15. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/5986 Karar No: 2016/385 Karar Tarihi: 25.01.2016
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2015/5986 Esas 2016/385 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı iş sahibi ile davacı yüklenici arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinin tahsili için yapılan ilamsız icra takibine itirazın iptaline ve takibin devamına ilişkin dava sonucu, mahkemece hüküm davalı iş sahibi aleyhine verildi. Ancak, dava konusu işin ne kadarlık kısmının yapıldığı ve bedelinin ne kadar olduğu konusunda belirsizlik vardı. Bu nedenle, mahkeme kararı temyiz edildi ve üst mahkemece yapılan işin tamamının yapıldığı 2012 yılı mahalli piyasa rayiçlerine göre, fatura kapsamındaki işlerin yapılıp yapılmadığının ve yapılmış ise iş bedellerinin bilirkişi raporuyla saptanması ve sonucuna göre hüküm tesis edilmesi gerektiği kararı verildi. Ayrıca, takipte 208,00 TL işlemiş faiz istemi de olmasına rağmen, davalının usulen temerrüde düşürülmediği ve temerrüt olgusu gerçekleşmediği halde takip tarihine kadar işlemiş faize hükmedilmesi de yanlış bulundu. Bu nedenlerle, hüküm davalı yararına bozuldu. Kanun maddesi olarak ise, TBK 481. madde eser sözleşmelerine, bedelin önceden belirlenmemiş veya yaklaşık olarak belirlenmişse, bedelin yapıldığı yer ve zamanda eserin değerine ve yüklenicinin giderine bakılarak belirlenmesini öngörmektedir.
15. Hukuk Dairesi 2015/5986 E. , 2016/385 K. "İçtihat Metni"
Mahkemesi :Şile Asliye Hukuk Mahkemesi Tarihi :17/10/2014 Numarası :2013/330-2014/248 Davacı :.. .. Vek. Av. .. .. Davalı :.. ..
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden doğan iş bedelinin tahsili için yapılan ilâmsız icra takibine itirazın iptâli ve takibin devamı istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne, takibin devamına ve icra inkâr tazminatı isteminin reddine dair verilen karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı yüklenici, davalı iş sahibine ait iş yerinin elektrik tesisatı işlerini yaptığını, bu işler nedeni ile icra takibine konu 26.12.2012 tarihli 027048 nolu ve 2.559,90 TL (KDV dahil) bedelli faturayı düzenlediğini, iş bedelinin ödenmemesi üzerine davalı aleyhinde ilâmsız icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek icra takibine vâki itirazın iptâline ve alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla davalının icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiş; davalı iş sahibi, söz konusu işin yapılmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiş ve mahkemece davanın kabulüne, takibin devamına ve davacının icra inkâr tazminatına ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir. Taraflar arasında yazılı sözleşme ilişkisi olmayıp sözlü anlaşmanın varlığı tarafların muvafakatıyla dinlenilen tanık beyanlarından anlaşılmakta ise de; ihtilâf işin ne kadarlık kısmının yapıldığı ve bedeli konusundadır. Davacı tarafından düzenlenen 26.12.2012 tarihli faturanın davalıya tebliğ edildiğine dair dosya kapsamında bilgi ve belge bulunmadığından takibe konu fatura içeriğinin kesinleştiğinden söz edilemez. Ayrıca hangi işlerin yapıldığı tanık beyanları ile de açıklığa kavuşturulmuş değildir. TBK 481. maddeye göre eserin bedeli önceden belirlenmemiş veya yaklaşık olarak belirlenmişse bedel, yapıldığı yer ve zamanda eserin değerine ve yüklenicinin giderine bakılarak belirlenir. Dairemizin bu konudaki yerleşmiş içtihatları ve doktrinde kabul edildiği üzere bundan anlaşılması gereken, işin yapıldığı tarihteki mahalli piyasa rayicine göre bedelin belirlenmesidir. Bu durumda akdî ilişkinin kurulduğu tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK"nın 481. maddesine göre imalât bedelinin yapıldığı yıl piyasa rayiçlerine göre belirlenmesi gerekir. Mahkemece yapılacak iş; işin tamamının yapıldığı 2012 yılı mahalli piyasa rayiçlerine göre, 26.12.2012 tarihli fatura kapsamındaki işlerin yapılıp yapılmadığının ve yapılmış ise iş bedellerinin bilirkişi raporuyla saptanması ve sonucuna göre hüküm tesis edilmesinden ibarettir.
Öte yandan, davalının icra takibinden önce usulen temerrüde düşürülmediği ve takipte 208,00 TL işlemiş faiz istemi de olup, bununla ilgili de itirazın iptâli istendiğinden, temerrüt olgusu gerçekleşmediği halde takip tarihine kadar işlemiş faize hükmedilmesi de yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle mahkeme kararının bozulması uygun bulunmuştur. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 25.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.