Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2014/1805
Karar No: 2016/85
Karar Tarihi: 27.01.2016

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/1805 Esas 2016/85 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2014/1805 E.  ,  2016/85 K.
"İçtihat Metni"

##########
MAHKEMESİ : Yargıtay ... Dairesi (İlk Derece)
##########
##########
##########
##########


Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay ... Dairesince;
“DAVA: Dava dilekçesinde, ihbar olunan Cumhuriyet Savcıları tarafından dava dışı kişiler hakkında 10/07/2008 günlü iddianamenin düzenlendiği; davacının, şüpheli sıfatının bulunmadığı; buna rağmen, davacı ile ilgili ifade ve değerlendirmelere iddianamede yer verildiği ve hedef gösterildiği; husumet ve hakaretlere maruz bırakıldığı; iddianamenin basın organlarına servis edildiği; yetki ve görev sınırının aşıldığı ve kanunun açık hükmüne aykırı davranıldığı ileri sürülerek, 50.000,00-TL manevi tazminatın hüküm altına alınması; karar özetinin de yayımlanması talep ve dava olunmuştur.
CEVAP: Cevap dilekçesinde, dava şartları ve sorumluluk koşullarının gerçekleşmediği savunulmuştur.
GEREKÇE: Dava, Cumhuriyet Savcılarının hukuki sorumluluğuna dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir.
Hakimlerin ve bu sınıftan sayılanların yargısal faaliyetleri nedeniyle sorumlulukları, HMK"nun 46-49. maddelerinde düzenlenmiş bulunmaktadır.
"Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair" 6110 sayılı Yasa 14/02/2011 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanmak suretiyle yürürlüğe girmiştir. 6110 sayılı Yasa"nın 12. maddesi ile 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu"na 93/A maddesi eklenmiştir. Maddedeki düzenlemeye göre:
Hakim ve savcıların bir soruşturma, kovuşturma veya davayla ilgili olarak yaptıkları işlem, yürüttükleri faaliyet veya verdikleri her türlü kararlar nedeniyle:
a)Ancak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir.
b)Kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk sebeplerine dayanılarak da olsa hakim veya savcı aleyhine tazminat davası açılamaz.
Devlet aleyhine açılacak tazminat davası ancak dava konusu işlem, faaliyet veya kararın dayanağı olan;
a)Soruşturma sonucunda verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın veya kamu davası açılmış ise kovuşturma sonucunda verilen hükmün,
b)Dava sonunda verilen hükmün, kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde açılabilir. Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın veya hükmün kesinleşmesinden önce, hakim veya savcının söz konusu işlem, faaliyet veya kararıyla ilgili olarak görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullanmaktan mahkumiyeti halinde ise tazminat davası bu hükmün kesinleşmesinden itibaren bir yıl içinde açılabilir.
Dava konusu, ceza soruşturması sırasında yapılan işlemlere ilişkindir. Açılan ceza davası ise,....Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2008/209 esas sayılı dosyasında derdest bulunmaktadır.
6110 sayılı Yasa ile değişik 2802 sayılı Yasa"nın 93/A maddesi uyarınca; ancak, asıl dava sonucunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tazminat davası açılabilir. Şu durumda, davacıların istemi dinlenilebilir bulunmamakta olup; dava dilekçesinin reddine karar verilmelidir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Dava ön şartları yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine,
2-Alınması gereken 25,20-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 675,00.-TL"den düşümü ile kalan 649,80.-TL"nin istek halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi m.7/2 uyarınca davalı yararına takdir edilen 3.000,00-TL nispi avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,”
Dair oybirliği ile verilen 25.02.2014 gün ve 2013/85 E., 2014/19 K. sayılı karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

##########

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Davacı vekili tarafın temyiz isteminin süresinde olduğunun anlaşılmasından ve dosyadaki tüm kağıtların okunmasından sonra gereği düşünüldü:
Dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Dairece, “davanın ön şart yokluğundan reddine” karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
ÖNSORUN
İşin esasına geçilmeden önce, 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 5271 sayılı CMK 141. maddesine eklenen 3. ve 4. fıkraların görev bakımından eldeki davaya etkileri tartışılmıştır.
Görev konusu kamu düzenini ilgilendirdiği için öncelikle görev sorununun aşılması gereklidir.
09.02.2011 gün ve 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 14. maddesi ile 24/2/1983 gün ve 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu’na eklenen 93/A maddesinin atfı ile 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 46. Maddesine dayanılarak ceza hâkimlerinin ve cumhuriyet savcılarının yargısal faaliyetinden dolayı Devlet aleyhine tazminat davası açılabilmekteydi.
Yargısal faaliyet nedeni ile açılacak tazminat davaları 6100 sayılı HMK’nun 47. Maddesi gereğince, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi ceza hâkimlerinin ve cumhuriyet savcılarının fiil ve kararlarından dolayı, Yargıtay ilgili hukuk dairesinde açılmakta ve ilk derece mahkemesi sıfatıyla görülmekteydi.
Mevcut düzenleme bu şekilde iken, 21.02.2014 gün ve 6526 sayılı Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu ile 24/2/1983 gün ve 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanununun 93/A maddesinin yürürlükten kaldırılması ile birlikte, “hukuk hakimleri” dışındaki hakimler ve cumhuriyet savcıları aleyhine açılacak tazminat davalarında görevli mahkemenin neresi olduğu sorunu ortaya çıkmıştır. Bu sorunun aşılması içinde 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 141 ve devamı maddelerinde düzenleme yapılmıştır.
5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun “Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat” başlıklı 141. maddesinde suç soruşturması veya kovuşturması sırasında, 141. maddenin 1. fıkrasında düzenlenen haller nedeni ile zarar gördüğünü iddia eden kişilerin maddî ve manevî her türlü zararlarını Devletten isteyebilecekleri, 142. maddesinde ise koruma tedbirleri nedeni ile tazminat isteminin, zarara uğrayanın oturduğu yer ağır ceza mahkemesinde ve eğer o yer ağır ceza mahkemesi tazminat konusu işlemle ilişkili ise ve aynı yerde başka bir ağır ceza dairesi yoksa, en yakın yer ağır ceza mahkemesinde karara bağlanacağı düzenlenmiştir.
18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 141"inci maddesine;
“(3) Birinci fıkrada yazan hâller dışında, suç soruşturması veya kovuşturması sırasında kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk hâlleri de dâhil olmak üzere hâkimler ve Cumhuriyet savcılarının verdikleri kararlar veya yaptıkları işlemler nedeniyle tazminat davaları ancak Devlet aleyhine açılabilir.
(4) Devlet, ödediği tazminattan dolayı görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullanan hâkimler ve Cumhuriyet savcılarına bir yıl içinde rücu eder.”
şeklinde 3. ve 4.fıkralar eklenmiştir.
Ayrıca aynı Kanun ile “ceza hakimleri” ve “cumhuriyet savcıları” hakkında açılmış derdest olan davalar hakkında 5320 sayılı Kanun’a geçici madde eklenmiş; bu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten önce suç soruşturması ve kovuşturması sırasında yapılan her türlü işlem veya alınan karar nedeniyle hâkimler ve Cumhuriyet savcıları hakkında hukuk mahkemelerinde açılan ve hâlen derdest olan tazminat davasına ilişkin dosyaların mahkemesince, Yargıtay incelemesinde bulunan dosyaların ise esası incelenmeksizin, ilgili dairece yetkili ağır ceza mahkemesine gönderileceği ve bu davaların ağır ceza mahkemelerince, Ceza Muhakemesi Kanununun 141"inci ve devamı maddeleri uyarınca Devlet aleyhine yürütülmek suretiyle karara bağlanacağı düzenlenmiştir.
Görüşmeler sırasında azınlıkta kalan ve kararın onanması yönünde görüş bildiren üyeler, karar tarihinde yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alındığında verilen kararın doğru olduğunu, bu nedenle onanması gerektiğini savunmuşlar ise de, bu görüş kurul çoğunluğunca kabul edilmemiştir.
Yine azınlıkta kalan bir üye ise kararın “5320 sayılı Kanunun 8 maddesinde yer alan “Yargıtay incelemesinde bulunan dosyalar ise esası incelenmeksizin ilgili dairece yetkili ağır ceza mahkemesine gönderilir” hükmü gereğince dosyanın esası incelenmeksizin ağır ceza mahkemesine gönderilmesi gerektiğini savunmuş ise de bu görüş de Kurul çoğunluğu tarafından kabul edilmemiştir.
Kurul çoğunluğu, 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun hükümleri gereğince değerlendirilme yapılmak üzere kararın bozulması gerektiğini kabul etmiştir.
Somut olayda davacı vekili, ihbar edilen cumhuriyet savcılarının yargısal faaliyeti nedeniyle manevi tazminat istemiştir. Karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun hükümleri ceza hakimleri ve cumhuriyet savcıları aleyhine yargısal faaliyet nedeni ile açılan tazminat davalarında görevli mahkeme konusunda yeni düzenlemeler getirmiştir. Görev sorununun kamu düzenine ilişkin olduğu kabulü karşısında mevcut bu düzenlemeler dikkate alınarak eldeki dava hakkında karar verilmek üzere Daire kararının bozulması gerekmiştir.
S O N U Ç: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın, 6217 sayılı Kanun’un 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelemesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine, 27.01.2016 gününde oyçokluğu ile karar verildi.


....
##########

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi