebin zımnen reddedilmesi üzerine 09/01/2017 tarihinden itibaren yeniden işlemeye başladığı ve bu tarihten itibaren de dava açma süresi dolmadan 12/01/2017 tarihinde düzenlenen ödeme emrine konu kamu alacağının bu nedenle kesinleştiğinden söz edilemeyeceğinden işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 11. maddesinde yer alan hükmün, verginin tarhına ilişkin idari işlemler yönünden uygulanmasının hukuken mümkün görülmediği; olayda, davacıya vergi ve ceza ihbarnamesinin 01/11/2016 tarihinde tebliğ edildiği ve otuz günlük dava açma süresi içinde vergi mahkemesinde dava açılmaması, vergi ve cezanın vadesinde de ödenmemesi nedeniyle kesinleştiği anlaşılan amme alacağının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık; mahkemece, idareye yapılan başvurunun 2577 sayılı Kanun'un 11. maddesi kapsamında bir başvuru olarak değerlendirilmesi suretiyle verilen kararda yasal isabet görülmediği gerekçesiyle davalı idarenin istinaf talebinin kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasından sonra davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Suçun faili olmadığını ve ... Asliye Ceza Mahkemesinin ... Esasında kayıtlı davanın devam ettiğini belirterek anılan vergi ve cezalardan sorumlu tutulamayacağını, 2577 sayılı Kanun'un 11. maddesi kapsamında yaptığı başvurusuna cevap verilmediğini ileri sürmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Dosyanın incelenmesinden, davacının elektronik ortamda 01/11/2016 tarihinde tebliğ aldığı ihbarnamelerin iptali istemiyle 11/11/2016 tarihli dilekçe ile davalı idareye başvurduğu, idarece bu başvuruya ilişkin bir değerlendirme yapılmadığı ve bir cevap verilmediği gibi amme alacağının kesinleştiğinden bahisle 12/01/2017 tarihinde ödeme emri düzenlendiği anlaşılmış olup, davacının başvurusunun 2577 sayılı Kanun'un 11. maddesi kapsamında yapılmış bir başvuru olduğu ve bu başvurudan kaynaklı olarak amme alacağının kesinleşerek ödeme emri ile takip edilebilecek safhaya gelip gelmediği hususu değerlendirilmeksizin verilen kararda hukuka uyarlık görülmediğinden, temyiz isteminin kabul edilerek kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacının yolcu olarak seyahat ettiği ...plakalı araç ile kendisine ait olduğunu beyan ettiği ...yönetimindeki ...plakalı aracın peşpeşe şüpheli şekilde hareket ettiklerinin tespiti üzerine 24/07/2015 tarihinde yapılan aramada, ...plakalı araç içerisinde 49.600 paket yurt dışı menşeli bandrolsüz sigara ele geçirildiğinden ...Cumhuriyet Başsavcılığının ...numaralı dosyası kapsamında davacı da dahil tüm şahıslarla ilgili olarak soruşturma başlatıldığı ve neticesinde 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'na muhalefet suçundan yargılanmalarının ve aracın müsaderesinin istenildiği, açılan kamu davasının .... Asliye Ceza Mahkemesinin ...Esasında kayıtlı olarak devam ettiği tespit edilmiştir. Bununla birlikte davacının 23/12/2015 tarihinde takdire sevk edilerek adına 08/09/2016 tarihli takdir komisyonu kararına istinaden 2015 yılının Temmuz dönemine ilişkin olarak 49.600 adet yurt dışı menşeli bandrolsüz sigaradan kaynaklı özel tüketim vergisi tarhiyatı yapılarak vergi ziyaı cezası kesildiği ve vergi ceza ihbarnamelerinin davacının e-tebligat adresine gönderilmesi suretiyle 01/11/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davacının 11/11/2016 tarih ve 64789 kayıt sayılı dilekçe ile davalı idareye başvurarak vergi ve cezanın iptalini talep ettiği, idarece, tarh edilen vergi ile kesilen cezanın ve gecikme faizinin tahsili için dava konusu ödeme emrinin düzenlenerek e-tebligat yoluyla 17/01/2017 tarihinde davacıya tebliği üzerine de iptali istemiyle işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun olay tarihinde yürürlükte olan şeklindeki "Dava açma süresi" başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrasında, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu, 2. fıkrasının (b) bendinde de, bu sürenin tebliğ yapılan hallerde veya tebliğ yerine geçen işlemlerde tebliğ tarihini izleyen günden başlayacağının hükme bağlandığı, "Üst makamlara başvuru" başlığını taşıyan 11. maddesinde, ilgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan idari dava açma süresi içinde istenebileceği, bu başvurmanın, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durduracağı, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, isteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresinin yeniden işlemeye başlayacağı ve başvurma tarihine kadar geçmiş sürenin de hesaba katılacağının düzenlendiği, anılan maddenin 4. fıkrasında yer alan "Bu madde hükümleri, vergi, resim ve harçlarla benzeri mali yükümlerin tarh, tahakkuk ve tahsilinden ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda uygulanmaz" hükmünün 18/06/1994 gün ve 21964 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 4001 sayılı Kanun'un 6. maddesi ile 18/06/1994 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırıldığı anlaşılmaktadır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 107/A maddesinde, bu Kanun hükümlerine göre tebliğ yapılacak kimselere, 93. maddede sayılan usullerle bağlı kalınmaksızın, tebliğe elverişli elektronik bir adres vasıtasıyla elektronik ortamda tebliğ yapılabileceği, elektronik ortamda tebligatın, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılacağı, Maliye Bakanlığı'nın, elektronik ortamda yapılacak tebliğle ilgili her türlü teknik altyapıyı kurmaya veya kurulmuş olanları kullanmaya, tebliğe elverişli elektronik adres kullanma zorunluluğu getirmeye ve kendisine elektronik ortamda tebliğ yapılacakları ve elektronik tebliğe ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yetkili olduğu düzenlenmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2577 sayılı Kanun'un 11. maddesinin 4. fıkrasını yürürlükten kaldıran 4001 sayılı Kanun'un 6. maddesinin gerekçesinde, vergi, resim ve harçlarla benzeri mali yükümlerin tarh, tahakkuk ve tahsili ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda, idari davaya konu olacak işlemlere karşı mevcut hükümlere göre dava açılmadan önce idari makamlara başvurulmasının mümkün bulunmadığı, başvuru yapılması dava süresini durdurmadığı için daha sonra açılan davaların süreden reddedildiği, bu sebeple çoğu zaman hak kayıplarına neden olunduğu, bu gibi haksızlıkların ortadan kaldırılması ve dava yoluna başvurulmadan idareye yapılacak başvuru yoluyla uyuşmazlıkların çözümlenmesinin sağlanmasının, dava sayısını azaltma yönünde yapacağı olumlu etki göz önüne alınarak, söz konusu fıkranın yürürlükten kaldırıldığının belirtildiği, kanun koyucu tarafından güdülen amacın, tıpkı diğer idari işlemlerde olduğu gibi, tarh, tahakkuk ve tahsil işlemleriyle karşılaşan yükümlülere, bu işlemlerin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması için dava açma süresi içinde başvuru yolu açmak, bu başvuru ile dava açma süresini durdurmak ve böylece uyuşmazlıkların, dava aşamasına gelmeden, idari süreç içerisinde yeniden incelenip halledilmesi olduğu anlaşılmaktadır.
Bu hukuki durum karşısında; davalı idarece düzenlenip tebliğ edilen vergi ceza ihbarnamelerinin iptali için doğrudan dava açılabileceği gibi, 2577 sayılı Kanun'un sözü edilen 11. maddesi uyarınca, ihbarnamelerin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebileceğinden, bu koşullara uygun olarak yapılan başvurular üzerine tesis edilen olumsuz işlemlerin tebliğini müteakip idari yargı mercilerine müracaat edilebilecektir.
Dosyanın incelenmesinden, 23/12/2015 tarihinde takdire sevk edilerek 08/09/2016 tarihli takdir komisyonu kararına istinaden hakkında 2015 yılının Temmuz dönemine ilişkin olarak 49.600 adet sigaradan kaynaklı özel tüketim vergisi tarhiyatı yapılan ve vergi ziyaı cezası kesilen davacıya vergi ceza ihbarnamelerinin elektronik ortamda 01/11/2016 tarihinde tebliğ edildiği, 11/11/2016 tarih ve ... kayıt sayılı dilekçe ile davalı Yüreğir Vergi Dairesi Müdürlüğüne başvurarak “kaçak sigaralarla bir ilgisinin bulunmadığını ve ceza davasının devam ettiğini" belirterek ihbarnamelere konu vergi ve cezanın iptalini talep etmesine karşın, davalı idarece bu hususta bir değerlendirme yapılmadan ve cevap verilmeden bu kez de vergi ve cezalarla gecikme faizinin tahsili için 12/01/2017 tarihli ödeme emrinin emrinin düzenlendiği ve elektronik tebligat adresine gönderilmesi suretiyle 17/01/2017 tarihinde davacıya tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler karşısında, davacının 01/11/2016 tarihinde tebliğ aldığı vergi ceza ihbarnamelerine konu borcu için 11/11/2016 tarihli başvurusunun dava açma süresini durduracağı, idarece cevap verilmemesi suretiyle talebin zımnen reddi üzerine dava açma süresinin kaldığı yerden işlemeye başlayacağı, dava açma süresinin sona ermesiyle vergi ceza ihbarnamelerine konu amme alacağının kesinleşeceği ve ödeme emri ile takip ve tahsil edilebilir safhaya geleceği dikkate alınmadan, düzenlendiği 12/01/2017 tarihi itibariyle henüz kesinleşmemiş bir amme alacağını ihtiva ettiği anlaşılan dava konusu ödeme emrinde hukuka uyarlık görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2....Bölge İdare Mahkemesi .... Vergi Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
4. Yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 25/01/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanmış bulunan istinaf dairesi kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle uygun görülmüş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ve temyize konu kararın onanması gerektiği oyu ile, karara katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.