Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2011/17678 Esas 2012/5202 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
5. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/17678
Karar No: 2012/5202
Karar Tarihi: 20.03.2012

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2011/17678 Esas 2012/5202 Karar Sayılı İlamı

5. Hukuk Dairesi         2011/17678 E.  ,  2012/5202 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacılar vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
    - K A R A R –
    Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın, dava şartı gerçekleşmediğinden reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
    2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa 5999 sayılı Kanunla eklenen Geçici 6. maddesindeki hükümlerin 6111 sayılı Kanunun Geçici 2. maddesi uyarınca 04.11.1983 tarihinden sonraki kamulaştırmasız el koyma işlemlerinde de uygulanacağı kabul edilmiştir.
    5999 sayılı Kanunla eklenen Geçici 6. maddesinin 1. fıkrasında “taşınmazlara malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle malik tarafından ilgili idareden tazminat talebinde bulunulması halinde öncelikle uzlaşma yoluna gidilmesi esastır.” hükmü getirilmiştir.
    Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1956/1-6 sayılı kararı uyarınca idarece taşınmazına kamulaştırmasız el atılması halinde malik, müdahalenin önlenmesi talebinde bulunabileceği gibi bu fiili duruma razı olması halinde, el konulan yerin bedelini talep edebilir.
    Bu hüküm uyarınca taşınmazına el konulan malik her zaman mahkemeye müracaat ederek tazminat davası açabilir. 5999 sayılı Kanunla getirilen uzlaşmaya gidilmesi hali kişinin dava açma hakkını ortadan kaldırmaz.
    Kanunda, uzlaşma önerilmesinin amacı kişinin mahkemeye müracaat hakkını ortadan kaldırmak değil, malikin idareye başvurması halinde uzlaşma yolunun denenmesidir. İdare uzlaşma talebinde bulunan malik ile uzlaşma görüşmelerine başlamakla yükümlüdür. Malikin idareye başvurmadan doğrudan doğruya dava açması, hukukun temel prensiplerinden biri olan hak arama özgürlüğüne ilişkin olup, uzlaşma başvurusu dava şartı olarak kabul edilemez.
    Dava konusu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı, yargılama sırasında taraflar arasında uzlaşma sağlandığı ve davanın konusuz kaldığı anlaşılmıştır.
    Bu nedenle, konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi ve dosya içindeki bilgi ve belgelerden, davalı idarenin dava açılmasına sebebiyet verdiği anlaşıldığından; davacılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği düşünülmeden yazılı gerekçelerle dava şartı gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verilerek davalı idare lehine vekalet ücreti takdir edilmesi,
    Doğru görülmemiştir.
    Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde ödeyene iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 20.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.