Esas No: 2019/3975
Karar No: 2022/238
Karar Tarihi: 25.01.2022
Danıştay 7. Daire 2019/3975 Esas 2022/238 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 7. Daire Başkanlığı 2019/3975 E. , 2022/238 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/3975
Karar No : 2022/238
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ...Vergi Dairesi Başkanlığı
(...Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
İSTEMİN KONUSU : ...Bölge İdare Mahkemesi .... Vergi Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: Tasfiye Halinde ...Kimya Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'ne ait 2012 yılının Şubat, Nisan ve Mayıs dönemlerine ilişkin özel tüketim ve damga vergileri, vergi ziyaı cezası ile gecikme faizinin şirketten tahsil olanağının kalmadığından bahisle 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 35. maddesi uyarınca davacı adına şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen ...tarih ve ...sayılı ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... Vergi Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararıyla; asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin şirkete usulüne uygun olarak tebliğ edildiği halde borcun ödenmediği, bunun üzerine haciz varakalarının düzenlendiği, mal varlığı araştırmasının yapılması neticesinde şirket adına kayıtlı 3 adet aracın bulunduğunun belirlendiği ve haciz işlemlerinin tesis edildiği görülmüş ise de; varlıkların borcun ne kadarlık kısmını karşılayabileceği yönünde araştırma bitirilmeden şirket ortağı sıfatıyla davacı adına ödeme emrinin düzenlendiği, bu durumda, asıl borçlu şirkete ait varlıkların, önceliği bulunan vergi borçlarını karşılayıp karşılamayacağı ancak haciz, rehin ve ipotekli malların satışından sonra anlaşılacağından, davacının ortağı olduğu dönemlere ilişkin olarak düzenlenen ödeme emrinin, şirket hakkında cebri tahsil yolları tüketilmeden ve amme alacaklarının borçlu tüzel kişiden tahsil olanağı kalmadığı saptanmadan tanzim edildiği sonucuna varıldığından, ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı, öte yandan, davacı hakkında düzenlenen ödeme emri ile tahsili istenen 2012 yılının Şubat dönemine ilişkin gecikme faizi ve damga vergisi için ise, asıl amme borçlusu şirket hakkında ödeme emri düzenlenmediği anlaşıldığından, dava konusu ödeme emrinde bu yönüyle de hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Dava dosyasındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden, asıl borçlu şirketten alacağın tahsiline ilişkin işlemlerin usulüne uygun yürütülmesi sonucu yapılan malvarlığı araştırması neticesinde, şirketin vergi borçlarının şirketin malvarlığından tahsil edilemeyeceği anlaşıldığından, amme alacağının tahsilini teminen, şirket ortağı olan davacının ödeme emriyle takibinde hukuka aykırılık görülmediğinden dava konusu vergi ve cezanın diğer yönlerden hukuka uygunluğunun incelenmesi suretiyle yeniden bir karar verilmek üzere temyize konu kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Tasfiye Halinde ...Kimya Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'ne ait 2012 yılının Şubat, Nisan ve Mayıs dönemlerine ilişkin özel tüketim ve damga vergileri, vergi ziyaı cezası ile gecikme faizinin şirketten tahsil olanağının kalmadığından bahisle 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 35. maddesi uyarınca davacı adına şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen ...tarih ve ...sayılı ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un "Limited şirketlerin amme borçları" başlıklı 35. maddesinde, limited şirket ortaklarının, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacakları ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacakları hükme bağlanmıştır.
Öte yandan, 6183 sayılı Kanun'un "Kanundaki terimler" başlıklı 3. maddesinde, tahsil edilemeyen amme alacağı teriminin, amme borçlusunun bu Kanun hükümlerine göre yapılan mal varlığı araştırması sonucunda haczi kabil herhangi bir mal varlığının bulunmaması, haczedilen mal varlığının satılarak paraya çevrilmesine rağmen satış bedelinin amme alacağını karşılamaması gibi nedenlerle tahsil edilemeyen amme alacaklarını; tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağı teriminin, amme borçlusunun haczedilen mal varlığına bu Kanun hükümlerine göre biçilen değerlerin amme alacağını karşılayamayacağının veya hakkında iflas kararı verilen amme borçlusundan aranılan amme alacağının iflas masasından tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması gibi nedenlerle tahsil dairelerince yürütülen takip muamelelerinin herhangi bir aşamasında amme borçlusundan tahsil edilemeyeceği ortaya çıkan amme alacaklarını ifade ettiği belirtilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen yasal düzenlemelerin birlikte değerlendirilmesinden; şirket borçlarından dolayı şirket ortaklarına başvurulabilmesi için öncelikle borcun şirket adına kesinleştirilmesi ve şirketin malvarlığından kısmen ya da tamamen tahsil edilememesi veya edilemeyeceğinin anlaşıldığının ortaya konulması gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; Tasfiye Halinde ...Kimya Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin kesinleşen vergi borçlarının şirketten tahsil olanağının kalmadığından bahisle 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 35. maddesi uyarınca ortak sıfatıyla davacı adına dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği, bahse konu ödeme emri içeriği borçların 2012 yılının Şubat, Nisan ve Mayıs dönemlerine ait özel tüketim ve damga vergileri, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizlerinden oluştuğu, bunlardan 2012 yılının Şubat dönemine ait damga vergisi ve gecikme faizinin 01/07/2016 tarihinde takipten kaldırıldığı, özel tüketim vergisi ve vergi ziyaı cezasının ise, asıl borçlu şirketin kanuni süresinden sonra verdiği beyannameler üzerine tahakkuk eden vergiler ve kesilen cezalardan kaynaklandığı, düzenlenen ödeme emirlerinin muhtelif tarihlerde şirkete tebliğ edilmesine rağmen herhangi bir ödemede bulunulmaması üzerine, banka hesaplarında bulunan toplam 9.860,09 TL üzerine haciz konulduğu, şirket hakkında yapılan mal varlığı araştırmasında, 2008 model ...markalı, 2009 model ...markalı otomobiller ile 2011 model Renault markalı midibüs dışında mal varlığı unsuruna rastlanılmadığı görülmektedir.
Dava dosyasındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden, asıl borçlu şirketten alacağın tahsiline ilişkin işlemlerin usulüne uygun olarak yürütülmesi sonucunda yapılan malvarlığı araştırması neticesinde vergi borçlarının şirketin malvarlığından tahsil edilemeyeceği anlaşıldığından, amme alacağının tahsilini teminen, şirket ortağı olan davacının ödeme emriyle takibinde hukuka aykırılık görülmemiş olup, dava konusu ödeme emri içeriği özel tüketim vergisi ve vergi ziyaı cezasının diğer yönlerden hukuka uygunluğunun incelenmesi ve ödeme emrinin damga vergisi ve gecikme faizine isabet eden kısmının takipten kaldırıldığının göz önünde bulundurulması suretiyle ulaşılacak sonuca göre yeniden bir karar verilmek üzere temyize konu kararın bozulması gerekmiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2....Bölge İdare Mahkemesi .... Vergi Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 25/01/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
(X)- KARŞI OY :
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanmış bulunan Daire kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle uygun görülmüş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ve vergi dava dairesi kararının onanması gerektiği oyu ile, karara katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.